Hüzün; gönülde hissedilen gariplik ve burukluktur. Bazen arzulanan şeyin elden kaçması, bazen de istenmeyenin başa gelmesidir. Neyi arzuladığını tam olarak kestiremese de, kesinlikle Mihriban'ın başına bunların gelmesini asla istemediğini iyi biliyordu Devrim. Eğer içindeki bu burukluğun adı hüzün ise, hüznün vücut bulmuş hali olduğunu iddia edebilirdi. Aradan geçen bir haftanın ardından Mihriban hala uyanmamıştı. Solunum desteğini ne zaman kesmeye çalışsalar, genç kadının tepkisi ölüme yaklaşmak oluyordu. Son iki günde doktorların dahi giderek azalan umutları ise bu hüznü katmerliyordu.
Devrim'in canını sıkan şeylerden birisi ise hastaneye sık sık gidememesi ve Firaz Roni'nin bu girişime mani olacak angarya işleriydi. Her şey sanki anlaşmış gibi üst üste geliyor ve onu adeta köşeye sıkıştırıyordu. Son zamanlarda bu operasyonun bir an önce sonlanması adına daha büyük bir istek vardı içinde.
Nevin hanımın yerine gelen hafızası ise ziyaretini kısa tutmuş ve üçüncü günün sonunda geldiği gibi aniden gitmişti. Her zamanki dünyadan bi haber halinin geri gelmesi Gülsüm hanımın işini kolaylaştırırken, bir yandan da Mihriban'ın bu geri dönüşe şahit olamamış olması canını yakıyordu. Mihriban'ın genç katibesi Sahra birkaç kez Nevin hanıma eşlik etmiş bu süreçte de Gülsüm hanım hastanede Mihriban'ı ziyaret etme fırsatı bulmuştu. Her ne kadar yanına giremese de onu camın arkasından seyrediyor ve doktorundan birebir malumat alabiliyordu.
Dokuzuncu günün gecesinde, Devrim'in teşkilattan tanıdığı, aynı zamanda da Mihriban'ın hastanedeki korumasını üstlenen Seyit, onu aramış ve " Savcının solunum desteğini az evvel kestiler. Artık kendi başına nefes alıyor. Yarın uyandırmayı düşünüyor doktorlar. Gözümüz aydın kardeşim, vatanın gözü aydın." demişti. Bir insanın üzerinden ağır bir yük nasıl kalkardı, ona an be an şahit olmuştu Devrim. Ne de olsa Mihriban'a yönelen namlunun bir yerde tetikçisi sayılırdı. Ancak adama sadece 'korkut ama canına zarar gelmesin' dediği ve hedefteki kişinin Melih Erdemli olmasına rağmen, tamamen öldürmek için yapılan bu saldırı, onun içine garip bir şekilde şüphe tohumları ekmişti. Uzun bir zamanını sözde üyesi olarak geçirdiği örgütte, kurguladığı operasyonların aksine bir hareket yapılmamıştı şimdiye kadar. Bu durum, yerinde gözü olan birinin girişiminden çok, ifşa olma endişesi düşürüyordu aklına. Eğer ifşa olursa 8 yıllık emek birden çöp olabilirdi. Aklına gelenlerle gizli yerine gidip, üslerine şifreli bir mesaj attı. Her ihtimale karşı B planını hazır tutmaları gerekiyordu.
Otoparktan ayrıldıktan sonra Firaz Roni'nin yanına bıraktığı adamı arayarak, hastanede bir hareketlilik olduğunu ve kontrol etmeye gittiğini haber verdi. Her adımından haberdar ederek, kendisine duyulan güveni yerinde tutmaktı amacı. Belki de dünyanın en zor işiydi onunkisi. Vatanın binlerce kıymetli evladını katleden örgütün ekmeğini yiyor olmak bile kanına dokunuyor, bünyesine ağır geliyordu. Bu hisse yine de vatanı için boyun eğiyordu Devrim.
Hastaneye geldiğinde bu kez tercih ettiği kılık, kat hizmetlisi kılığıydı. Başındaki bonesi, yaklaşık on günlük sakalları ve kemik çerçeveli gözlükleri ile tek bakışta tanımak neredeyse olanaksız gibiydi. Hiç dikkat çekmeden üstlendiği işi özenle yaparak, Mihriban'ın olduğu odanın önüne kadar geldi. Kendisini tanıyan biri vardı o katta. Bu da ona müjdeli haberi veren Seyit'ten başkası değildi. Sadece ikisinin anlaşabileceği bir şekilde selamlaşmış ve bir müddet odanın önünde oyalanmıştı. Hala uyuyan genç kadın, bir önceki gelişine göre daha sağlıklı görünüyordu. En azından soluk borusuna bağlı kanül çıkmıştı. Seyit'e gönderdiği ufak bir işaretle peş peşe kattaki malzeme odasına girdiler.
" Devrem nedir durumlar?"
" İki saat kadar oluyor, doktorlar aceleyle içeri girdi ve yaklaşık 20 dakika müdahale ettiler. Melih savcım dışarıdaydı. Ona bilgi verirlerken duydum ben de. Solunum desteğini reddetmeye başlamış ve uyanma belirtileri göstermiş. Desteği kestiklerinde kendi kendine nefes almaya başlamış. 'Bundan sonra işimiz daha kolay' dedi hoca. Büyük ihtimalle sabah uyandıracaklar. Yoğun bakımda kalamaya devam eder mi yoksa normal odaya mı alırlar kesin konuşmadı. Uyandırıldıktan sonraki değerlere bağlı dedi. Ama doktorun on gündür ilk kez yüzü gülüyordu devrem. Allah onu vatana bağışladı."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kutu
Misterio / SuspensoSiyahın içindeki beyaz nokta ile beyazın içindeki siyah nokta hiç ummadıkları bir yerde ve beklemedikleri bir anda karşı karşıya gelirse ne olur? Siyah mı beyazı yutar, beyaz mı siyahı? Belki karışıp yeni bir renk olurlar. Belli mi olur? Giz ile aşi...