Değişim

51 20 17
                                    

Merhabalarrr Umarım keyifle okursunuz çok heyecanlıyım. Destek olmayı unutmayın iyi okumalarr 🤭❤️

Arabanın sağ koltuğunda oturmuş emniyet kemeriyle oynuyordum. Bir ileri, bir geri...
Tırnaklarımı kemerin ince çizgilerinde gezdiriyordum. Bir nevi halı deseni izlemek gibi bir aktiviteydi işte. Düşüncelerimden kaçmak istiyordum.

Ağabeyim az önce yaşanan tatsız o olaydan sonra sadece beni sakinleştirip yolumuza devam etmişti. Yüzüne bakmaya cesaret edemiyordum çünkü onu yeni tanıştığı insanın önünde rezil etmiştim. Ah, gerçi Pusat anlaşılan yeni biri değildi. Sahi klinikte ne işi vardı da ağabeyimle yolları kesişmişti? Bir anda onun da benim gibi sorunları olduğunu düşününce irkilmiştim. Bakışları gözümün önüne geldi. Öyle endişeli bakmıştı ki yüzüme sanki anlamıştı ne hissettiğimi. Sanki aşinaydı böyle durumlara.

Gözlerimi yumup kafamı iki yana salladım. Saçmalıyordum, kim olsa yardım etmek isterdi. Sonuçta herkes biriyle vedalaşırken sarılınca çığlık atmıyordu. Bir anda burnuma gelen manolya ile karışık o erkeksi koku gözlerimi açmama sebep oldu. Daha önce burnumun böyle bir şeye şahit olmadığına kalıbımı basabilirdim.
" Niye kafanı sallayıp duruyorsun?"
Ağabeyimin sesini duyunca bir anda nerde olduğumu hatırladım. Eş zamanlı olarak mideme giren ağrı aklıma unuttuğum şeyi getirdi.
" Ah, bilmiyorum düşünüyordum sadece. Ayrıca kahvaltı diye getirdin beni hala açım şimdi bayılacağım." dediğimde hatırlamış gibi ağzı açıldı.
" Pusat gelince tamamen aklımdan çıkmış güzelim, beklemiyordum şaşırdım. İlerde tostçu var duralım doyuralım senin şu karnını." deyip gülerek eliyle göbeğime vurdu hafifçe.
" Eh zahmet olmazsa, midem büzüştü burda."
dolu bir kahkaha attı.

Arabayı küçük, güzel bir tostçunun yanına park ettiğinde kapımı açıp indim. Dükkandan gelen iştah kabartan kokular midemin şaha kalkmasına sebep olmuştu. Koşar adımlarla açık kapıdan içeri giriverdim.

Orta yaşlı, zayıf bir adam hızlı hızlı hareket ediyordu. Artık bir saniye bile tahammülüm kalmamıştı. " Kolay gelsin, bana dolu dolu bir ayvalık tostu yapar mısın ağabey? Yanına da bol köpüklü ayran." hızlı hızlı heyecanla söylediğimde adam kafasını kaldırıp gülerek onayladı.

Dükkanın içinden arka bahçeye çıkan bir kapı vardı. Bu sıcakta içerde oturmak delilik olduğundan direkt oraya yöneldim. O sırada Usal da siparişini verip bana yetişmişti. Masalardan birine tam anlamıyla kurulmuştuk.

" Ağzını topla suyu akıyor. " deyip güldü ağabeyim.
" Bu saate kadar aç bırakanlar sağolsun!" diye söylendim sitemle. Homurdandıktan sonra burun kıvırıp dil çıkardı bana. Çocuk!

Siparişlerin gelmesi çok uzun sürmedi zaten küçük bir yerdi e sağolsun sahibi işini de hızlı yapıyor gibiydi. Sıcacık tosttan koca bir ısırık aldığımda resmen "sonunda" diye inleyip sandalyede geriye doğru salındım.

Usal'a döndüğümde anlamlı anlamlı bana bakarken yakaladım. Yüzünde hüzünlü bir tebessüm vardı. Ağzımı peçeteyle silip " Ne geldi aklına?" diye sordum. Elindeki tostu tabağa bıraktı yavaşça.
" Annemin yemeklerini de böyle iştahla yerdin."
Gözlerim anında tabağımdaki tosta döndü. Annemin yemekleri yanında bu neydi ki? İçimin sızısı gözlerime yansıyacakken derin bir nefes alıp engel oldum. Ah, öyle çok özlemiştim ki onu.
" Ben her zaman böyle iştahlı yemek yerim Usal'cığım. Annem görse beni aç bıraktığını ne yapardı sana kim bilir?" dedim zorla gülümseyerek. Moralimizin kaçmasını istemiyordum.

Yine bana o ağabey sıcaklığıyla gülümseyip karşılık verdi " Kesin çok kızardı."
Gözlerinin kızardığını görebiliyordum. Masanın üstündeki elini tuttum destek verircesine. " Ama benim her daim yanımda olduğunu görse eminin seninle gurur duyardı."
O da elini benim elimin üstüne koyup sıktı. Ardından hiçbir şey olmamış gibi yemeğimizi yedik.

Ruhumdan İzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin