giriş bölümü:
"bana o kadar güzel baktı ki, yanlışlıkla aşık oldum."
wooyoungs pov
dans dersinden yorgun ve terli bir şekilde çıkarken saat 22:00 idi. yapmak istediğim tek şey eve gidip duş almaktı.
dışarı çıktığımda, benden biraz daha uzun bir adam gördüm. sigarasından bir nefes çekti. orada durup gözlerimiz buluşana kadar beni izledi.
kalbimin biraz çarpmasına neden olan nazik bir gülümsemesi vardı. bana o kadar güzel baktı ki tesadüfen oracıkta aşık oldum. belki de ilk görüşte aşktı.
yanıma geldi. bakışları o kadar güzeldi ki, anında aşık olabilirdiniz.
"hey, iki beşliğin var mı?" beni durdurduğunda cüzdanımdan bozuk para çıkarmaya başladım ve o gülümsedi.
gülüşü bulaşıcıydı. onu uzun süredir tanımıyordum ama gülüşünü tekrar görmek istediğimi biliyordum.
bir kahkaha daha atıp tekrar konuştu."çok havalı görünüyorsun, adın ne?" o sordu. kimse benim havalı olduğumu düşünmezdi. sorusuna hazırlıksız yakalanmıştım ama sorusunu cevapladım.
"jung wooyoung." dedim titreyerek. keskin çenesi ve sert yüz hatları beni korkutmuştu. kendini tanıttığında kalbimin yerinden çıkacak gibi attığını hissetmiştim.
"choi san." beynimin hatırlayabildiği tek şeydi.
"hey, oda arkadaşım iyi ramen pişiriyor ve seni tanımak istiyorum. gelip bizimle yemelisin!" hafif garip bir duraklamadan sonra sohbet ettiğini söyledi. sadece özür dilercesine gülümseyip başımı sallayabildim.
"aslında eve gidip duş almalıyım, belki bir dahaki sefere." dedim. tabii ki onunla gitmek isterdim, ama kendim hakkında daha iyi bir izlenim oluşturmak için temiz olmayı isterdim.
sadece başını salladı ve bileğimi tuttu. beni hazırlıksız yakalamıştı. geri çekilmeye çalıştım ama tutuşu sıkılaştı ve bileğimde hafif bir ağrıya neden oldu. güçlüydü, daha fazla sıkarsa kırabilirdi, bu yüzden hareket etmeyi bıraktım. yumruğunu doğrudan kafama nişan alıp beni bayılttığında karşılaştığım tek şey karanlık olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hostage - woosan, çeviri.
Fiksi Penggemar"bana o kadar güzel baktı ki, yanlışlıkla aşık oldum." cr; INEFFABLESAN