17

401 39 27
                                    

2019

Bir ayın sonunda yaptığı ilk ev alışverişi olduğu için eli oldukça ağırdı Mirai'nin. O günden beri doğru düzgün hiçbir şey yemeyen Minho için bugün sonunda alışverişe çıkmaya karar vermiş, hem evdeki eksikleri hem de Minho'nun sevdiği her şeyi almıştı. Büyük ihtimalle yine yemeyecekti ama bu sefer zorla ağzına tıkmayı düşünüyordu. En azından bunu başarabileceğine emindi çünkü annesini kaybettiğinden beri Minho ne bir iki kelime dışında konuşuyor ne de herhangi bir şeye tepki veriyordu.

Sonunda evin bahçe kapısına vardığında içeriye birkaç adım attı. Sonra bir şey fark etti. Duraksamadı ama kaşlarını çatarak ve gözlerini kısarak ne olduğunu anlamaya çalıştı.

Evin kapısının önünde üç tane polis vardı. Kalbi bir anda hızla çarparken endişeyle etrafa bakındı, ne olduğunu anlamaya çalıştı. Ve bu sefer de Minho'yu gördü.

O an endişesi daha da arttı. Çünkü Minho evin giriş merdivenlerinde oturuyor, yüzünü eğmiş sadece ellerine bakıyordu.

Kötü bir şeyler olduğunu fark ettiği an elindeki poşetleri yere bıraktı ve korkuyla merdivenlerde oturan Minho'nun yanına koştu.

"Minho?" dedi endişeyle ona doğru eğilirken. "N'oldu? Sana bir şey olmadı, değil mi? İyi misin?"

Etrafta ambulans falan yoktu, polisler vardı sadece. Yine de önce Minho'nun iyi olduğundan -fiziksel olarak- emin olmak istemişti. Zaten şu sıralar en büyük korkusu kendisine bir şey yapmasıydı. Bu yüzden hızlıca bileklerini, vücudundaki açık yerleri kontrol etti. Ardından çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı.

"N'oldu?" dedi tekrar. "Polisler neden geldi? Sen niye burada oturuyorsun?"

Cevap alacağına pek bir ümidi yoktu Mirai'nin. Ama Minho onu şaşırtarak fazla uğraştırmadan konuşmuştu.

"Evden çıkarıyorlar." Sesinde ve bakışlarında hiçbir duygu olmadan söylemişti bunu.

"Ne?" dedi Mirai şok içinde. "Neden?"

Minho'nun bu sefer omuz silktiğini görünce doğruldu. Polislerden daha net cevaplar alabilirdi. Bu yüzden de bu sefer onların yanına ilerledi.

"Neler oluyor?" diyerek direkt konuya girdi ve bir cevap alabilmeyi umdu. "Onu neden evden çıkarıyorsunuz?"

Genç polislerden biri, kim olduğunu bilmediği genç kıza gözlerini kısarak baktı. Endişesinden evden çıkardıkları bu genç çocuğun bir yakını olduğu açıkça belli oluyordu. Fazla detaya giremeyeceği için basitçe bir cevap vermişti. "Ev sahibi öyle istiyor."

Mirai yüzünü buruşturdu. "O ne demek? Ne ev sahibi?" Bildiği kadarıyla Minho'nun annesine aitti ev. Yani artık Minho'nun oluyordu. "Ev zaten onun değil mi?" Eliyle Minho'yu gösterdiğinde polis kafasını iki yana salladı.

"Lee Youngsuk." dedi genç polis. "Ev sahibi o." Bir süredir bu olayla ilgilendiği için neler olup bittiğini az çok biliyordu. "Amcası, evden çıkarmak istiyor."

Mirai'nin gözleri büyüdü. "Ne?" dedi bariz bir öfkeyle. "Yıllardır çıkarmamış da şimdiyi mi beklemiş? Bu nasıl bir saçmalık?"

circus | yang jeonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin