Emniyet kemerini taktıktan sonra arka koltuktaki yolcusunu kontrol etti. Güvenliğinin ve konforunun yerinde olduğundan emin olunca da yanındaki kadına "yolculuk başlasın o zaman" diyerek kontağı çalıştırdı. Bu yolculuk onun ilk uzun mesafeli yolculuğuydu. Çok iyi bir şoför olduğunu iddia etmese de kurallara bağlı oluşuna güvenirdi. İstanbul'dan başladıkları yolculuk, 1282 kilometre sonra sona erecekti. Eğer bir aksilik çıkmazsa 13 saatlik yolu dur kalk yaparak yaklaşık iki günde almayı planlıyordu. Kendisine kalsa bu süre daha da kısa olurdu. Uyku ile arası pek yoktu ve sadece bir şeyler yemek içmek ve depoyu doldurmak için mola verir, mümkün olan en kısa sürede yeni görev yerine varırdı. Ama 5 yıl önce henüz 54 yaşındayken Alzheimer ile tanışan annesinin ihtiyaçları oldukça zaman alıyordu. Neyse ki yolculuk boyunca onlara eşlik edecek olan bakıcıları Gülsüm hanım, genç kadının işini oldukça kolaylaştıracaktı.
Hukuk fakültesini 6 yıl önce, 21 yaşındayken bitirmiş, 2 yıl süren avukatlık stajının ardından tecrübe edinmek için çalıştığı hukuk bürosu ile yollarını ise kazandığı savcılık sınavı ile ayırmıştı. İlk görev yeri şans eseri Bakırköy adliyesi olmuştu. Geçen ay yayınlanan kararname ile de Şanlıurfa'ya atanmış, 20 günlük mühlet izninde şehre gidip çevreyi tanımış, yaşayacakları evi tutup gerekli eşyaları temin etmişti. İstanbul'da yaşadıkları ev babasından kaldığı için burayı kapatmayı düşünmüyordu.
Anne ve babası öğretmendi. Babasının ölüm haberini, okuma yarışında birinci olduğu için kırmızıya boyanan elmasını göstermek üzere, dedesinin dükkanına gittiğinde almıştı. Cama yazılan 'cenaze dolayısıyla kapalıyız' yazısını ilk başta anlayamamış ve komşu esnafa 'Cenaze ne demek Hasan amca?' diye sormuştu. Hasan bey babasının ölümünden bihaber küçük kıza nasıl açıklama yapacağını düşünürken patavatsız çarşı esnaflarından birisi dükkana dalmış ve " Hasan abi duydun mu, Yusuf öğretmen ölmüş. Kalpten gitmiş zavallı genç yaşta." demişti. Küçük kızı kimse tutamamıştı o dakikadan sonra. Üzerindeki kırmızı yağmurluğu ile ağlayarak eve doğru koşuşu kalmıştı mahallelinin zihninde.
Hayatları, sonrasında oldukça zorlu geçti. Annesinin içine kapanması, okuldan eve, evden okula kurulmuş bir mekanizma gibi gidip gelmesi, tek çocuğunu, babasının prensesini kendi haline terk etmesi ve onun henüz 7 yaşındayken tanıştığı hayat ile mücadelesi, çoğu insanın kaldırabileceği cinsten değildi. Sonraki birkaç yıl içinde tek destekçisi olan dedesini de kaybedince iyice yalnız kalmıştı. 10 yaşına geldiğinde ise kendi kahvaltısını hazırlayan, önlüğünü ütüleyen ve annesinin kullandığı anti depresanların saatini hatırlatan olgun bir çocuktu. Liseyi yatılı okulda okumayı tercih etmiş, ardından da Ankara üniversitesi Hukuk fakültesini kazanarak şehri terk etmişti. Tekrar döndüğünde ise artık daha ağır bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu öğrendi. Annesinin tutarsız hareketleri, dışarı çıktığında sürekli kaybolması ve sürekli geçmiş üzerine konuşması üzerine gittikleri nörolog, ne yazık ki yaşına göre oldukça hızlı ilerleyen bir Alzheimer türü ile karşı karşıya olduklarını söylemişti. Gülsüm hanım ise bu teşhisten bir kaç ay sonra dahil oldu hayatlarına. Ailenin yeni üyesi Gülsüm; Nevin hanımın eli ayağı, onun ise yoldaşı olmuştu.
Yaklaşık 5 saat sonra Ankara'da verdiler ilk uzun molalarını. Öğrenci iken tanışıp yakın bir dostluk kurduğu Zeynep ve sevgili eşi Hakan, onları zevkle ağırlamış, rahat etmeleri için ellerinden geleni yapmıştı. Geceyi geçirdikleri evden, sabah erken saatlerde ayrıldılar. Henüz gidecek oldukça mesafeleri vardı. Nevin hanımın ihtiyaçları için sık sık duruyor, Gülsüm hanım bu ihtiyaçları giderirken kendisi de kahve ve sigara eksiğini karşılıyordu. Sigaraya ne yazık ki annesinin hatalığını öğrendiği yıl başlamıştı. Çoğu içiciye göre tiryaki bile sayılmazdı. İki günde bir paketi ancak bitirir, sadece stresli olduğu zamanlarda standardın dışına çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kutu
Mistério / SuspenseSiyahın içindeki beyaz nokta ile beyazın içindeki siyah nokta hiç ummadıkları bir yerde ve beklemedikleri bir anda karşı karşıya gelirse ne olur? Siyah mı beyazı yutar, beyaz mı siyahı? Belki karışıp yeni bir renk olurlar. Belli mi olur? Giz ile aşi...