20

305 34 32
                                    

2017

Genç çocuk kafasını öne eğmiş, etrafa bakmamaya özen göstererek aceleci adımlarla ilerliyordu koridorda. Kimseye yakalanmadan, her zaman yaşadığı sorunları yaşamadan odasına varmaktı amacı.

Bahçede karşılaştığı, yurttaki çalışanlardan en ve hatta tek sevdiği ablası gününü güzelleştirmişti birden verdiği haberle. Aynı anda hem heyecanlıydı hem de korkuyordu. İçinde küçük bir kıpırtı, umut vardı.

Uzun zaman sonra odasını paylaşayacağı yeni biri, eğer her şey yolunda giderse yalnız bünyesine çok iyi gelecekti. Bu yüzden yeni çocuk yurtta duyulmadan, kendisinin aksine ders çıkışlarında orada burada oyalanan diğerleri gelmeden odaya ulaşmalıydı. İlk o tanışmalıydı. İlk o tanışmalıydı çünkü diğerleri önce davranırsa her zamanki gibi konuşup önyargı oluşturabilirlerdi.

Oda arkadaşına kendini sevdirmek istiyordu. Söylenenlerin önüne geçemezdi ama mağduru oynayıp önyargı oluşturan o olabilirdi bu sefer. Doğru olmadığını bilse de umurunda değildi. Söylediklerinin tamamımın yalan olmaması bir yana yıllardır ona yapılanlardan sonra bu hakkı görüyordu kendinde.

Koridorun sonundaki odasına yaklaştığında eli refleks olarak çantasına gitti ve anahtarını çıkardı. Yeni çocuk kilitlemiş miydi bilmiyordu ama o her zaman kilitlerdi. Zamanında o kadar çok rahatsız edilmişti ki bozuk olduğu bahanesiyle anahtarları dağıtılmayan kilidin yaptırılması için günlerce yalvarmıştı. En sonunda da isteğe bağlı ve ücret karşılığında -çocukların çoğu karşılayamamıştı- anahtarlar dağıtılmıştı.

Yine de çok güvenli değildi tabii. Kırmak için ekstra güç uygulamaya bile gerek yoktu ama kimse açıklamakla uğraşmak istemediği için yeltenmiyordu. Ve bu onun için yeterliydi.

Saygısızlık olmaması adına önce kapıyı tıkladı birkaç kez. Herhangi bir ses gelmediğinde ise belki de şu anda odada değildir diye anahtarını taktı kapıya ama zaten kilitli olmadığını fark etti. Sabah yurttan çıkmadan önce kilitlediğine emindi, demek ki yeni çocuk çok da önemsemiyordu bu durumu. Gerçi yurttakileri öğrendiğinde fikri değişebilirdi.

Odaya girip kapıyı kapatırken kendine tanıştıklarında dozunda konuşmayı tembihledi. Konuşmayı severdi. Gün içinde konuşacak kimsesi olmadığı için fırsat bulunca abartıyordu bu yüzden. Dilinin de filtresi yoktu pek. Düşünmezdi çoğu zaman ağzından bir şey çıkarken. Bu yüzden saçmalamamayı umdu. Oda arkadaşı gelene kadar küçük bir pratik yapabilirdi belki.

Ama böyle bir zamanının olmadığını, onu yatağın üzerinde otururken bulunca anladı. Evet, tek kalıyordu ama odada altı yatak vardı. Ve yeni çocukta pencerenin hemen yanındakini, yani onun yatağının karşısındakini seçmişti yerleşmek için.

Altı kişilik odada tek kişi kaldığı için de sorun çıkarılmıştı yurtta, bu duruma sebep olan onlar değilmiş gibi. Şimdi yeni çocuğun gelmesiyle tekrar olay çıkacağına emindi. Kocaman odayı iki kişi paylaşacaklardı çünkü. Sadece ikisi...

Bunu boş verdi şimdilik. Heyecanla yatağın üzerinde oturan çocuğun yanına ilerledi. Kapı sesine de içeri girmesine de tepki vermemişti. Dizlerini kendisine doğru çekmiş, yüzünü dizlerine yasladığı kollarına gömmüştü. Belki de duymamıştı.

Bu yüzden boğazını temizleyerek "Merhaba!" dedi neşeli bir şekilde. Yeni çocuğun yalnızca siyah saçlarını, uzun ama ince bedenini görebiliyordu ve fazlası için meraklıydı. Ablası aynı yaşlarda olduklarını söylemişti.

circus | yang jeonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin