Sabahtan eğitime gittiğimde üç cadı da şatoda yoktu.Onlar yerine beni Aras karşıladı.
"Savaşla ilgili bazı kararlarda meclisin bilgeliğine ihtiyaç duyulduğundan bugün dersin benimle olacak."
"Peki.Bugün Afra'yla kendini savunma dersimiz vardı."
"O zaman hazır ol biraz terleyebilirsin."
Aras hareketlerinde o kadar ustaydı ki bu yaşta nasıl bu çevikliğe ulaştığını aklım almıyordu.İlk hamlemi neredeyse kılını kıpırdatmadan savurdu.Bana küçük bir enerji topu yolladı üstesinden gelebileceğim bir şeydi.Bir süre kedi fare oyununa devam ettik en sonunda üstüne saldırmaya karar verdim koşmaya başladığım an yok olup kendini kurtardı.Nerede diye gözümle ormanı tararken arkamı döndüğüm an bir anda karşıma çıktı.Yüzlerimiz birbirlerine o kadar yakındı ki nefesini yüzümde hissediyordum.Geri çekilmek istedim ama sanki yerçekiminin bütün her şeyi kendine çektiği gibi Aras'in vücudu da beni kendine çekiyordu.Gözlerine odaklanmaya çalıştım fakat o kapkara gözleri beni kendine daha da çok çekiyordu.Bir anda dudaklarını dudaklarımda hissettim.O sert görünümünün hakkını veren sert ve güçlü bir öpücüktü bu.Daha öpücüğün etkisinden çıkamamışken birden sırtıma batan küçük ağaç dallarını hissettim kolları beni o kadar sıkı sarmıştı ki kaçmak imkansızdı.Öpücükleri dudağımdan boynuma inemeye başlayınca bir anda ne yaptığımın farkına vardım gözümün önüne Kerem geldi ve Aras'ı olanca gücümle ittim.Ayrıldığımızda o da ben de nefes nefeseydik ama yüz hatları her zamanki Zeus heykelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti.
"Ben-ben özür dilerim anlık bir şeydi hiçbir şeydi."
"Evet öyleydi hiçbir şeydi.."
İkimizde kendimizi toparlayıp derse devam ettik ama bir daha ne o ne de ben yakınlaşacağımız hareketlere girmeye cesaret edemedik.Dersten sonra Masal'la buluştuk.Bana etrafı gezdirdi bazı arkadaşlarıyla tanıştırdı.Onu arkadaşlarının etrafında görürken aklıma Azra geldi acaba şimdi ne yapıyordu annem benim gitmemle ilgili nasıl bir yalan söylemişti, Azra inanmış mıydı, o uzun mesajlarını şimdi kime atıyordu.Derken bir anda bana yaptığını hatırladım.İçim öyle kocaman bir öfkeyle doldu ki sanki tek bir bakışımla bütün her yeri yıkıp yakabilirdim.Öfkem gittikçe hiddetlenmeye başladı etrafımdakiler bir şeyin ters gittiğini anlamış olacak ki hafif şaşırmış yüzlerle bana bakmaya başladılar.Kendimi ve öfkemi kontrol altına almalıydım daha öncede öfke sorunu yaşadığım olmuştu sorun değildi kontrol altına alabilirdim evet yapabilirdim sadece başka bir şeye odaklanmam gerekiyordu ben de Masal'a odaklanmayı tercih ettim. Çünkü onun etrafında olmak o kadar güzeldi ki öyle bir pozitifliği vardı ki insanı hemen etkisi altına alıyordu.ve işe de yaradı öfkem şimdi yerini hafif bi sızıya bırakmıştı Azra'nın ihanetini öğrendiğim günden beri geçmeyen hafif bir sızıya.Masal'a eve geç kalmakla Aysın'a ayıp ettiğimizi söylerken bir anda evden gelen bağrışları duyduk Masal eliyle sus işareti yaptı.
"Ama daha çok erken zaten yeterince yük yükledik omuzlarına..."
"Peki ya ölen cadılar onlara da erken diyebilir misin?"Bu Affan'ın sesiydi evde bu saatte ne yaptığını merak ederken Adin'in sesini duydum.
"Hanımlar biraz sakinleşelim bunun kimseye yararı yok."
Daha fazla dayanamayıp kapıyı açtım kapıyı açmamla sekiz çift gözün bana dönmesi bir oldu.Biraz mahcubiyet,biraz utanç,biraz da sevinç vardı bakışlarında.
"Şimdi lütfen biriniz burada ne olduğunu bana anlatabilir mi?"
Evet sizce neler oluyor?Elisya ne duydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elisya
Fantastik"Ama hayat böyledir Elisya her şeyi seçebiliriz belki ama ailemizi geldiğimiz yeri seçemeyiz.Bunu nasıl yumuşatarak söyleyeceğimi bilmiyorum canım kızım ama ben senin biyolojik annen değilim" "Yolu nerdeyse yarılamıştım ki bir anda bir şey oldu.Tam...