Zümra'dan:
Asude'nin sözüyle bayılmıştım. Gözümü açtığım da odamda olduğumu farkettim. Başımda annem ve Suna vardı. Kendimi biraz toparladıktan sonra yatakta oturur vaziyet aldım. Sevgi hemen kucağıma atladı. Sanki hissetmiş gibi kalbimin üstüne yattı. İyileştirmek ister gibi. Anneme iyi olduğumu oruçtan dolayı yorgun düşmüş olabileceğimi söyledim. Birazcık kızdı falan ama benim iyiliğimi düşündüğü için bu kadar kızdığını biliyordum. Sonunda dayanamayıp sarıldı bana daha sonra ise bizi Suna ile yalnız bıraktı.
" Ne oldu Zümra? Geldiğinde seni öyle görünce çok korktuk. Abin taşıdı seni buraya herkes çok korktu."
" Tabi canım korkmuşlardır. Sebep oldular biliyorlar korkmuşlardır."
" Ne demek o?"
" Bir şey demek değil."
" Neyse ben arayıp haber vereyim."
" Neyi haber veriyorsun? Kimi arıyorsun sen?"
" Ferhat'ı siz eve geldiğinizde bizide Burçin'le eve bırakıyordu Ferhat. Gece gece tek başımıza dışarıda olamazmışız. İşte eğer uyanırsa haber et dedi. Derda hoca ile birlikteler şu anda. Derda hoca çok korkmuştu yalnız. Ben daha önce hiç öyle görmedim onu. Sürekli hastaneye götürelim demiş. Buraya geldiğinde de yok olmaz böyle deyip duruyordu. Aslıhan alt tarafı bayıldı dedi. Bir şey olmaz oruçtandır dedi. Ferhat zor götürdü yoksa ayrılmıyordu kapı önünden. Aramazsam aklı kalır."
"Bırak kalsın yaa. Boşver arama Suna. Gitsin Asude'sini merak etsin o."
" Vallah ne oldu bilmiyorum ama şuan zerre önemi yok benim için. Ferhat'la telefonda konuşma fırsatını bir daha yakalayamam kusura bakma."
" Suna! Sunaaa!!"
" Alo Ferhat!"
Eliyle bana sus işareti yapıp duruyordu. Hain arkadaş kendi emellerine araç olarak kullanmıştı beni. Sadece bunu yapmış olsaydı keşke daha kötüsünü yaptı.
" Ferhat Zümra uyandı. Derda hocaya söyle merak etmesin. Fiziksel olarak turp gibi ama..."
" Aması ne Suna neyi var Zümra yengenin."
" Sende farkettin demi."
" Fark edilmeyecek gibi mi sabahtan beri trafo gibi sinirlenip duruyor. Bir türlü sakinleşmedi."
" O kadar diyorsun. Vallah burada durumlar oradakinden farksız. Uyanır uyanmaz kızmaya başladı. Asude'yi merak etsin beni merak etmesin deyip duruyor."
" Ne Asude'si. Asude onun için geldi yaa. Ne anlamış bu kız. Dur ama bir şey deme sen bunlar kendileri konuşsun çözsün. Neyse ben kapatıyorum yarın anlatırım sana."
" Tamam kaktüsss paşammm. Görüşürüz."
" Görüşürüz cırcır böceği."
Deli gibi gülerekten kapattı telefonu. Kendini yatağın diğer tarafına attı. Ben ona hâlâ sinirli bir şekilde bakarken o gülüyordu. Sevgi ise başını kaldırıp çeneme sürüp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Dayanamıyordum da bu miniğime. Arkamı döndüm Suna'ya sımsıkı sarıldım Sevgi'ye ve öylece uykuya daldım. Gözümden sessizce dökülen gözyaşlarıyla.
🌺🌺🌺
Ferhat'dan:
Derda'yı zar zor Zümraların kapısından ayırdık. Herkese biraz gezdirip getiririm kafasını dağıtsın dedikten sonra yanlarından ayrıldık. O haliyle atölyeye doğru koşmaya yakın bir hızla gittik. Hem sinirli hem merak içinde bir telaşı vardı. O an anladım Derda Zümra'ya aşık olmuştu. Nasıl oldu ? Ne zaman oldu ? Diye soramamıştım bile. Bayadır da oturup doğru düzgün sohbet bile etmiyordum zaten. Söylemeye fırsatının olmayacağını düşünerek onunla birlikte yol boyunca sustum. Suskunluğunun altında kaynayan merakı, sınırı o sustukça daha da alevleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümra Ve Derda
Fiction généraleKalbindeki boşluğu doldurmak isteyen ama onu nasıl dolduracağını bilemeyen Zümra. Kalbi Allahu Teala' nın aşkıyla dolup taşan Derda. Tatlı bir karşılaşma sonucunda iki kalbin birbiri için attığını bilip susan Zümra ve Derda'nın hikayesi. Onların hik...