2

500 45 30
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen🥺

İyi okumalar❤️

...

Kaç saattir yürüyordum, hiçbir fikrim yoktu. Çantamda ağırlık yapan, bana ait olmayan cüzdanın içinde fazlasıyla nakit vardı ama taksiye binmek istemiyordum.

Üzerimde uyuya kalan Jeongin'in yaklaşık olarak yarım saat uyumasına izin verdikten sonra cebindeki cüzdanını da almış oradan kaçmıştım. Havanın yeni yeni aydınlandığı saatlerdi ve sokakların sakinliği, temiz hava öyle hoşuma gitmişti ki önce uzun bir süre yürümüş ardından bulduğum bir parkta saatlerce oturmuştum. Hatta sanırım bir ara uyumuştum çünkü parktan kalkmaya karar verdiğimde saat on olmuştu.

Şimdi ise eve doğru yürüyordum. Kendime gelmiştim. Tek ihtiyacım güzel bir duş almak ve sonra da biraz daha uyumaktı.

Sonunda binaya girdiğimde önümdeki merdivenlere bakıp bir asansörümüz olmadığı için sinirle birkaç hoş olmayan kelime savurdum. Saatlerce yürüdüğüm için öyle yorgundum ki beşinci kata kadar çıkmak gözüme her zamankinden daha zor gelmişti.

Sızlana sızlana beşinci kata çıkmayı başardığımda çantadan anahtarı çıkarmakla uğraşamayacağım için zili çaldım. Zaten büyük ihtimalle Hyunjin hariç herkes kalkmıştı ki öyle olmasa bile dün gece onlar için yaptıklarımdan sonra uyanmaları umurumda olmazdı.

Ben ayakkabılarımı çıkarırken kapı açıldı. "Hoş geldin." diyen Felix'e hafifçe tebessüm ettim ve ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Tahmin ettiğim gibi herkes -hatta Hyunjin bile- uyanmıştı.

Hepsinin meraklı bakışlarını üzerimde hissediyordum. Başarıp başaramadığımı merak ediyorlardı.

"Ee," dedi Hyunjin, ağzı doluyken konuştuğu için etrafa saçtığı süt damlacıklarını önemsemeden. "Halledebildin mi?" Elinde bir kase vardı ve kahvaltı ediyordu.

Cevap vermeye gerek duymadan çantamı açtım. En çok sevinecekleri cevap buydu zaten. Önce telefonu çıkardım ve sehpaya bıraktım. "Satma işi sizde." dedim. Ardından da cüzdanı çıkarıp Chan'a doğru fırlattım. "İçindekini saymaya üşendim."

Chan cüzdanı hiç zorlanmadan yakaladı ve vakit kaybetmeden içini açtı. Sanırım üşendiğimi söylediğimde abarttığımı düşünmüştü çünkü cüzdanı açtığında gözleri büyüdü. Orada gerçekten de sayması biraz da olsa vakit alacak miktarda para vardı.

Hatta bunu başta bayağı bir garipsemiştim. Bu zamanda yanında bu kadar fazla nakit taşıyanın olması ve bizim ona denk gelmemiz... Garip bir mucizeydi.

Cüzdandaki paraları çıkardığında Minho da tek kaşını kaldırdı. "Bankadan çıkıp gelmişti herhalde."

Hyunjin ise öksürmeye başlamıştı. "Yok artık, şaka mı bu? Telefonu çalmasan bile olurmuş." Sonra bana dönüp baş parmağını kaldırdı. "Aferin, tuvalette seks yapmana gerçekten değmiş."

"Siktir git Hyunjin." dedim yüzümü buruşturarak. "Ayrıca tuvalette yapmadım."

Hatta direkt seks yapmamıştım ama detaylara girmeye gerek yoktu şu anda.

Tabii en sevdiği şey benimle uğraşmak olan Hyunjin tek kaşını kaldırarak ısrarcı bir şekilde sormaya devam etmişti. "Nerede yaptın? Koridor? Tezgah arkası? Sokak?"

circus | yang jeonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin