-4-

2.1K 217 34
                                    

"Jungkook ne alaka?"

"Sana da merhaba Jaebum."

"Jungkook ne alaka dedim sana. Bana düzgün cevap ver beta."

Evet. Kısacası Jimin'in alfa nefretinin en büyük kaynağıyla tanışmış bulundunuz.

"Ödev partnerim." Dedi Jimin Jaebum'u başından hızlıca kovabilmek için. Kabalığı her zamankinden çeyrek bile fazla olmadığından polemiğe girmek saçmaydı.

Jaebum ama bugün her zamankinden daha sinirli gözüküyordu. Yeşil elma kokusundaki elmalar neredeyse çürük gibi bir koku veriyordu Jimin'e ve içindeki salak gerizekalı omega alfayı sakinleştirmeleri gerektiğini söylüyordu.

"Eminim Jungkook sana baktığı için bile heyecan ölmüşsündür. Senin gibi gayler ona bayılır. "

Jimin sadece inanamaz gözlerle Jaebum'a baktı. Yıllar içinde her ne kadar gay olduğunu kimseye belli etmemeye çalışsa da Jaebum bir şekilde anlamıştı ve sürekli bunu dile getirerek Jimin'i incitmeye çalışıyordu. Başarılı olduğu da söylenebilirdi.

"Ne saçmaladığını bilmiyorum ama sadece ödev için konuşuyoruz. Benim hakkımda gereksiz dedikodular yayma. "

Jaebum birden ellerini Jimin'in masasına sertçe çarptı ve iyice yüzünün içine girdi.

"Sen kimsin de ben senin hakkında saçmalayacağım. Kiminle konuştuğunu unutuyorsun herhalde."

Evet belki Jimin üstüne gitmemeliydi ama cidden. Sabrın da bi sınırı vardı. Ve şimdi sınıftaki gözler üstlerine çevrilmeye başlamıştı bile.

"Rahat bırak beni! Bütün hayatım boyunca benle uğraştığın yetmediği gibi şimdi de saçma sapan şeylerden olay çıkarmayı kes artık! Burası lise ya da senin benimle rahat rahat dalga geçtiğin ilkokul değil. Burada var olmaya en az senin kadar hakkım var benim!"

Bunları söylerken ne zaman ayağa kalktığını ne zaman ağlamaya başladığını kendisi de bilmiyordu. Ama Jaebum'un ondan bu davranışı beklemediği kesindi. 21 yıllık hayatında ilk kez karşısındaki alfayı şaşkın görüyordu.

Ne yazık ki Jaebum'un yüzündeki şaşkınlık hızlıca öfkeye dönüştü ve sağ elini kaldırıp Jimin'in boğazına sardı.

"Minik gay orospu, seni-"

"Yeter bu kadar."

Jimin'in elleri boğazındaki ele ulaşana kadar boğazındaki elin yerini sırtını sıvazlayan birçok el almıştı. Ve karşısındaki çok sinirli Jaebum'un karşısında Jungkook duruyordu ve bir eli Jaebum'un sağ elini sıkıca kavramıştı. Her ne kadar yüzü çok sert olmasa da Jungkook'un ne kadar sinirli olduğunu kokusu ele veriyordu. O sakin görüntüsünün altında safkan alfa otoritesiyle kükreyen bir aslan vardı ve bütün sınıf onun sinirinden etkilenmişe benziyordu. Karşısındaki Jaebum bile. Jungkook'un elindeki elini sertçe çekti ve sınıftan acelece çıktı.

Jimin etrafında neredeyse ona kalkan şeklinde duran kız omega sürüsüne baktı. Geçen gün Jungkook'un grup arkadaşı olamadığı için kafayı yiyenlerden de vardı aralarında ama şimdi hepsi birlik olmuş Jaebum'un sınıfı terk eden sırtına ölümcül bakışlar atıyorlardı.

Jaebum'un çıktığından emin olduktan sonra Jungkook Jimin'e döndü.

"İyi misin?"

Aslında gayet yerinde bir soruydu çünkü bütün sınıf Jaebum'un dediklerini de kendi dediklerini de duymuştu ve Jimin gözlerinin hala gözyaşı ürettiğine %90 emindi. Ama o an etraftaki sinirli alfa feromonlarından ve çevresindeki yatıştırıcı omega feromonlarından kafası allak bullak olmasına rağmen, sinirlendi.

"İlk defa yaşamıyorum."

Ardından yerinden kalkıp eşyalarını hızlıca toplayıp sınıftan çıktı. Etrafındaki insanların tuvalete gidelim mi demelerine veya Jungkook'un sırtına batan gözlerine aldırış etmeden çıktı.

Koridora gelince gözlerinden gelen yaşları tamamen serbest bıraktı ve çantası kucağında bir halde yere çöktü. Çok öfkeliydi ve çok kızgındı. Ama tabii ki Jungkook'a değil. Kendisine. Zayıf olduğu için bu sürekli başına geliyordu. Gay olduğundan insanlar zaten şüpheleniyordu, her ne kadar uydurma dese de bunun da yayılacağı çok belliydi. Orada salak omega beyni Jaebum'un karşısında daha sert olmayı başarabilseydi ve sadece küçük bir kız çocuğu gibi bağrışıp ağlanmak dışında bir şey yapabilseydi, hayattan tek isteği bu olurdu. Çok streslendiğinden acı bir lavanta kokusu burnuna gelmeye başladı. Küfrederek ayağa kalktı. Kalkarken şunu biliyordu zaten. Bu ne ilk ne de sondu.

.

O günden sonra anlaşılacağı üzere Jimin'e okula gitmek imkansız gelmeye başlamıştı. Okuldaki herkes hakkındaki şeyleri duymuş olmalıydı zaten. Ve 3. Sınıfa kadar bir nebze sessiz geçirebildiği okul hayatı şimdi eskisinden çok daha kötü olacaktı ve bunu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şey yoktu. Im Jaebum ortaokuldaki olayın aynısını yapmıştı.

Tabii ki o gün eve geldiğinde saklayamadığı çürük lavanta kokusu ve kıpkırmızı gözleri sonucu Taehyung'un çılgın miktardaki fazla ısrarları sonucu olayı ona anlattığında yufka yürekli arkadaşını ilk defa o kadar sinirli gördüğüne emindi.

"Bu çocuk kendini ne sanıyor? Alfa olması onu bir bok mu yapıyormuş. Jimin yarın ben de geliyorum bu çocuğu bir güzel dövüyoruz tamam mı aşkım. Sen hiç merak etme. Hem bu devirde gay olmaya laf edecek biri varsa önce gelip benle konuşsun. Kendisi beni görünce gay olur zaten."

Tae'nin onu neşelendirmek için söylediği şeyler her ne kadar tatlı olsa da Jimin gerçekten hiç okula gitmek istemiyordu. Bütün devamsızlık hakkını da kullandığı için yarın mecburen gidecek olması dışında bir sorun yoktu tabii.

"İkimiz de biliyoruz ki stajlarda devam zorunluluğu var Tae. Her ne kadar endişene minnettar olsam da eninde sonunda o okula gideceğim. Zaten Jaebum sadece işletmede var. Moda tasarımdayken de hep okulda takılırım onu da hiç görmem olur biter."

"İyi de işletme derslerine de girmen gerekmiyor mu? O zaman ne olacak. Bu manyak nasıl davranır nereden bileceğiz ki. Ayrıca Jungkook o zaman oradaymış ama peki ya etrafta üstün feromon salacak bir safkan alfa yoksa? Bilemiyorum Jimin içim hiç rahat değil. Üstelik geçen sefer çok üzülünce koku bloklarının geçtiğini de söyledin. O manyak alfanın yanında geçtiğini düşünmek bile istemiyorum. Bir çözüm bulmamız gerek. Bence gidip şikayet etmeliyiz. "

"Daha önce de söyledim sana Tae. Şikayet etmek anlamsız. Babası çok güçlü bir adam ve ne zaman böyle bir şey yaşansa hep bir şekilde paçayı kurtarıyor ve ardından bana daha da kötü davranıyor. Şu an tek istediğim bir şekilde radarından çıkmak. Yıllardır umurunda bile değildim neden şimdi gene delirdi cidden anlamıyorum."

"Kendi kendine empati kurmak falan yok Jimin. Delirdi çünkü kendisi manyak sosyopat pislik bir alfa. Alfa kelimesine hakaret onun varlığı. Ayrıca burası onun ailesinin herkesi tanıdığı şehir değil. Ve üniversitelerde fiziksel şiddetin belli sonuçları var. Sınıftan da tanık aldık mı tamamdır. Sen bana bırak yarın ben halledeceğim şekerim. Şimdi hemen uyuyorsun, yarın sabah erken kalkıyorsun. Ve aynı zamanda çok seviliyorsun."

Tae Jimin'i tam odasında yalnız bırakıp çıkacakken kapıyı tırmalayan bir şey duydu. Jimin'le gözgöze geldiler ve ikisi de gülümseyebildi. Tae kapıyı yavaşça açınca içeri süzülen minik ve şişkomsu Karamel'le birlikte ışığı kapattı ve sakince çıktı.

Yarın zor bir gün olacaktı.

Lie | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin