~Posta ve kırgınlık ~

996 100 13
                                    

Y/N'nin anlatımı;

Okula girdiğimde çok korkuyordum. Her an üzerime seherbazlar atlayacakmış gibiydi. Tom ya kimliğimi birine söylediyse? Ya da hayır. O sade bir şekilde benden kurtulmak yerine intikam alırdı.

Hızla koridorda yürüyordum. Birden kafama öyle bir acı saplanmıştı ki sanki kendi lanetimi yiyordum. Acı hafiflemeye başlayınca kafamda bir ses yankılandı;

Bana ihanet etmemeliydin!
Bana ihanet etmemeliydin!
Bana ihanet etmemeliydin!
Bana ihanet etmemeliydin!

Bu sesin kime ait olduğunu veya da bunu bana kimin yaptığını hepimiz gayet iyi biliyoruz bence? Ne kadar güçlü de olsam şu anda düşmanım olan kişi hem Slytherin varisi, hemde kendine lakap takmış bir psikopattı.

Onu hafife almak gibi bir hata yapamazdım. Korkuyordum. Dumbledore bile şimdiden ondan korkuyorken ben nasıl korkmazdım?
Daha fazla bunları düşünmeden kulelere giden merdivenlere yol aldım.

Hızlı hızlı binama gitmeyi umuyordum. Gece kimse olmadığı için tilki güçlerimi kullanarak bir kaplan hızında binaya ulaştım. Yavaş yavaş gitseydim korkudan ölürdüm herhalde. İçeri girip hemen odama çıktım.

Oda arkadaşım uyuyordu. Ya Tom binaya girip bana zarar verirse? Girebilirmi? Tabiki de girebilir. O öğrenci başkanıydı. Bütün binaların şifresini biliyor olmalıydı. Odamın dışına çıktım ve basit bir kafa karıştırma büyüsü yaptım.

Bu büyü sayesinde kimse benim odama çıkan yoldan geçmek istemeyecek, kapıya bile yaklaşmak istemeyecekti. Birkaç koruma büyüsü daha yaptıktan sonra uykuya daldım. Çok olaylı bir gündü. En azından uzun bir aradan sonra...

_____________________________________

Sabah olunca yatağımı düzelttim ve üzerimi giyindim. Kafa karıştırma büyüsünü kaldırmayı düşünmüştüm ama vaz geçtim. Oda arkadaşımın bir süre buraya gelmemesi onun güvenliği açısından iyi olurdu. Sadece bana işlemeyecekti.

Bu günün dersi olan kitapları çantama koyup büyük salona yol aldım. Yolda giderken rastladığım birkaç Slytherin bana ya laf atıyor, ya da tiksinir bir şekilde bakıyordu. Takmayıp sonunda büyük salona varmıştım.

Binamın masasına oturdum ve birşeyler yemeye başladım. Yanımda Mackinnon vardı. Arada sohbet ederken birden bütün salonu baykuş sesleri doldurdu. Kendi baykuşum beni gördüğü gibi yanıma geldi.

Bakanlık postası getirmişti. Kuşum bana her haberi getirmezdi. Sadece beni ilgilendiren postaları getirirdi. Merakla rulo halindeki haberi açarken bir yandan da kuşuma yiyecek birşeyler veriyordum.

KIZIL TİLKİ KISA BİR ARANIN ARDINDAN GERİ DÖNDÜ;

Büyücü meydanında yapılan kavgada yaralanan kadına ve bebeğine yardım etti. Karısına sırf ayrılmak istediği için saldıran adamı büyüsüz bir şekilde döverek katletti. Kadın çocuğunu alıp St. Mungo'ya cisimlendi. Alınan haberlere göre bebek ve kadının durumu iyi olduğu belirtildi.

KIZIL TİLKİ ASLINDA İYİ BİRİSİMİ?

Gerisi ise Damuell Skeeter'ın saçma haberleri ile doluydu. Gazeteyi katlayıp çantama attım. Haberler gerçekten saçmalıyordu. Ben hiçbir zaman iyi veya kötü olmamıştım. Üzerimde bakışlar hissettiğimde etrafıma bakındım.

Tom gözlerini dikmiş ve kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Sinirliydi. Ama gözlerinin derinliklerinde kırgınlık parıltısı olduğu sezdim. Neden kırılmıştı?

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Kısa oldu ama olsundu...
Beğendiyseniz yorum atmayı, sevmediyseniz tekrar yorum atmayı unutmayın 😂💖

Şuraya bir basıver?

Kızıl Tilki Ve Karanlık Lord (AU) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin