Marifet

65 10 1
                                        

Zümra' dan:

Bugün can sıkıntım biraz olsun geçsin diye sabah 07.00'da canım arkadaşım Suna beni arayarak bize geleceğini haber verdi. Şirkete gitmemiştim. O da babamdan izin alarak bize gelmek istemiş. Tabii babamda hemen izin vermişti. Bu sefer nasıl bir şeyler deneyecek merakıyla yatma planından vazgeçip kalktım yataktan. Ilık bir duş aldıktan sonra yüzümün solgun haline canlılık katmak için hafif bir makyaj yaptım. Fazlasına gerek yoktu. İyi değildim zaten. Güzel olsam ne olmasam ne. Şirkete gitmediğim sürece gösterişli makyajlara gerek duymuyordum.

Eskiden etrafa canlı canlı bakan mavi gözlerim şu anda çok cansızdı. İçimden acaba tekrar ne zaman canlı canlı bakarım diye düşünmeden edemedim.  İki ayda sekiz kilo vermiştim. Herkes endişeleniyordu. Cidden ne olmuştu bana? Kalbim neyin arayışındaydı? Beni bu kadar etkileyen şey neydi?

Bu sorularla boğuşurken makyajım bitmiş. Saçlarımı tarayacaktım. Kumral saçlarıma eskisi gibi bakamadığımı farkettim. Uçları hep kırıktı. En son heyecanla beklediğim kargo kutusunun içinde saçlarım için sipariş verdiğim saç bakım kremlerini açmamıştım bile. Öylece odadaki sehpanın üzerinde duruyordu. Yerimden kalkıp kutuya yöneldim. Kutuyu alıp makyaj masama döndüğümde kremleri tek tek dizmeye başladım. Kutuyu bir köşeye bırakıp saçlarımı taradım. Saate baktığımda saat 08.30 olmuştu. Hemen dolabımı açıp baktığımda umutsuz bir bakış attım ve dolabı kapattım.

Kalbimde minik bir heyecanla ve beynimde de bir ampul yanınca minik adımlarla odamdan çıktım. Yan odaya doğru adımladım. Tabiki de hedef abimin odasıydı. Bu saatlerde evde değil şirketteydi. Bugünde özel olarak bir toplantı için acil çıkacaktı. O yüzden hızlıca kapıyı açıp odaya daldım kapıyı tekrar kapatarak abimin dolabına yaklaştım. Dolabı açtığımda abimin takım elbiseleri, tişörtleri ve pantolonları gözüme çarptı. Aradığım bunlar değildi. Özel tasarım yaptırdığı kapşonlulara  göz dikmiştim. Dolabın sağ alt köşesinde olduklarını farkedince hin gülüşümü yerleştirdim dudaklarıma.

Hemen siyah sarı kapşonluyu elime alarak üzerime tutmak için dolabı kapatıp dolabın üzerindeki aynaya baktım. Gülüşüm görüş alanıma giren kişiyle yüzümde aniden silinmişti.

" Abii!"

" Abisi!"

" Abi şey ben."

" Ney zümrütüm."

" Vallaha kötü bir niyetim yoktu. Sadece üzerime giyecektim. Rahat bir şeyler arıyordum bende de yoktu."

" Zaten giymekten başka ne kötülük düşünebilirsinki zümrütüm hee. Senin o elindekine yapabileceğin maksimum kötülük onu giymek olacak zaten. Kötü niyetmiş."

" Abi ne var bir kere giysem alt tarafı bir kıyafet yaa."

" Kıyafet mi ben onu nereden sipariş ettim? Kime tasarlattım? Haberin var mı senin? Ben söylim yok. Herşeyimi iste kıyafetlerime dokunma. Hadi odana."

Son sözünden sonra gözlerimi kocaman açıp dudaklarımı büzdüm. Kendimce masum olmaya çalışıyordum. Beklenen olmuştu. Abim ellerine beline koyup. Başını sağ tarafa çevirip gülümsedi. İstediğim olacaktı sanırım. İşte buydu. Benim elimden bir şey kaçarmıydı. Tabiki de kaçmazdı. Abim başını aniden çevirip ciddi bir ses tonuyla

" Zümra odana!"dedi. Masum duruşumdan eser kalmadı. Anında ciddileşip yan taraftan kaçmak için bir girişimde bulundum. Tabi sadece girişim olarak kaldı. Aniden önüme atılan abimle geriye adımladım.

" Yemezler zümrütüm kolay değil öyle kaçmak."

Abime sen öyle san bakışı atarak yatağa doğru zıpladım. Yatağın ortasına doğru adım atınca abim üzerime atıldı. Yataktan inmek zorunda kaldım. Yatağın diğer tarafına inmiştim. Plan tıkırındaydı.

Zümra Ve DerdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin