Zümra Ve Derda

Heyecan

Zümra'dan:

Elimde ki Derda Baloğlu'ndan gelen kağıdı katlayıp zarfın içerisine koydum. Asistanım Burçin'i arayıp odaya gelmesini istedim. Gaziantep'e benimle birlikte gelmesi gerekiyordu. Madem iş yapacaktık Suna ve Burçin'in yanımda olması gerekiyordu. İki dakika sonra Burçin odaya geldi.

" Buyrun Zümra hanım sizi dinliyorum."

" Burçin bizim Gaziantep'e gittiğimizi biliyorsun değil mi?"

" Evet Zümra hanım biliyorum. Hayırlı yolculuklar dilerim."

" Bende sana dilerim güzelim."

" Anlamadım Zümra hanım ben nereye?"

" Ben nereye ise sen de oraya."

" Nasıl yani?"

" Şimdi şöyle biz gidiyoruz ama orada da iş yapacakmışız. Bizim tatil uzaya bilir. Eee sen de benim asistanım olduğuna göre sen de bizle geliyorsun."

" Öyle mi? Ben o zaman hazırlanayım. Ne zaman gidiyoruz."

" Hemen yarın o yüzden izinlisin. Çık git hazırlan. Eksiklerin varsa ayarlarız bir şeyler sen dert etme."

" Peki Zümra hanım. Siz nasıl isterseniz."

" Tamam canım yarın görüşürüz. Saat 05.00'da uçak kalkacak bilgin olsun."

" Peki Zümra hanım. Ben hazırlanırım hemen."

" Tamam canım görüşürüz."

" Görüşürüz Zümra hanım."

Aklıma, sipariş verdiğim Kur'an'ı Kerim gelince şirketten çıkmak için elimi çabuk tuttum. Sevgi'yi kutusuna koyup, Derda beyden gelen zarfı çantama koyarak kutuyu ve çantayı elime aldım. Odada ki misafir koltuklarından birine gelişi güzel bıraktığım çizim eşyalarımın içinde olduğu çantayı da elime alarak odadan çıktım.

Asistanımı da bilgilendirdikten sonra. Koşar adım çıkışa yöneldim.
Şirket garajına inip arabaya doğru yürüdüm. Ön kapıyı açarak Sevgi'yi yerleştirdim. Arka kapıyı açarak elimdeki diğer eşyaları da yerleştirdikten sonra şoför koltuğuna geçtim. Heyecanlanmıştım. İçimde farklı bir his vardı.

"Sevgi sence ben şu anda mutlu muyum?"

" Miyavvv!"

" Bence de mutluyum. Kalbim de bir şeyler kıpır kıpır oluyor."

" Miyavvv!"

" Evet. Şimdi Kur'an'ı Kerim'i yeni göreceğim. Tabi bence bunun heyecanı. Değişik bir dil öğreneceğim. Bu da beni heyecanlandırabilir. Abim görecek beni o Derda ile aynı dili konuşup nasıl iyi bir şekilde anlaştığımızı görünce yüzünde ki hali merak ediyorum."

" Miyav miyav!"

" Ne anlıyorsun da cevap veriyorsun acaba Sevgim. Neyse biz senle dert ortağıyız artık. Sırlarımızı kimseye söylemek yok. Anlaştık mı?"

Kendi kendine miyavlayıp kutusunun içinde bir o yana bir bu yana patilerini vurup duruyordu. Neyse ki şirket ile ev arasında çok bir uzaklık yoktu. Eve varmıştı. Kapı da kargocuyu ve Selma ablayı görünce ' geldim!' diye çığlık attım. Selma abla gülerken kargocu evin delisi herhalde der gibi bakıyordu. Arabadan Sevgi'yi alıp çantalarımı da alır almaz kargocunun yanına yetişmiştim. Selma abla bana dönerek.