Lie | Jikook

-2-

Jimin ile Jungkook'un adı okunur okunmaz koca amfide direkt kaos başlamıştı bile. Jimin itiraz edip hocaya seslenen omega sayısına gerçekten inanamıyordu. Aynı anda 20 kız elini kaldırıp bu eşleşmelerin adil olmadığını ve neye göre belirlendiğini soruyordu. Birkaçı da kimmiş bu "Park Jimin" diye etraflarına bakınıyorlardı. Jimin hiçbir zaman çok öne çıkmayı seven bir insan olmadığından ötürü onu tanımamaları normaldi ama bir ödev eşleşmesinin bu kadar olay olması gerçekten şaşırtıcıydı. Jimin içinden 'Alın Jungkook'unuzu başınıza çalın biz sanki ölüyoruz onunla eşlenelim diye' düşündü. Tabi bunu seslendirmeden Jungkook'la kurduğu istemsiz göz temasını anında keserek eşyalarını toparlamaya koyuldu ve kendini bir solukta dışarı attı. Diğer manyak omegalar hocayı o kadar bunaltıyordu ki hoca listenin geri kalanını okuyamamıştı bile ve sınıftaki diğer öğrenciler de duruma sinir olup susmaları için bağırışan kızlara bağırmaya başlamışlardı. Jimin kapıdan dışarı adımını olaysız attığından ötürü derin bir oh çekerek bir eliyle kitapları çantaya sokuşturmaya çalışarak binayı terk etti.

İşte Jimin'in insanlarla çok anlaşamamasının sebeplerinden biri de buydu. Tamam Jungkook ailesinin tek çocuğu bir Safkan alfa olabilirdi. Özellikle onun yönüne bakmadığı bir senede siyah saçlarını uzatmış, dalgalı uçları yüzüne gelirken çok yakışıklı duruyor da olabilirdi. Allah'ın yarattığı her yetenek dalında yetenekli de olabilirdi. Hatta kolunda Jimin'in çok sevdiği 'Kaplan Zambağı'nın dövmesi de olabilirdi. Ama bu kadar tepki de fazlaydı. Altı üstü dönemin en önemli projesinde eşi Jimin olacaktı.

Dönemin en önemli projesinde eşi Jimin olacaktı.

Daha isimler açıklanırken böyle bir tepki varken bu ödevi nasıl birlikte yapabilirlerdi ki? Lanet olası Jungkook kampüste resmen ünlü gibiydi. Kampüste herhangi bir yerde birlikte çalışırlarken bile görülseler hemen bütün kampüsün adını öğreneceğini biliyordu. Jimin başına saplanan ağrı ve geçirdiği berbat sabah yüzünden okula daha fazla katlanamayacağına kanaat getirdi ve adımlarını daha yarım saat önce neredeyse koşarak geçtiği yola geri çevirdi. Eve gidip hayatının ne kadar kötü olduğunu düşünerek Karamel'e sarılmanın derse girmeyi geçmesine şaşırmış taklidi yaptı ve durağa ilerledi.

Taehyung'suz geçirdiği ilk gününün bok gibi geçmesi zaten bekleniyordu ama Jungkook'a onu tanımıyormuş gibi yapıp 4 yıl hiç konuşmadıktan sonra 'ödevi de bölüşüyoruz dimi ehe' demek gerçekten tadını kaçırmıştı. Gelen metroya bindi ve okul saatleri olduğu için boş bulabildiği yere çöküp kulaklıklarını taktı. Bu kadar huzurlu geçirebileceği zamanların kısıtlı olacağı o kadar aşikardı ki. Yakında bir sürü gereksiz şeye çekileceğinin hissi böğrüne oturmuştu.

Yol boyunca şu durumu en iyi şekilde geçirmek için sadece iki senaryo üretebildi:

1- İşletme hocasına gidip partner değiştirmek istediğini söyleyecek nedeni sorgulanırsa da dürüst olup bu ödev partnerliği yüzünden yüzlerce omega kızla tartışmak istemediğini söyleyecekti. Ama içinden bir ses o kızların bağırışları bile fikrini değiştirmediyse, Jimin'in hocam bir bakabilir misiniz diye ezilip büzülüp soracağı bu sorunun hiç değiştiremeyeceğiydi. Hocaya mail atsa daha iyi olacağına karar verdi.

2- Bütün ödevin sorumluluğunu alıp Jungkook'a sadece ödev tesliminden birkaç gün önce konuyu anlatıp ikisini de geçirmek. Jimin 2. seçeneğin gerçekleşeceğine adı kadar emindi. Çünkü aptal alfalar her zaman ama HER ZAMAN ödev gibi şeyleri kendilerine layık görmeyip başkalarına kitlemeye bayılırlardı. Hayır Jimin kesinlikle kendisi omega olduğu için ayrımcılık yapmıyordu. Alfalardaki o gereksiz özgüven, sürekli her şeyi yarışa çevirmeleri, beta ve omegaları küçümsemeleri Jimin'i deli ediyordu. Kesinlikle en sevdiği tür betaydı.