Herkese merhaba!
Öncelikle hikayeye hoş geldiniz. Baştan söylemek istiyorum ki circus bir Jeongin kurgusu olsa da her üyenin de kendine ait bir hikayesi, geçmişi olduğu için gerçekten uzun soluklu bir hikaye olacak.
Büyük bir heyecanla ilk bölümü yayınlıyorum ve bu süreçte yorumlarınızla bana destek olmanızı umuyorum. Bölümle ilgili görüşlerinizi yazmayı, satır aralarına da yorum bırakmayı unutmayın lütfen.
İyi okumalar❤️
...
Son ses müzik, etrafı gezerken ara sıra gözüme vuran ışıklandırma, dans eden insanlar, mesafeli bir şekilde yerleştirilmiş variller, o varillerden bir tanesinin etrafına dizilmiş beş kişi ve rahatsız bir şekilde elindeki bardağı izleyen beş kişiden biri... Yani ben...
Choi Mirai.
Şu anda bulunduğum ortam, aslında bulunmaktan rahatsız olmadığım hatta bazen gerçekten de eğlendiğim bir yerdi. Ama nedense bugün hiç havamda değildim. Yan masaya ısmarlattığım alkolden yalnızca bir yudum almış ve bırakmıştım. İçimde anlam veremediğim bir rahatsızlık vardı. Karanlık, gürültü ve kalabalık bana sıkıntı veriyordu.
"Rai!"
Gürültü yüzünden konuşmalar duyulmadığı için biri kulağıma doğru bağırdığında yüzümü buruşturarak geri çekildim hızlıca. Evet, artık kulağım da acıyordu. Ve eğer Felix, kim olduğunu her şekilde belli eden bir sese sahip olmasaydı, benden bir yumruk yiyecek ve güzel yüzü de aynı benim kulağım gibi acıyacaktı.
Doğruyu söylemek gerekirse de Felix, bu mekanda yumruk atmak istemeyeceğim yalnızca iki kişiden biriydi.
Kulağımın bir kez daha zarar görmesini istemediğim için Felix'le arama iyice mesafe koydum ve ona tek kaşımı kaldırarak baktım. O da bu sefer sesli söylemek yerine eliyle çıkışı işaret etti ve aynı anda dolgun dudaklarını oynatarak 'dışarı' dedi.
İçime dolan umutla kapıya baktığımda diğerlerinin de önden önden gittiğini görmek şu anda beni sevindirecek tek şeydi. Hepimiz çıktığımız için geceyi erken sonlandırmaya karar verdiklerini düşünmüş, çantamı da alarak mekandan öyle çıkmıştım.
Ama maalesef ki yanılmıştım.
Sesimizi kimsenin duyamayacağı bir köşeye geçtiğimizde Chan ellerini birbirine sürterek "Şanslıyız," demişti çünkü. "Bugün cebimiz boş dönmeyeceğiz."
Bu sözlerinden yeni bir iş bulduğunu, içerideki kalabalık ve sesten dolayı dışarı çıkıp konuştuğumuzu anladığımda hayal kırıklığına uğradım. Eve erken gitmek bir yana artık normalden daha da geç gidecektik.
"Rai, bu iş sende."
Gecenin daha ne kadar kötüleşebileceğini ise Chan'in bir sonraki cümlesiyle anlamıştım. Bunun altından kesinlikle hoş bir şey çıkmayacaktı. Şu anda bir bardaydık. Yani bana verilebilecek en temiz iş bile hoşuma gitmeyecekti.
O yüzden kaşlarımı çattım ve "Ne işi?" diye sordum istemeye istemeye.
Tabii ki beklediğim şey geldi. "Biri var, cüzdanı çarptı gözüme. Zengin ve şimdiden sarhoş. Kısacası sana ufak bir eğlence çıktı."