İnsanın aşkı kaybettiği her şeyin yansımasıdır

65 6 1
                                    

Mavi ise onu hiçbir zaman fark edemezdi ama hissederdi, çünkü onlar birbiri için yaratılmışlardı. İnsanlar onların birbirlerine çok zıt olduklarını düşünseler bile, onlar birbirlerine o kadar yakındılar ki; gezegenler kadar birbirlerine uzak olan bedenleri birbirlerini hissedebilecek kadar yakındı. Mavi göremezdi Pembeyi çünkü onun için bütün renkler aynıydı. Eski zamanlarda ekranlarda bizlere vaat edilen görüntü, Mavi'nin gözlerini araladığında gördüğü dünyayla aynıydı. Sanıldığının aksine teknolojinin geriliğinden değildi oradaki görüntüler. Renklerin kendini göstermek istememesindendi çünkü  kalpleri insanların aksine kaya gibi sert değildi. Bu yüzden de insanların Maviyi anlamasını istediler. Kendilerini onlardan sakladılar ve ekranları tıpkı Mavi'nin gözünden görünürmüşçesine siyah ve beyaz yaptılar fakat; insanlar, renkleri hiçbir zaman anlamadılar çünkü onların yaşadığına bile inanmıyorlardı ki. Dünya'nın sadece onların etrafında döndüğünü düşünüp durmaktan başka bir şey yapmıyorlardı. Mavi ise renk körüydü. Bu yüzden gözleri evrenin güzelliklerine asla varamazdı ama her zaman aklının ve kalbinin köşesinde bir yerlerde Pembe'nin varlığını hisseder ve onu beklerdi çünkü renkler umut doluydu, her geçen gün umutları azalması gerekirken yeşerirdi. Her geçen gün daha çok inanırdı bilmediği ruha. Pembe ise çok yorulduğunun farkındaydı çünkü bazen bilemezsin; ne yapacağını, kime gideceğini, her gün doğumunda kumar oynar gibi yaşardı hayatını bilemeyerek ve ihtimallerle çünkü yapması gereken buydu. Eline bir kitap aldı ve yavaş yavaş sayfalarını çevirmeye başladı kitaplardan başka dosta sahip değildi ki, çok yalnızdı. yapayalnız ve bu yalnızlığı onu yiyip bitiriyordu. Kitabının eskimiş sayfalarından bir söz gözüne ilişti: ''İnsanın aşkı kaybettiği her şeyin yansımasıdır.'' Bu yazıyı görmesi ile birlikte, her ne kadar bir insan olmasa da şöyle düşünmeden edemedi ''Peki ya ben aşkımı da kaybedersem? O zaman nereye yansıtacağım yitirdiklerimi?'' Pembe çok mutsuzdu her akşam kafasını yastığa koyduğunda düşünmeden edemezdi sevgilisini. Eline kalemi alıp yazmaya başladı. Defteri belki ona yanıt veremezdi ama sessiz sessiz onu dinleyebilirdi ve insanların aksine kimseye söylemez onu aldatmazdı.

8 Temmuz 2019 
Biraz kırgınım; aldatmacalara, yalanlara, saygısız ve sevgisiz tüm insanlığa en çokta ona, beni hiçbir zaman fark edemeyecek olan gözlerine. Kendimi karanlık bir gecedeki en parlak yıldıza adıyorum. Endişeli olmamak için çabalayacağım ve en çokta kendimi adadığım o en parlak yıldız bile sönüp karanlığa karıştığında tutunacağım kendime. İnsanların dünyası yaşanmaya değer bir dünya değil. Sahi ya iyilerin kaybedip, kötülerin kazandığı bir dünya ne kadar yaşanmaya değer kılınabilirdi ki? Aslında kılabilirdim. Senin varlığının bulunduğu her bir mekanı yaşanmaya değer kılabilirdim ama sen yoktun işte. Bu Dünya'nın besin kaynağı iyilikler ve masum herkesin sadakati... ve ben... Kin kusmayı keseceğim, çiçek sulayacağım, kötülerden farklı olacağım. Ben iyi, daha iyi, daha ve daha iyi biri olmak için çabalayacağım. Sonuçta iyilik için savaşıyorsan kaybetmekten korkmamalısındır. Dünya beni ne kadar tüketirse tüketsin, sürekli yenilenmek için bir sebep bulacağım. En karanlık gecede bile, yıldızlar sönüp pusulam olmayı kestiğinde yol gösterecek tebessümlerim. Nefret ettiğim onlarca şeyi yok edeceğim, sevgimle. Bazı şeyler var edeceğim, çok sevebileceğim hatta soyut bile olsa öpebileceğim... Sevgilim olmayan sevgilim, ben her zaman seni bekliyor olacağım. Herkese her şeye kızgınım, sana bile ama sana olan nefretimin sevgimin önüne geçebileceği bir zaman dilimi ne biliyorum ne de tanıyorum.

Renklerin aşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin