12.BÖLÜM

15.6K 650 65
                                    


Bora'dan

Bade odamdan çıktıktan birkaç dakika sonra ben de çıktım ve aşağı inmeye başladım.

Benimle olan tüm bağlantıları koparmak gibi gereksiz bir zahmete giriyordu.

Hayır ben onun için söylüyorum. Zaten fazlasıyla yorucu bir işi var. Bir de bunlarla uğraşacak. Hayır hisseleri alsam sonra bir daha geri vermesi var bir ton iş.

Gerçi hepsinden önce bizim boşanmamız gereksiz ama...Neyse!

Asansörden inince katın ortasında Ceyda ile karşı karşıya olan Bade'yi yanlarında onu dinleyen Alp, Kaan ve Samet'i görünce kaşlarımı çattım.

Bade, Ceyda'ya bir şeyler söyledikten sonra elindeki dosyayla onu yana itip sert adımlarla şirketten çıkmıştı.

Samet'ten gelen üff sesini duymuştum. Kaşlarım çatık bir şekilde onlara yürüdüm.

Ceyda beni görünce toparlanıp gülümsedi.
"Naber Bora?" Dedi.

Ceyda şirkette iş yaptığımız önemli bir adamın kızıydı. İç mimardı ama çokta işe yaradığı söylenemezdi.

Tanıştığımızdan beri bana olan ilgisini farkındaydım. Fakat benim umurumda olmadığı için fazla takmamıştım. Bade'de durumu anlayınca beni onun konusunda sert(!) bir dille uyarmıştı. Ben de Ceyda ile konuşup iletişimine mesafe koymasını istemiştim.

Yarım yamalak dikkat etse de Bade ile boşandığımızı duyunca eskisinden de beter bir hale gelmişti.

Onun için onu takmadan bizimkilere döndüm.
"Ne oluyor?" Dedim.
"Ne olsun? Bade yine Ceyda'ya sindirim nasıl yapılır onu öğretiyor." Dedi Kaan alayla.

Kaan günahı kadar sevmezdi Ceyda'yı. Gerçi hiçbiri sevmezdi ama.

"Bade'nin canını mı sıktın Ceyda?" Dedim sert sesimle.

Bir kadına böyle davranmak asla isteyeceğim bir şey değildi fakat Ceyda ne yazık ki bu dilden anlıyordu.

"Ona yerinin neresi olduğunu söyledim sadece. Kaldıramadıysa bu kendi sorunu." Dedi sahte bir masumlukla.

"Bade benim yanımdaydı. Hep olduğu ve bundan sonra da hep olacağı yerde yani. Sen nereyi söylemiştin?" Dedim.

Sinirle baktı. Çok korktum bak şimdi.

"Siz boşandınız farkında mısın? Paran için kullandı seni! Birkaç yıl idare edip boşadı seni şimdi de rahat bırakmıyor. Bunu anlamak bu kadar zor mu?" Dedi.

"Şu iki imzalık şeyleri bu kadar ciddiye almayın ama. Ayrıca karım değil mi? Paramı da yer her şeyi de yapar, hakkıdır." Dedim.

Bade'nin kim olduğunu gerçekten unutuyordu. Benim parama ihtiyacı olabileceğini ciddi ciddi düşünüyordu.
Ha, benim param onun parası zaten bunda hiçbir sıkıntı yok. Ama hem Bade fazla para harcayan biri değildi hem de benim üzerimden ona gelen paraya dokunmayı hiçbir zaman tercih etmemişti. Ben de isteğine saygı duymuştum. Zaten şimdi de o kullanmadığı bütün her şeyi vermek için gelmişti.

"Bu kadın sana büyü felan yapmış. Bu kadar kör olamazsın!" Dedi.

"Kiminle nasıl konuştuğuna dikkat et Ceyda. Bu konuda seni bir kez daha uyarmayacağım." Dedim.

Bade bana büyü yaptıysa bile iyi yapmış. Keşke daha fazla yapsaydı. Ayrıca kör mü? Gördüklerim kör olmadığımı kanıtlayan cinstendi ama onlar bunu bilmese de olur.

"Kullanıldığını anladığında bana geleceksin! Ama merak etme ben o zamanda senin yanında olacağım. Bırakıp giden değil!" Dedi ve arkasını dönüp gitti.

Belki de uzun zamandır ilk defe haklı olduğu bir cümle... Bırakıp giden değil... Bade beni bırakmıştı. Bu doğru.

"Umursama şunun dediklerini. Gurursuzlukta çığır açtı." Dedi Kaan.

"Umursadığım yok zaten. Bade'ye ne dedi de canını sıktı?" Dedim.

"O kim Bade'nin canını sıkıyor ya? Ama Bade onun canını baya bir sıktı." Dedi Alp gülerek.

"Valla abi nasıl geçirdi ayaküstü lafları?" Dedi Samet.

"Ne oldu da müdahale etmek yerine film izler gibi izlediniz?" Dedim.

"Bu dedi ki Bade'ye işte para için evlendin boşandın şimdi de nafaka alıyorsundur dedi. Bade de dedi ki evet alıyorum. Senin de amacın o ama kendine başkasını bul Bora tüm parayı bana yatırıyor dedi. Ceyda mor." Dedi.

Kafamı eğip gülümsedim.

"Bir de şey demesin mi? Ceyda senin burada işin yok yerin hastane, dedi. Bade'de benim burayla işim olmaz ama dikkat et senin hastaneyle işin olmasın, dedi. Ceyda yine mor." Dedi Kaan.

"Bu kadın Bade'yle nasıl konuşmasını gerektiğini ne zaman öğrenecek acaba?" Dedim.

"Boş ver öğrenmesin. Bade bir güzel geçiyor lafları böyle daha zevkli oluyor." Dedi Kaan.

"Sinirlendiriyor ama belli ki." Dedim.
"Bro, Bade Ceyda ile karşılaşmadan önce de zaten sinirliydi." Dedi Alp.

"Ha ben yapıyorum yani?" Dedim.
"Ben öyle bir şey demedim! Sen kendin dedin. Sinirlendirmişsin demek ki kızı!" Dedi Alp.

"Neyse geç onu. Bana hastanede yapacak iş bulun!" Dedim.

"Kanka bu saatten sonra bir de tıp mı okumaya karar verdin?" Dedi Kaan.

"Salak saçma konuşma Kaan. Benim hastanede olmam lazım. Ne bahaneyle gidebilirim oraya?" Dedim.

"Bro hastanenin ortağı değil misin sen? Git Buğra'nın yanına otur onunla işte." Dedi Alp.

"Öyle damdan düşer gibi olmaz. Bir bahane olması lazım." Dedim.

"Hastaneyi tekrar restore et." Dedi Kaan.
"O zaman hastaneyi boşatmamamız gerekir. Bade olmayınca ne yapayım ben orada?" Dedim.

"Yediğin bokları yemeseydin hiç böyle dertlerin olmayacaktı. Resmen karını tekrar tavlamaya çalışıyorsun." Dedi Alp.

Harbi öyleydi. Olsun.

"Biraz farklılık iyidir kardeşim." Dedim.
"Bade kabul etmesin de seni gör o zaman." Dedi kapak yaparak.

Kaşlarımı çattım.
"Yapmaz ki öyle bir şey. Bana kızgın o, onun için böyle oldu." Dedim. Ben bilmem dercesine dudak büküp ellerini kaldırdı.

Bade seviyor ama beni. Biz tekrar eskisi gibi olacağız.

Olacağız değil mi? Olacağız olacağız.

"Aman sizden bir şey isteyen de kabahat! Ben bulurum bir şekil." Dedim ve arkamı dönüp şirketten çıktım.

Bir şekilde Bade'nin yanında olmam lazımdı. Onu sıkacağımı düşünsem asla böyle bir şeye kalkışmam ama kaç yıllık karımı, hayat arkadaşımı tanıyorum ben. O da memnun değil bu durumdan.

Ben bir hata yaptım ve düzeltmem gerek. Bunu da ondan kilometrelerce uzakta yapamam.

Arabama binip yola çıkarken telefondan Buğra'yı aradım.

"Efendim kardeşim?"

"Buğra naber, ne yapıyorsun?"

"İyidir kardeşim, hastanedeyim senden naber?"

"İyi iyi ben de. Ya şey diyeceğim aileni alıp bir tatile felan mı çıksan sen?"

GiriftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin