-27-

1.1K 147 38
                                    

Jimin'i o gün sokakta tek başına yürürken yanında arabasıyla Yoongi durmuş ve omegayı eve bırakmıştı. Arabada hiçbir şey konuşmamışlar, Jimin sadece camdan dışarıyı izlemişti. Tam evin önüne gelip ineceği zamansa alfa konuşmuştu.

"Jimin, ne hissediyorsan haklısın ama Jungkook'un gerçekten kötü bir niyeti yoktu. Seni cidden seviyor." Dedi. Jimin ölü bakışlar ve ruhsuz bir halde arabadan çıkıp kapıyı kapatırken hiçbir şey demedi. Ne denirdi ki zaten? Olan olmuş biten bitmişti.

Eve geldiğinde saat gece yarısını geçeli çok olmuştu ama annesi ve Taehyung salonda birlikte uyuyorlardı. Tae ona verdiği sözü tutmuş, annesini çok güzel oyalamıştı. Hoş Jimin'in başına gelecekleri bilseydi evden çıkmasın diye ayağına yapışırdı.

Yürürken ayağı acıyordu omeganın. Odasına doğru adımlarını yönlendirdi sessiz olmaya çalışırken. Karamel ayaklarında dolanıyordu. Kediyi kucağına aldı.

Odasına girip kapıyı kapattığında zaten yol boyu ağladığı için artık ne ağlamaya mecali vardı ne sinirlenmeye. Sadece çok kırılmış hissediyordu. Üstüne pijamalarını giyip yatağının içine girdi. Tabii ki gözünde tek bir damla uyku yoktu.

Jungkook'la küçükken oynadıkları oyunları hatırladı, ileride safkan alfa olacağından habersiz, her yere Jimin'in kuyruğu gibi peşinden gelen, heyecanla çizdiği resimleri, yaptığı bileklikleri, taçları, oyuncakları gösteren küçücük bir çocuktu. Tabii Jimin de çocuktu ama o zamanlar bile kalbi Jungkook'a ısınmıştı.

Ortaokulda sınavlara girerken aynı sınıfta olduklarında koridorlarda birlikte gülüştüklerini, her yaz sonu tekrardan okula geldiklerinde alfanın Jimin'e sarılıp uzun bir süre bırakmayışı, Jimin'in ne kalbinin bir tık fazla hızlı atışı da ilk o zamanlarda başlamıştı. Okul çıkışlarında birlikte marketten bir şeyler alıyor, sonra parka gidip beraber onları yiyerek birbirlerine günleri nasıl geçmiş anlatıyorlardı. Jungkook'un ailesi her ne kadar Jimin'in ailesinden çok daha zengin ve prestijli olsa da Jungkook bunu önemsemiyordu. Hatta Jabeum'un ona sataştığı zamanlarda Jungkook Jaebum'dan güçsüz olmasına rağmen (çünkü yaş olarak küçüktü) Jimin'le Jaebum arasına girip kendince omegayı korumaya çalışıyordu. Jimin hep bu girişimleri çok tatlı bulurdu.

Liseye geçtiklerinde ise ilişkilerinin gitgide tek taraflı olmaya başlamasını hatırladı Jimin. Jungkook'la o zamana kadar ayrılmazlarken Jungkook artık kendi dönemindeki insanlarla takılmak istiyordu daha çok. Ama Jimin bunu anlayabilirdi. Herkes büyürdü ve değişirdi. Başka arkadaşlar da her zaman için önemliydi. Hatta bir ara Jungkook ona çok bağımlı olmaya başlıyor diye korktuğundan alfa ondan uzaklaşmaya başladığında başlarda sevinmişti. Ama Jungkook'un çevresi pek sevimli değildi.

Hep diğer insanları küçük gören, zengin ama doyumsuz, bencil ve Jimin'in gözünde kısaca kötü insanlarla arkadaş olmuştu. Eh, arkadaş denebilir miydi bilmiyordu tabii, basketbol takımına girip çok yakışıklı ve zengin olursanız etrafınıza binbir çeşit insan çekerdiniz. Gene de Jimin ne zaman Jungkook'la buluşsalar ona dikkatli olmasını söylerdi. Jungkook ise pek umursamıyordu.

"Sen varsın ya hyung, kimseden kötü etkilenmem ben." Diyordu Jimin'e. Jimin de kendince mutlu oluyordu. Onun gözlerinde Jungkook çok ayrıydı.

Ama lisede Jungkook'un basketbol antrenmanı, okul, dersler derken normalde haftada en az 3-4 kez görüşen ikili gitgide sadece koridorlarda karşılaşmaya selamlaşmaya başlamıştı. Jimin aralarına bir mesafe girdiğini biliyordu. Jungkook artık onunla eskisi kadar takılmak istemiyor gibiydi. Ne zaman Jimin bir şeyler yapmayı teklif etse bir işi oluyordu. Bu omegayı baya üzüyordu tabii ama gene de kendini Jungkook'a değer vermekten alıkoyamıyordu. Hala Jungkook'un bütün basketbol maçlarına gidiyordu. Tabii artık tezahürat ederken tek değildi, Jungkook'un kendince bir hayran kitlesi vardı. Omega küçüğüyle gurur duyuyordu ama aynı zamanda kalbi de biraz acıyordu. Artık Jungkook'u bütün okulla paylaşmak zor bir şeydi.

Lie | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin