Mesleği gereği bir çok tehlike ile sürekli karşı karşıya kalma ihtimali vardı Mihriban'ın. Belki bir kadın için zorlu yanları daha çok elle tutulur cinsten olabilirdi. O da cinsiyetine atfedilen zayıflıktan çok, erkeklerin yaklaşımı ile alakalıydı. Ama bu kez elindeki dosya, çoğu kıdemli erkek meslektaşını dahi zorlayacak cinstendi. Türkiye Cumhuriyeti İstihbaratının dahi yıllardır üzerinde çalıştığı örgüt ve uzantılarına bir şekilde Mihriban da dahil olmuş ve araştırmanın bir diğer önemli kolu görevini almıştı. Koridora çıkıp Melih Erdemli'nin odasının önündeki kalabalığın dağılıp dağılmadığına baktı. Ortalık sakinleşmiş gibi gözüküyordu. Tam arkasını dönmüş odasına girecekken, bir paket servis elemanı " Hanfendi bakar mısınız? Mihriban savcıyı nerede bulabilirim acaba?" deyince önce adamı baştan aşağı süzdü sonra da elindeki pakete takıldı gözleri.
" Buyurun Mihriban savcı benim. Niçin arıyorsunuz beni?"
" Öğle yemeğinizi getirdim efendim. "
Mihriban yemek söylemediğine emindi. Önce Sahra'ya sormak istedi, sonra da aklına Devrim'in göndereceği belge geldi. Büyük ihtimalle gizlilik açısından bu yola baş vurmuş olmalı diye düşündü.
Paketi alıp teşekkür ettikten sonra odaya döndü. Sahra ifadeleri temize geçme işine yoğunlaşmıştı. Öğlen arasına yarım saatlik bir zaman olduğunu gördüğünde ise paket içerisindeki yiyeceği Sahra'ya ikram ederek, poşetteki zarfı aldı ve Melih savcının odasına doğru adımladı. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde, Melih savcının yüzünde açık bir şaşkınlık gördü. Ancak bu tavır kısa sürdü ve ayağı kalkarak genç kadını karşıladı.
" Sayın savcım hoş geldiniz. Ziyaretinizi neye borçluyum acaba?"
Melih Erdemli 30'lu yaşlarının başlarında, uzun boylu ve kumral bir adamdı. Atletik yapısı sporla oldukça haşır neşir olduğunun kanıtıydı. Muhatabının içini görecekmiş gibi derin bakan ela gözleri vardı. Ve Mihriban henüz fark etmese de geldiği andan itibaren bu genç adamın dikkatini çekmişti. Samimi karşılamaya tebessümle karşılık verdi ve "kolay gelsin" diyerek masanın karşısındaki koltuklardan birine yerleşti.
" Az önce odanız oldukça kalabalıktı. Bayağı zorlu bir dava sanırım."
" Maalesef hem zorlu hem de oldukça can sıkıcı. Şüphe güçlü ama delil yok. Gözaltı talebi için bile delil bulamadı emniyet. Oldukça profesyonel bir avukat ordusu ile çalışıyorlar. Sizin davanızda adı geçen Firaz Roni'nin en küçük oğlu Azat şüpheli."
" Melih savcım, söze nereden başlasam bilemiyorum ama, bana az önce bir zarf geldi ve tanımadığım bir numaradan aldığım mesaja göre içindekiler benden çok sizi ilgilendiriyormuş. O yüzden açmadan yanınıza geldim."
Mihriban ne olursa olsun Devrim'i açık edemezdi. Bir şekilde durumu karmaşıklaştırarak kendisinin de şaşkın olduğuna muhatabını inandırmaya çalıştı. Masaya koyduğu zarfı genç adama doğru itti ve içeriğini az çok bildiği şeylerin Melih Erdemli tarafından da sindirilmesini bekledi. Genç adam çatık kaşlarla zarfın içindekileri bir süre inceledi ve "Bunları kim, ne amaçla göndermiş olabilir ki?" diye söylendi.
" İnanın ben de bilmiyorum. Ancak zarfı getiren şahıs özellikle sizin dikkatli olmanızı tembihledi."
" Zarfı getiren kişi ile karşılaştınız yani?"
" Evet. Paket servis elemanı kılığındaydı. İki kişilik yemekle beraber bu zarfı getirdi. Çok konuşmadı. Sadece dikkatli olmanız gerektiğini söyleyerek aceleyle gitti."
" Fotoğraflar çok profesyonel. İstihbarat işine benziyor. Belki de dinlemelere takılan bir şeyler var ki bize bunları ulaştırdılar. Eğer benim dikkatli olmam gerekiyorsa sizin de olmanız gerekli. Bu aile sanıldığından daha da tehlikeli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kutu
Mystery / ThrillerSiyahın içindeki beyaz nokta ile beyazın içindeki siyah nokta hiç ummadıkları bir yerde ve beklemedikleri bir anda karşı karşıya gelirse ne olur? Siyah mı beyazı yutar, beyaz mı siyahı? Belki karışıp yeni bir renk olurlar. Belli mi olur? Giz ile aşi...