Türklerin kutsal taşı olan YADA taşı Çinliler tarafından çalınmıştır. Taşın ortadan kaybolmasıyla Türk ilinde kıtlık ve kuraklık baş göstermiş, Türkler kendi içlerinde birbirleriyle savaşır hale gelmiştir. Aynı dönemde Silla topraklarında da kurakl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nihayet Şaman kadının Yada ayini için belirlediği gün gelmişti. Sabah erken saatlerden itibaren Göktürk Sarayı hareketliydi. Şamanın çadırına doğru yola çıkmak için hazırlıklar yapılıyordu. Ayin şamanın çadırının yakınında bir yerde yapılacaktı. Saray'a yarım saat uzaklıktaydı. Asena da babası Kutluk Kağan ile birlikte ayini izlemek için gidecekti. Çiçek ve Cankut da onlara katılacaktı. Hazırlıklar bittikten sonra birkaç muhafız ile birlikte Kutluk Kağan, Asena, Çiçek, Cankut ve Kutluk Kağan'ın sağ kolu ve veziri olan İstemi Bey yola çıktılar. Yarım saat süren sorunsuz bir yolculuktan sonra Şaman kadının çadırına vardılar. İstemi Bey atından inerek Şaman kadının çadırına girmek için izin istedi. Kadının onaylayan sesini duyduktan sonra içeri girdi. O sırada diğerleri hala atlarından inmemişti. İstemi Bey'in söyleyeceklerini bekliyorlardı. İstemi Bey, kısa bir süre çadırda kaldıktan sonra dışarı çıktı ve Kutluk Kağan'a dönerek:
- Han'ım! Şaman kadın hazırlıklarını tamamladığını söyledi. Buraya beş dakika kadar uzaklıkta olan bir nehir varmış. O nehrin yanında ayini gerçekleştireceğini söylüyor.
Kutluk Kağan:
- Biz önden gidelim o halde. Kendisine haber ver, peşimizden gelsin.
İstemi Bey tekrar çadıra girdi. Kutluk Kağan'ın söylediklerini ilettikten sonra çadırdan çıktı ve atına atladı. Çadırın sağındaki hafif eğimli yoldan ilerlemeye başladılar. Çok geçmeden nehre ulaştılar. Cankut atları bağladı. Biraz dinlenmek için yere oturdular. O sırada Çiçek, yanlarında getirdikleri kımızdan başta Kutluk Kağan'a daha sonra da Asena'ya ikram etti. Asena kımızından bir yudum aldıktan sonra:
- Çiçek, lütfen herkese ikram et. Kendin de iç.
Çiçek:
- Peki, Bike'm! Nasıl isterseniz.
Çiçek Asena'nın buyruğuyla kalanlara da kımız ikram etti. Son olarak da kendisine aldı ve bir köşeye oturdu. ( Kımız, kısrak sütünün mayalanmasıyla elde edilen, hafif alkollü, ekşice, çok eskiden beri bilinen bir Türk içeceğidir.)
Kutluk Kağan kımızını içtikten sonra Asena'ya dönerek:
- Bugünü unutma Asena! Çok sık göremeyeceğin bir ayin bu. Senin için çok farklı, bir o kadar da değerli bir deneyim olacak bu.
Asena:
- Haklısınız, Han'ım! Taş nasıl bir şeye benziyor acaba? Çok merak ediyorum.
O sırada İstemi Bey araya girerek:
- Birazdan canlı canlı göreceksiniz Bike'm, az kaldı.
Kutluk Kağan iç çekerek:
- Keşke, hiç görmek zorunda kalmasak! İlimizde bolluk ve bereket daimi olsun yeter ki. Yine de bu taş Gök Tengri'mizin bir hediyesi bize. Bu taş olmasa kuraklıkla nasıl mücadele edebilirdik!
