2.BÖLÜM

20.9K 678 17
                                    

Bora'dan

Başımdaki şiddetli ağrıyla kafamı arkaya attım. Adliyeden sonra eve gelmiştim.

Daha doğrusu bundan bir ay önceye kadar evim olan, şu an dört duvardan farksız olan eve.

"Bora oğlum, bir şey yemek ister misin? Ne yapayım sana?" Dedi Perihan abla.

Perihan abla ev işlerinde bize yardımcı olurdu. Annemlerin evinde çalışıyordu aslında ama evlenince bize yardım etmesini istemiştim. Bade'de çok severdi onu.

"Yok Perihan abla bir şey istemiyorum." Dedim. Üzgün gözlerle baktı bana.

Saat akşamüstü gibiydi şu an. Onunda çıkma saati gelmişti.
"Perihan abla sen yarından itibaren annemlere dön olur mu?" Dedim ensemi kaşıyarak.
Şaşırarak baktı bana.
"Siz ne yapaca-" diye konuşacakken durdu. Özür dileyen gözlerle baktı.

Siz mi vardı artık Perihan sultan?

"Sen nasıl istersen oğlum." Dedi ve çıktı evden.

Mutfağa gidip bir viski şişesi alıp yukarı çıkmaya başladım. Şişeyi açıp kafama diktim.
Yavaş adımlarla yatak odasına girdim.

Boşanana kadar burada kalmasını istemiştim ondan. Kokusu duruyordu hala.

Daha bu sabah bu yatakta uyanmamış mıydı? Şimdi neden yoktu ki?

Giyinme odasına doğru yürüdüm. Çok düzenli bir kadındı. Her şeyi düzenli dururdu. Parmaklarımı kıyafetlerinde gezdirdim.

İçkimden bir yudum daha alıp makyaj masasına doğru yürüdüm. Her şeyi buradaydı.

Bir dakika. Her şeyi buradaydı.

Nerede kalacak o zaman?

Çalan kapıyla aşağı inmeye başladım. Şişeyi kenara bırakıp kapıyı açtım.
Gelenleri görünce pekte şaşırmadım. Her gün burdalardı zaten.

Arkamı dönüp tekrar şişeyi alarak koltuğa oturdum.

"Bu halin ne oğlum ya?" Dedi Mert.
"Nasıl görmek isterdin Mert?" Dedim umursamaz sesimle.

"Of çok gergin. Şimdi yıkacak ortalığı." Dedi Ece.
Sessiz konuştuğunu sanıyordu ama hepimiz duymuştuk.

"Ne oldu?" Dedim kafamı ona çevirerek.

"Sakin olacaksın ama tamam mı?" Dedi şüpheyle.

"Ece ne söyleyeceksen söyle!" Dedim.
"Sinirlenme derken sinirlendirdin adamı Ece." Dedi Miray. Miray kuzenim oluyordu.

"Bade gitti." Dedi bir anda Ece.

Durdum. Ne dedi o?

"Ne dedin?" Dedim ayağa fırlayarak.

"Kızım o öyle mi söylenir ya?! Abi dur dur öyle değil. Gitti ama iş için. Gelecek yani tekrar." Diye açıklama yaptı Kaan.

"Ne demek gitti lan?! Nereye gitti?!" Dedim.

"Akşam İspanya'ya uçacak. Bir hastası varmış orada. Bir aylık bir tedavi süreci varmış, seminerleri felan olacakmış ama geri dönecek yani." Dedi Ece hızla açıklama yaparak.

Sinirle geri koltuğa oturdum bir sigara yaktım.
"Yalnız bırakın beni." Dedim.

"Bora yapma böyle. Oğlum siz kötü ayrılmadınız ki! Seviyorsunuz birbirinizi!" Dedi Alp.

Histerik bir gülüş çıktı ağzımdan.
"Ne yapmayayım ben?! Biz mi seviyoruz? Siz etrafta Bade'yi görebiliyor musunuz?" Dedim ve etrafıma baktım.
"Ben görmüyorum çünkü."

"Onun için saçma sapan konuşmayın! Ve benim yalnız bırakın." Dedim ve bahçeye çıktım.

Günlerdir kendime soruyorum. Neden böyle oldu? 
Ben canımdan çok sevdiğim karımdan neden boşanıyorum?

Neden boşandım?

Mafyatik işlerde değilim. Ama ülkenin en büyük mimarlık şirketine sahiptik.

Bir şirket vardı ve bizim işlerimizi baltalamaya çalışıyordu. Bu yüzden mecbur korumayı artırmam gerekiyordu.

Onlarda mertlik denen şeyden yoktu. Kuralına göre oynamayı bilmiyorlardı. Bir gün evimi taradılar. Bade evdeydi bunlar olurken.

Korkmuştu, çok korkmuştu ama yine de o zaman bir şey olmamıştı aramızda.

Yapanı bulmak için sürekli çalıştım. Eve geç gelmek zorunda kalıyordum ama bunların hepsi onun içindi.

Bir daha böyle bir şey başına gelmesin diyeydi.

Onların yaptığını kanıtlayamadığım için sürekli gergin oluyordum.
Eve gelincede hiç istemesemde Bade'yle kavga ediyorduk.

"Of be Bade'm. Ah be güzelim." Dedim ellerimle yüzümü sıvazlayarak.

Boşanmak istediğini söylediğinde şaşırmamıştım. O çok bile sabretmişti aslında ama yine de aklımda hep Bade benden gitmez düşüncesi vardı.

Ben de ondan gidemezdim, oda benden gitmezdi sanıyordum.

Ama gitti işte.

Ben bırakır mıydım onu?

Asla.

Ona kızdığım nokta da buydu. Ben onu asla ama asla bırakmazdım.

Beni bırakmak isteyene de dur demedim.

Şimdi de bu haldeydik işte.

Gitmişti. Kısa bir süre içinde olsa gitmişti.
İlk defa yurt dışından hastası olmuyordu ama Bade onlara gitmiyordu. Hastaları buraya geliyordu.

Bu sefer o gitmişti. Ya oraları sevip hep orada yaşamaya karar verirse?

"Ne bekliyorsun ki Bora?! Sevgilinden ayrılmadın sen, karından boşandın! İki gün sonra eve mi dönecek sanıyorsun?" Dedim kendi kendime.

Var olan gerçekle bir kez daha yüzleştim.

Dönmeyecekti.

Nasıl olacaktı ki böyle?

Ben nasıl yapacaktım onsuz? Yapamazdım ki

O bensiz yapabilir miydi?

Oflayıp ayağa kalktım. İçeri girip yukarı çıkacakken önüme gelen rafla duraksadım.

İstemsiz bir gülümseme oluştu dudaklarımda.

Nikah günümüz...

Çerçeveyide alıp yukarı çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çerçeveyide alıp yukarı çıktım.

Odaya girdikten sonra gömleğimi çıkarıp kendimi yatağa bıraktım.

Onun yastığına sarıldım.

Zaten artık en fazla yastığına sarılabilirdim.

GiriftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin