Ferhat'tan:
Her zaman ki gibi Derda ile şirketten dönüp camiye gelmiştik. Şirket işleri yoğun geçiyordu. Artık her şey hazırdı. İki gün sonrası için son bir toplantı kalmıştı. Camide namaz kılıp eve geçecektim ama namazdan sonra cemaatle sohbetlere doyum olmadığından muhabbete dalmıştık. Annemin telefonuyla sohbetten sıyrılıp eve soğan almak için ayrıldım camiden. İftara yemek yapan annem acele etmem konusunda ise ısrarcıydı.
Soğanı alıp eve gelirken çiçekçide gördüğüm papatyalar gözlerim ilişti. Çok güzel görünüyordu. Canım anam gibi güzel, narin ve nazlı nazlı gülümseyince bir demet papatya almaya karar verdim. Bir elimde papatya bir elimde bir kilo soğan ile evin yolunu tuttum. Derda ile bizim evin yollarının ayrıldığı sokakta ilerlerken gördüklerimle bir anda olduğum yere çakıldım. Kardeşimin evinin yakınların da Aras ve adamları geziniyordu. Adamlar çil yavrusu gibi dağılmış etrafı kolaçan ediyorlar. Aras ise yanılmıyorsam As-lı-hannn...
Aklıma gelen şeyle dumura uğradım. Sesli düşünmeye ne zaman başladığımı bilmiyordum ama kendi sesini sonradan fark etmiştim.
"Lan bu adamın Aslıha'nın penceresinin önünde ne işi var."
Beni tek fark eden ben değildim tabi. Ne zaman dibine kadar girdiğini bilmediğim köyün en akıllı insanı Murat'ta fark etmişti. Birden konuşunca aklım çıksa da gülümsedim.
" Hangi adam Ferhat abi?"
" Lannn!"
"Efendim Ferhat abi."
" Murat abicim sen burda mıydın yaa? Ne zaman geldin? Hiç görmedim seni? Aklım çıktı ve kardeşim yaa."
" Özür dilerim abi. Sen öyle dikkatli dikkatli bakınca. Dikkatin dağılmasın dedim."
" Dikkatim dağılmadı da tüm sistem karıştı MaşaAllah. Ödüm koptu artık iflah olmam ben. Geçmiş olsun."
" Geçmiş olsun abi. "
Muratın dediğine gülerken yanağına yumuşak bir şekilde iki kere dokundum. Murat doğuştan kalbi temiz bir çocuktu. Saftı bizim gibi değildi. Şuan 19 yaşlarında bir gençti. Kendi halinde gezer çocuklarla oynar kimseye zararı dokunmazdı. Küçük şeylerle mutlu olur camiyi çok sever. Her vakit camiye gelir bizimle sohbet eder namaz kılardı.
"Sağol abim sağol."
Birden ürperince Murat sordu.
" Ne oldu abi iyi misin?"
" İyiyim kardeşim korktum ya ondandır."
Dememle yanağıma okkalı bir tokat yemem bir oldu. İkinci bir şokla Murat'a dönerken Murat'ın sorduğu soru daha büyük bir şok yaşattı.
"Daha iyi misin abi?"
"Murat kardeşim nasıl iyi olabilirim. Yüzümün sağ tarafı iptal. Hissetmiyorum."
" Annem korkunca böyle yapar abi."
" Bu kadarını yapmıyordur be Murat. Sen camideki mermerle çok mu çalışıyorsun acaba."
" Derda hocam sağolsun öğretti Ferhat abi. Artık elim acımıyor. Taktik verdi."
" Evet canım kardeşim senin elin acımıyor da benim amel defteri kapanıyordu az daha."
" Neyse kardeşim eve geç kalıyorum ben Allah'a emanet ol."
" Allah'a emanet ol Ferhat abi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümra Ve Derda
General FictionKalbindeki boşluğu doldurmak isteyen ama onu nasıl dolduracağını bilemeyen Zümra. Kalbi Allahu Teala' nın aşkıyla dolup taşan Derda. Tatlı bir karşılaşma sonucunda iki kalbin birbiri için attığını bilip susan Zümra ve Derda'nın hikayesi. Onların hik...