Ay aşkı

21 5 0
                                    

Bir gece akşamüstü Beyaz ile Mavi karşılaştılar ve Beyaz Maviye ''Ay aşkı nedir biliyor musun?'' diye sormuş. Mavi anlamsız gözlerle Beyaz'ı süzüp durmuş. Her ne kadar onu umursamadığını görse de sözlerine devam etmiş ve anlatmaya başlamış. ''karşılıksız bir aşktır. ayın gözü dünyadan başkasını görmez, dünya için kul köle olur, pervane olur, milyonlarca yıldır etrafında dolanıp durur. hatta ay güneşin kendisine ikram ettiği ışığı bile dünyaya gönderir. İkimizin hikayesinde ise ben güneşim sen ise ay. Hiçbir zaman karşılık vermedin aşkıma, kötü olduğumu düşünmek istiyorsun biliyorum ancak şunu bil farkın yok benden.'' Mavi tek bir kelime bile etmeden sadece sözlerin sahibinin gözlerinin içine bakıp durdu. ''Nefret dolu gözlerle bile baksan gözlerimin içine, gözlerim gözlerine değdiği sürece çıkan nefreti umursamam.'' Mavi ise arkasına bile bakmadan Beyaz'ı orada bırakıp gitti. Beyaz kalbinin sızısından olduğu yere öylece çöktü ve saatlerce duvarı izledi. Bazen bazı hikayelerde bir taraf her zaman üzülmek zorundaydı çünkü mutlu son sadece masallarda olurdu.

Aynı günün gecesi Beyaz dualar etmeye başladı inandığı şeylere çünkü başka ne yapacaktı ki? Zaten kaybedecek bir şeyi yoktu, yaşamaktan başka. ''Tanrım, her ruh inandığı şey için yaşardı bense sana inanmayı seçtim. Oralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum ve hissediyorum. Bu zamana kadar şansımı pek güldürmedin, sen de farkındasındır fakat sevilmeyi herkes kadar hak ettim. Kaderimi bu denli acımasızca yazan sen, elimden neden ölüm hakkımı aldın söylesene? Karanlığa karışıp kaybolmak isterdim eğer karanlığın kendisi olmasaydım. Bembeyazdım, Siyah değildim farkındayım fakat kendi kendimi boğmaktan yoruldum. Her görenin zihnine çoğunlukla iyilik yerleştiren bedenim kendi kendine yetemeyecek kadar kara ve karamsardı. Gündüzleri aydınlatan güneş bile aya ''Dayanabilir miydin gün boyunca ağlamamak için direnen ve hiçbir zaman duygularını serbest bırakamayan insanların içten içe haykırışlarına?'' diye sormuş. Tanrım sen beni gündüz yaptın, insanların ağlayamama sebebi yaptın, içlerine karamsarlık; bedenlerine yalnızlık ektin.''

Beyaz her zaman insanların ağlayamamasının sebebinin kendisi olduğunu düşündü. İnsanlar gündüzleri sürekli çalışıp, çabalamak zorundalardı ve bu sebepten ötürü de her zaman içten içe ağlasalar da güldüler. Güle güle günlerini geçiren insanlar ise gece evlerine gittiğinde ağlamadan duramazlardı. Beyaz da bunun farkındaydı çünkü renklerin dünyasında her şey gerçekti ve sahte olan şeyleri anlamak onlar için zor değildi. Fakat onun bilmediği bir şey vardı. Beyaz insanları güçlü kılıyordu, gündüzleri ağlamamak için direnme gücü vaat ediyordu onlara. O, insanlara ağlayabilecekleri zamanlarda bile gülümseme gücü verdi. Düşünüldüğünde her güzel şeyin olumsuz bir yanı vardı ve üzgün her bedenin yaptığını yapıp durdu Beyaz da. Kendi güzelliklerine odaklanmak yerine çirkinliklerine odaklanmayı seçti...

Renklerin aşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin