Her mahallede bulunan asosyal kız tipini bilir misiniz?
Hani şu sadece okul, ev ve market arası mekik dokuyan, selam verildiğinde umursamayan.
Pijama ile sokağa çıkacak kadar ozgüvenli olan.
Neyse var sayıyorum.
Bizim mahallede de öyle bir kız vardı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir kaleyiz kumsalda, yalnız ve sakin Yarınımız yok belki, bugün ise benimsin Yaklaşıyor fırtına, kalbim tedirgin İstemiyor bir daha baştan sevilsin
...
"Evrim sen pasör ol, Ben arkada duracağım, Defne sen sola geç, Ekin sen de sağa, Görkem ve Eylül siz de benim önüme geçin."
Burak hepimizi toplamış duracağımız yerleri ayarlarken bıkkılıkla konuştum.
"Ya neden hep ben pasör oluyorum? Manşetlerim daha iyi."
"Evrim benim manşetlerim daha iyi ama."dedi arkaya geçerek.
"Ya bari Eylül ile yer değiştireyim."dedim omuz silkerek.
"Evrim, çocuk gibi mızıkçılık yapmayı keser misin? Daha fazla tartışmayın siz de sanki dünyayı kurtarıyoruz."
Eylül'ün sitemine karşı kaşlarımı çatsam da o pek oralı olmadı. Herkes Burak'ın söylediği yere geçerken karşı takıma sertçe bakış attım.
"Evrim, onlar düşmanımız değil sadece oyun oynuyoruz."dedi Defne
"Oyunu ciddiye almazsak kazanamayız, bunu unutma."dedim kaşlarımı çatarak.
Bacaklarımı omuz hizasında açarken topun havaya yükselmesi ile oyun başlamıştı. Bir kaç düzenli paslaşmadan sonra manşetler konuşmaya başlamıştı. Top yer yüzü görmüyor ve oradan oraya savruluyordu.
"Evrim sende."dedi Ekin topu bana atarken. Zıplayarak "Hop, aldım."dedim ve smaçı bastım. Karşı takımın topu tutamaması ile sayı bize geçerken keyfim yerine gelmeye başlamıştı.
Burak'ın manşet vurması ile oyun devam ederken yaklaşık 1 saat boyunca uzun soluklu bir rekabet içindeydik. Biz sayı alınca garip danslar yapıyor karşı takım sayı alınca ise görmemiş gibi davranıyorduk.
"Hadi bu eli alırsak kazanıyoruz."dedi Defne bize gaz verircesine. Hırsla başımı sallarken at kuyruğumu sıkılaştırdım.
"Hadi bakalım."dedim ve karşı takımın başlamasını bekledim. Karşı taraftan sert bir manşet gelmesi ile Burak ileri atılarak karşılım verdi, top filenin diğer tarafına geçerken smaç ile karşılık verdiler. Görkem havaya zıplayarak topu geri çevirirken topun hızlıca Ekin'in kafasına çarpması ile göt gibi kalmıştık.
"Ekin iyi misin?"diyerek Ekin'e ilerledim.
"İyiyim ya, iyi."diyerek yavaşça kaldırıma oturdu.
"Ne iyisi ya Ekin haline bak, soğuk su falan getirin."dedim bizimkilere.
Eylül"Tamam."diyerek su getirmeye giderken Görkem de peşinden gitti.
"Abartmaya gerek yok, torp çarptı."dedi Ekin ısrarla.
