Kızıl Tilki Ve Karanlık Lord (AU)

-Savaş ve yeni bir başlangıç-

İlahi bakış açısı;

Harry göz yaşlarını tutmaya çalışıyordu. Albus Dumbledore'un Remus hakkında söylediklerinin ardından arkadaşları ile birlikte St. Mungos'a gitmişlerdi. Onları buraya Mr. Weasley getirmişti. Koşar adımlarla Arthur Weasley'in onları yönlendirdiği odaya girdiler. YN  tanımadığı bir adam için endişeli görünmenin saçma olacağını bildiği için abartmadan üzülmüş gibi yaparak odaya girdi.

Albus Dumbledore Hogwarts'tan direkt buraya cisimlenmişti. Şuan da odadaydı ve odanın baş köşesindeki koltuğa oturmuş üzgün gözlerle Remus'a bakıyordu. Harry hemen yatağın kenarına oturdu ve Remus'un karnındaki yarayı inceledi. Remus ise neredeyse çökmüş gibiydi. O kadar ki iyi olduğunu ispatlamak için Harry'e birşey söyleyemiyordu. Albus Dumbledore, "Neden bu hale geldiğini bilmiyoruz. Uyandığından beridir konuşmuyor. Ve birde Harry..." Harry korkarak profesöre döndü. Daha kötü birşey duymaktan korkuyordu.

"Anılarını incelemek zorunda kaldık. Ne yaşadığını görmek için...ama hiçbir şey yoktu. Sadece ormanın kenarında dolaştığını ve nöbet tuttuğunu gördük. Bir yere bakıyor ama sonrası yok. Travmadan sonra olma ihtimali yok. Herhangi bir büyücü öyle alelade bir darbeyle hafızasını kaybetmez. Üstelik Harry, Remus bir kurtadam ve onlara imperius büyüsü bile neredeyse işlemez. Beni anlıyorsun değil mi?" Harry üzüntüyle başını salladı. Remus'un hafızası silinmişti ve bunu alelade bir büyücü yapmamıştı.

"Ona kim saldırdıysa çok güçlü birisi olmalı. Voldemort'tan mı şüpheleniyorsunuz profesör?" Voldemort'un adının anılması üzerine odada bulunan yoldaşlık üyeleri ve diğerleri derin bir nefes çekti.

"Bilmiyorum Harry. Bu kadar güçlü bir şekilde büyüyü onun yapmış olması muhtemel ancak Tom gösterişli bir çocuktur. Asla yaptığı büyüyü saklamaz. Aksine şov yapar." YN bunağın sevgilisinden hala bir çocuk olarak bahsetmesine neredeyse gülecekti. "Başka kimin yapabileceğini bilmiyorum ama ondan sonraki şüphelimiz Bayan Lestrange olacaktır. Melezlere karşı olan nefretini bilmeyen neredeyse yok." Geçen hafta Hagrid'e yapılan saldırı herkesin aklına akın ederken yüzlerini buruşturdular.

"Olabilir ama neden hafızasını silsin ki? Hagrid'e olan şeyi herkesin gözü önünde yapmıştı. Bunu neden saklasın ki?" Dumbledore buna bir cevap bulamadı, "Bilmiyorum ancak elimizden gelen herşeyi yapacağız Harry, merak etme."

Remus inleyince karnındaki sargıdan kanlar akmaya başladı. Yere damlayan kan herkesi korkuturken Kingsley hekim çağırmak için koştu.
İçeriye ardı ardına hekimler koşarken hiçbiri neler olduğunu anlayamadı.

"Neler oluyor? Bir kurt adamın daha hızlı iyileşmesi gerekmiyor mu?" Ron'un isyanına hepsi katılırken dışarı kovuldukları için buna cevap veremedi. Harry çok korkuyordu. Sirius'tan sonra bir sevdiğini daha kaybedemezdi. Neler olduğunu kimse anlamıyordu.

Genç kız ise herşeyin farkında bir şekilde duvara yaslanmış üzgün gözlerle bakıyordu. Adamlara kötü haberi vermek için sabırsızlanıyordu ancak bunu belli etmedi.

"Sanırım ben neler olduğunu çözdüm..." Albus Dumbledore dahil dışarı kovulan herkes genç kıza baktı. Moddy dahil çoğu ona inanmaz gözlerle bakarken Harry merakla kızın yanına gitti.

Merakla duyacağı şeyleri bekledi çünkü içindeki bir ses kızın sandıklarından daha güçlü olduğunu söylüyordu, "Remus Lupin'in hafızasını incelediğinizi söylediniz değil mi profesör?" O anda Dumbledore'un kafasındaki taşlar yerine oturdu, "İmperius..' diye fısıldadı yaşlı okul müdürü.

"Kurt adamlar hızlı iyileşen yaratıklardır. Sadece kendileri vücudunda yara açarsa iyileşmez. Birisi ona saldırmamış, kendi kendine zarar vermesini sağlamış. Üstelik az önce de söylediğiniz gibi profesör, kurt adamlara kolay imperius işlemez.." herkes kızın ağzından çıkanlar ile dona kaldı. Remus'a saldıran kişi alelade bir saldırı yapmamıştı. Oldukça planlı bir saldırıydı. Oysa YN bu planı yaparken kafasındaki tilkiler iki saniyeden fazla uğraşmamıştı.