Kalp

102 12 9
                                        


" Gözlerinizi kapatın ve karşınıza kalbinizi alın. Büyütün gözlerinizde onu. İçinde kendinizi hayal edebilecek kadar büyütün. Kocaman olmuş kalbiniz. İçinde kendiniz. Başbaşasınız kalbinizle. Etraf dağınık; kırgınlıklarınız, kırdıklarınız, sevdikleriniz, sevmedikleriniz, övdükleriniz, gömdükleriniz, her şey içerde sizi bekliyor. Bu kadar dolu olduğunuzu bu zaman kadar farketmemişsiniz. Yaşadıklarınızı görünce yıprandığınızı anlıyorsunuz. Nasıl yaparım da toplarım? Eski haline nasıl gelir buralar? Diyorsunuz. Düzen istiyorsunuz. Dağılmış yıpranmış kalmak istemiyorsunuz. O an da bir ses duyuluyor. Kalbinizin her atışında duyulan bu sese kulak veriyorsunuz. Allah! Allah! Allah! Allah! Dinliyorsunuz bir süre. Unutuyorsunuz etrafı. Sadece kalbinizin sesi ve siz. Kalakalıyorsunuz öylece. Bir anda kalbiniz sizinle konuşuyor. Aslında hala Allah diyor ama öyle bir diyor ki siz her Allah deyişinde size anlatmak istediği şeyleri anlamaya başlıyorsunuz. Sen diyor bu kadar şeyi yaşarken sana şah damarından daha yakınım diyen Rabbini unuttun. Sen beni dinlemedin. Ben Allah diye atarken sen dünyayı zikrettin. Beni bu hale sen getirdin. Sadece sen düzeltebilirsin. Tövbe ederek, secde ederek, Allah diyerek benimle birlikte zikrederek. Sadece Rabbine bağlanıp ondan başka gidecek kapın olmadığını bilerek hissederek. İrkiliyorsun sözleri isyan eder gibi yaptıklarına. Olduğun yere çökersin kalırsın öyle. Ne bir adım öne ne bir adım arkaya gidemezsin. Kendinlesin. Kendinden kaçamazsın. Üzülürsün kendini bu kadar dünyaya kaptırdığın için güçsüz hissedersin kendini. Yavaş yavaş sayıklamaya başlarsın. Kalbinle birlikte Allah! Allah! Allah! Hıçkırıklarına gözyaşlarım eşlik eder. O aktıkça temizlendiğini hissedersin. Tövbe edersin. Artık bir kabullenişe dönüşür. Ondan başka kimsen olmadığını ve tekrar Rabbine döneceğini bilirsin. Gözlerin açılır yorgunsun ama buna değmiş. Etrafındaki tüm kötü şeyler kaybolmuş. Her şey tertemiz ve toplu. Kalbin dönmüş Allahu Teala' nın evine karşında bir kütüphane sadece onu ve aşkını anlatan. Artık sensin. Kulsun ve kölesin. Allah yar sen yaren. Allah can sen canan. Her şeyine muhtaç tüm zerrende sadece Allahu Teala' nın aşkı. Kalp kapını kitlersin ve ağzından dökülen son sözlerin; Ben senin kulunun Ya Rabbi. Sadece senin rızan olan şeyler bu gönül kapından geçsin. Sadece sana hayran bu kulun senin yolundan ayırma. Yalnız sana muhtaç kıl. Yalnız sana tutsak kıl. Tüm acizliğimle geldim. Yalnız seni isterim sen kabul et Ya Rabbim.Teslimiyetim sanadır. Her şeyimle sana emanetim Allahım."

" Hocam bu nasıl bir sohbettir. Ağzınıza sağlık. Sohbet bittiyse ben izniniz olursa camide kalıp kalbimi toparlayacağım. Malumunuz üzere ben pek dağınık biriyim de."

Ufuk'tan gelen bu sözlere cemaat dayanamayarak güldü. Ee tabi haliyle bende. Sözü bir diğer gencimiz Mert aldı.

" Vallahi Derda hocam ben açıkçası sizin sohbetlerinizden dolayı namaza başladım. Allahu Teala'yı o kadar güzel anlatıyorsunuz ki insan her sohbette tekrar tekrar aşka geliyor."

Duyduklarım beni aşık olduğum Rabbime daha da yaklaştırıyor ve ben Rabbimi daha çok anlatmam istiyordum.

" Böyle güzel düşünmenizi sağlaya biliyorsam ne mutlu bana. Hakkı anlatmak bana da aşkı daha derinlerde yaşamam gerektiği hissi veriyor. Anlattıkça daha da dalıyorum. Bir bakmışım hiç dalmadigim kadar derinlerdeyim. Konudan sapmamaya çalışıyorum. Çünkü anlattıkça daha farklı güzellikleri buluyorsunuz ve kalp o konulara doğru da yöneliyor."

Zümra Ve DerdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin