Lie | Jikook

-1-

Jimin bir elinde tuttuğu kitaplar ve diğer elinde dengelemeye çalıştığı kahvesi ve telefonu, bir kolundan sarkan bilgisayar çantasıyla buradaki diğer her öğrenciye benzeyen dış görünüşüyle kampüse adım attığında keyfinin çok da yerinde olduğu söylenemezdi. Tabii ki bunun en büyük nedenlerinden biri en yakın arkadaşı Taehyung olmadan bir dönem geçirmek zorunda olması ikincisiyse şu an derse geç kalmış olmasıydı. Adımlarını 3 yıldır yoluna aşina olduğu moda tasarım bölümünün bulunduğu kampüsün sol tarafına doğru çevirdi. Tam o sırada telefonu çalmaya başladı. Kahveyi düşürmeden ve hızını kaybetmeden üstün atletik becerileriyle telefonu kulağı ile omzunun arasına kıstırıp açmayı başardı.

"Bebeğim! Bensiz ilk günün! Şu an ayrı olmamıza gerçekten inanamıyorum. Az önce staja benimle yeni başlayacak çocuklardan birine Jimin dedim. Tatlı da bir çocuğa benziyordu ya tüh, inşallah kin tutmuyordur ileride birlikte eğlenebiliriz."

"Tae, işim başımdan aşkın, her an şu latteyi üstüme bocalayabilirim o yüzden önemli bir şey yoksa lütfen kapat."

"Sen hala sınıfta değil misin?! Üstüme iyilik sağlık, her derse 15 dakika önce girmezse götünde kurt çıkacağını sanan Jimin'im nerede benim? Daha gideli 1 gün oldu ne hallere düşmüşsün! Olmaz böyle ben geri geliyorum bekle!"

Jimin binaya girereken etrafında kendi döneminden kimseyi göremeyince eski sınıflarının kapısına doğru ilerledi.

"Tae, hayatım, canım, aşkım, balım sabah yanlışlıkla kedime mama vermeden çıktığım için geri dönmek zorunda kaldım, şimdi de aşırı geç kalıyorum ve bizim dönemden kimseyi göremiyorum eski sınıfımıza gideceğim belki oraya bir not bırakmışlardır, aaaa---"

"Jiminie beni telaşlandırma ne oldu ne aa?? Ayrıca Karamel'e nasıl kedi dersin?! Sen gerçekten iyi olamazsın şu an bak valla tansiyonum düşecek!"

"Bugün ilk işletme dersi vardı ve ben unutmuşum acilen yan binaya geçmem gerekiyor zaten geç kaldım aşkım kapatıyorum sonra ararım görüşürüz seni seviyorum ilk gününde başarılar bayy!"

"Dur-"

Jimin telefonu kapatır kapatmaz tasarım binasından direkt mühendisliğe geçti ve panodaki nottan hangi sınıfta olduğuna bakmaya çalıştı. Moda tasarım öğrencileri olarak 3. sınıfta ileride içinde bulunacakları endüstriyi anlamaları için mühendislik 2. sınıf öğrencileriyle birlikte işletme dersini almaları gerekiyordu. Zaten moda tasarımda öğrenci sayısı sınırlı olduğundan mühendislik öğrencilerinin dersine dahil olacaklardı. Tabii daha önce dönem gruplarında konuşulduğundan ötürü Jimin bunu biliyordu ama sabah yaşadığı aksilikler yüzünden unutmuştu. Şimdi de ilk dersine 20 dakika geç girecekti. Harika.

Kapıya ulaşır ulaşmaz hemen amfiye girdi ve arka sıralardan birine yerleşti. Hoca neyse ki hala ders tanıtımıyla falan uğraşıyordu ve Jimin'in geç kaldığını fark etmemişti. Elinde soğuyan lattesine bakıp bilgisayarı önüne açtıktan sonra tam hocaya bakacaktı ki ortadaki sırada takılan mühendislik öğrencileri grubu gözüne çarptı. Ve tam o anda o zamana kadar yoğunluktan dolayı unuttuğu şeyi, yani kişiyi hatırladı.

Yakın arkadaşlarından oluşan grubunun tam ortasında, etrafında onunla konuşmaya çalışan güzel omega kızlarla birlikte oturan, Jeon Jungkook. Okulun şüphesiz en popüler alfası, spor fakültesinde olmasa da geçen sene okulu şampiyonluğa götüren basketi atarak ününe ün katmış bir basketbolcu, bütün omega kızların gözdesi ve Jimin'in hiç sevmediği, egoist Jeon Jungkook.

Jungkook, Jimin'den 1 yaş küçüktü ve Jimin ile Jungkook Busan'da aynı anaokulundan aynı ilkokula, aynı ortaokula ve aynı liseye gitmişlerdi. Sanki bu kadarı yetmiyormuş gibi Jimin Seoul Milli Üniversitesi'ni kazandıktan 1 yıl sonra Jungkook da kazanması aşırı zor olan Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazanmıştı ve okulları da yan yana olduğundan Jimin gene Jungkook'la aynı okula düşmüştü. Hayatın 'insanın sevmediği ot burnunun dibinde biter,' demesi gibiydi.