Dikkat bu bölümde işaretlediğim yerden sonra şiddet ve hakaret var! Etkilenenler orayı atlayabilir!
Namjoon marketin dışına çıktığında bir terslik olduğunu anlamıştı. Marketin önünde Jimin yerine yerde yarısı açılmış bir çikolata paketi ve havada iğrenç bir elma kokusu vardı. Azıcık ileride de bir telefon görünce ekranı kırılmış küfrederek ona doğru ilerledi. Hızlıca etrafına baktı ama hiçbir yerde Jimin'i göremiyordu.
Jimin'in başına bir şey geldiği hissini içinden atamadı çünkü küçük olan ona bekleyeceğini söylemişti ama şimdi ortalıkta yoktu. Etrafta onu aramayı düşündü ama kampüsü hala o kadar bilmiyordu ve bilen biri olsa çok daha kolaylaşırdı işleri. Ne yapsam diye düşündüğünde aklına sadece bir şey geldi. Telefonunu alıp diğer alfayı aradı.
"Alo"
"Alo Jungkook. Ben Namjoon" dedi telaşlı bir şekilde.
"Biliyorum hyung bir şey mi oldu antrenmandayım da."
Namjoon dişini sıkarak sordu. "Jimin'in telefon kabı nasıl bir şey biliyor musun?" Dedi önce alfayı boşuna telaşa sokmamak için.
"Evet şeffaf bir kabı var içinde de kedisinin fotoğrafı var. Neden bunu soruyorsun?" Dedi şimdi de Jungkook işkillenmiş bir şekilde. Namjoon yutkunarak cevap verdi.
"Jungkook sanırım Jimin'in başına bir şey geldi."
Jungkook bu sözlerin üstüne Namjoon'dan olayı tamamen dinleyip aynı zamanda spor salonundan hışımla çıktı. Yoongi ne olduğunu falan sorduğundaysa ise "Jimin yok" dedi sadece. Marketin önüne yani Namjoon'un yanına varması ise çok uzun sürmemişti. Alfası içinde haykırıyordu.
"Sen neredeydin ha!" Dedi Namjoon'a yaklaşırken yükselen sesine engel olamayarak. Birden gelip kendinden uzun olan alfanın iki yakasından tuttu.
"Sen neredeydin Jimin'in başına bir şey gelirken? Alfa değil misin sen?"
Jungkook fark etmese de arkasından gelen Yoongi onu Namjoon'un yakasından çekti ve ikisinin arasına geçti.
"Sakin ol Jungkook şu an bununla vakit kaybedemeyiz hemen aramaya başlamamız lazım onu." Dedi. Namjoon da gerçekten çok üzgün gözüküyordu. Jungkook bir hışımla arkasını döndü ve bağırdı.
"Ben etrafta değişik bir koku var mı diye bakmaya gidiyorum."
O sırada sarsılmış olsa da Namjoon konuştu.
"Bir işimize yarar mı bilmiyorum ama çürük elma kokusuna benzer bir koku aldım ben buraya ilk geldiğimde." Dedi endişeli bir şekilde.
Jungkook'un ise gözüne şimdi kırmızı girmişti.
"Jaebum."
•
"Bwrak bwni" diye çırpınıyordu Jimin Jaebum'un ağzını kapayan elleri arasından. Jaebum onu spor salonun arkasındaki amerikan futbol sahasına doğru götürüyordu. Bu mevsimde orası tamamen boş oluyordu ve Jimin bunun onun için ne ifade ettiğini düşünmek bile istemedi.
"Kes sesini." Diye hırladı Jaebum. Alfa gerçekten aşırı güçlüydü ve çok değişmişti. Saçları aşırı kısaydı şimdi ve vücudu da daha iriydi. Gözlerinde ise Jimin'i titreten bir bakış vardı. Sahaya geldiklerinde Jimin'i zorla soyunma odalarından birinin içine soktu ve kapıyı da arkalarından kapadı. Jimin daha yeni nefes alabilmeye başlamıştı ve Jaebum'dan uzaklaşarak diğer duvara doğru gitti. Alfa ise üstüne doğru geliyordu.
Şiddet uyarısı!
"Hayatımı mahvederken gözünü bile kırpmadın seni orospu. Arkana almayı becerdiğin Jungkook'a neler teklif ettin de senin gibi işe yaramaz biri için beni şikayet etti ha."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie | Jikook
FanfictionPark Jimin birçok erkeğin olmak istediği gibi güçlü bir alfa olabilirdi, ya da insanların birçoğu gibi sıradan bir beta. Ama tabii ki hayat onu sevmediğinden ötürü toplumun sadece %0,1'ini oluşturan omega bir erkek olarak yaratılmıştı. Omega olduğu...