Kızıl Tilki Ve Karanlık Lord (AU)

-FİNAL-

İlahi bakış açısı;

Voldemort kaybettiğini hissediyordu. İlk defa bir hortkuluğu kendisine bu kadar yakınken yok edilmişti. Yaşadığı acı tarif edilemezdi. Ruh emiciyi tercih edeceğini biliyordu. Kaybediyordu ve bu en büyük korkusuydu. Ölümü yendiğini düşünerek fazla pervasız davranmıştı. Ölümü yendiği konusunda o kadar da emin değildi artık.

Elinde ki herşeyi kaybediyordu. Ölüm yiyenleri onu bir bir terk etmişti. Bir tek Bellatrix yanında kalmıştı. Kimse kaybedenin yanında olmak istemiyordu. Bellatrix ise neden kaldığını sorgulamıyordu bile. Lord'unu en kötü koşulda bile bırakmamıştı. Bunun üstesinden geleceğini düşünüyordu.

Yapabileceği tek birşey vardı. Harry Potter'ı yakalamak ama onu bile başaramamıştı. Tekrar deneyecek ve elinde koz bulunduracaktı. Başka çaresi yoktu.

***

YN sabah uyandığında dersleri umursamadığını farketti. Okul ona birşey öğretemezdi. Geçirdiği her dakika zaman kaybı gibi geliyordu. Sanki ne kadar beklerse o kadar çok kişiyi kaybedecekti. Üstelik Tom'u özlemişti. Kendi Tom'unu. Üzerine rahat birşeyler giydi ve dışarıya çıktı.

Kimseye haber verecek mecali yoktu. Çünkü onun kimseye ihtiyacı yoktu. Kendisinin yapamayacağı ama başkasının yapabileceği birşey yoktu. Kendi başına hallederdi. Uzun süredir peşinde olduğu şeyi yapmalıydı. Elini salladığında ortada bir harita belirdi. Bu haritayı yapmak için çok uğraşmıştı çünkü harita hortkulukların yerini gösteriyordu.

Ağrıyan başını ovarken hortkuluklardan birisine baktı. Black kasası, Hufflepuff kupası... Önce onu elde edecekti. Tabi bu eşyalar değerli olduğu için olabildiğince Hortkuluğu başka eşyaya aktarmaya çalışacak ve öyle yok edecekti. Sihirli objelerin hafızası ve kendi has sihri vardı. Onu ele geçirirse gücüne güç katardı. Zamanında böyle güçlenmişti. İse yarayacağını biliyordu.

Haritayı katladı ve cübbesinin cebine koydu. Hogwarts bahçesinden Diagon yoluna, Grinngotts'a cisimlendi. Girişte durup büyük binayı inceledi. Yapacağı şey çok büyük bir çılgınlıktı. Bellatrix Lestrange'ın anısına sahip olması iyi birşeydi. Ve şöyle bir şey vardı ki, Cüce cinler safkanların gizli destekçisiydi. Suçlu olması önemli değildi. Seherbazlara gözükmediği sürece kimse onu ifşa edemezdi.

Finite incentatem ile çok özlü iksirin etkisi ortadan kaldırılabilirdi bu yüzden kendisini tılsımlarla değiştirdi. Görünmezdi. Diagon yolunda geçip giden büyücüler onun varlığından bihaberdi. İçeriye girdiğinde üzerinde ki görünmezlik tılsımını kaldırdı. Bellatrix Lestrange'a ait kıvırcık kabarık saçlar yüzüne düşüyordu.

Yedek asasını gizlice biçim değiştirdi. Eğik asaya hakim olduğunu hissetti. Bellatrix Lestrange'ın asasına duyduğu derin bağlılığı hatırladı. Griphook kadını görünce hemen yanına koştu. Kız bir onların safkanlara evcini gibi davrandığını düşündü.

"Hoşgeldiniz Leydi Lestrange. Altın mı çekeceksiniz." Kız cine iğrenircesine baktı, "Kasamla işim var. Seni ilgilendirmez." Cini umursamadan ilerledi. Bellatrix'in bunu sürekli yaptığını biliyordu. Cin onun peşinden gelirken onu bir vagona bindirdi. Sarsılıp düşmemek için büyü yaptı. Ve farketmişti ki asasını istememişlerdi. Ölüm yiyenleri desteklediklerini çok fazla belli ediyorlardı.

711 numaralı kasaya geldiklerinde kız cine döndü, "Beni Kasamla baş başa bırak." Cin baş selamı verdi ve vagonun yanına gitti. Kız dudaklarını hareket ettirerek birşeyler fısıldadı. Kasa patlamayı özlemişti. Kalın çelik kapı ardına kadar açıldığında içeriye girdi. Altın yığınının üzerinde parıldayan sarı kupayı gördü.