Giriş

592 36 14
                                    

   Kapı çalmıştı. Babam olduğunu düşünüp hemen kapıya koştum. Annem de kapıya kadar gelmişti bile. Kapıyı açtık, evet gelen babamdı. Niye mi bu kadar sevinmiştim? Çünkü benim babam bir kahramandı, özel harekatçıydı. Eve 2-3 ay gelmediği olurdu. Onu her gittiğinde çok özlüyordum. Hep yanımda kalsın istiyordum.
   Akşam yemeğimizi hazırladık ve tam yemeye başlamıştık ki babama bir telefon geldi. Odaya geçip telefonunu açtı. Babamın telefonu çok çalmazdı. Çoğunlukla da telefonu çaldığında görev çıkar ve hemen giderdi. Açıkçası telefon çalınca daha yemeğimizi yemeden tekrar göreve gidecek diye çok korktum. Neyse ki babam mutfağa gelip, hiçbir şey demeden,yerine oturdu. Biraz durgundu.
   - Ne oldu baba yeni bir görevin mi var?
  Biraz duraksadıktan sonra:
  - Evet kızım, göreve gitmem gerek.
Üzgün ve tatlı bir ses tonu ile konuştum:
  - Hemen şimdi mi gideceksin peki?
  - Saat 22.00 da yola çıkmam gerek.
Heyecanla, bir umut sordum:
 

- O zamana kadar sinemaya gidemez miyiz?
  Bir an kolundaki saate baktı. Tereddütle cevap verdi:
  - Aslında...olabilir.
Annem de sessizliğini bozdu:
  - Eee kızım hazırlan o zaman... hadi!
  - Tamam anne, hemen hazırlanıyorum.
  Mutfaktan çıkıp heyecanla bağırarak odama doğru hızlıca yürümeye başladım. Çünkü annemler evin içinde koşmama izin vermiyordu. Sebebi bir kere ayna kırmış olmamdı.
  Çok heyecanlanmıştım. Biran önce hazırlanıp gitmek istiyordum. Odama giderken annemin fısıldayarak konuştuğunu duyunca merak edip, durdum ve gizlice onu dinledim.
  - Serdar biliyorsun, benim de işim var ve ne kadar sürer bilmiyorum.
  - İyi de ben ne yapabilirim, görevimin ne kadar önemli olduğunu sende biliyorsun. Ayrıca sen ne zaman gideceksin?
  -Bende gece saat 11 gibi gideceğim.
  - İyi de Defne ne olacak? İkimizde biliyoruz ki o sadece dedesinin yanında kalabilir, daha doğrusu ister. Gecenin yarısı babanı mı uyandıracağız?
  - Bilmiyorum Serdar.
  - İşini erteleyemez misin?
  - Tabi ki de hayır!
   Sesleri hafif yükselmişti. Şimdi daha rahat duyabiliyordum. Annem beni halamlara bırakabileceklerini söyledi ama hepiz de biliyorduk ki akrabalarımızdan hiçbiri bizimle konuşmuyordu. Yan yana dahi geldiğimizi doğru dürüst hatırlayamıyorum. Kuzenlerimi ve daha birçok akrabamı  tanımıyordum bile. Tüm bunların sebebi ise annemle babamın evlenmelerine mani olmalarıymış. Dedem daha sonra babama karşı yumuşamış ve kızını babama vermiş. Bizzat dedemin ağzından dinlemiştim bunları.
    Bu olaylar nedeniyle yine tek çare dedemin yanında kalmam olacak sanırım. Aslında beni daha güvenilir olan MİT personellerinin ve çocuklarının olduğu bir binaya götürmeyi düşündüler. Lakin benim orada durmayacağımı ve durmak istemediğimi gayet iyi bildikleri için beni oraya götürmekten vazgeçtiler. Onun yerine dedemin yanına götürmeyi tercih ediyorlardı. Gerçi onlara kalsa o bina daha güvenli olduğundan beni oraya bırakırlardı.
    Az önceki heyecanımdan eser kalmamıştı. Çünkü yine gideceklerdi. Babam askerdi ve işi önemliydi. Annem de MİT binasında çalışıyordu, tabi ki onun da işi çok önemliydi.
  Bir yandan da dedeme gideceğime sevinmiştim. Çünkü dedem çok eğlenceli bir insandı. Kendisi emekli bir öğretmendi. Çocuklarla nasıl anlaşacağını gayet iyi bilirdi. Onun yanındayken de çok mutlu oluyordum.
   Ben de daha fazla beklememeliydim. Biran önce hazırlanmam gerekiyordu.
   Bir beş dakika sonra hazırdım. Salona geçtim. Annem telefonla konuşuyordu. Babamla ben pürdikkat annemi dinlemekteydik. Annem şuan sadece dinliyordu konuşanı. Yüz ifadesi çok değişikti. Üzgün gibiydi ama saklamaya çalışıyordu açıkçası. Sonunda telefonu kapattı.
   - Ne oldu anne?
   - ...
   - Sedef ne olduğunu söyleyecek misin?
  
    Şimdilik buraya kadar sevgili okur dostlarım. 
  İleride olaylar kızışacak. Şimdilik sarmıyor olabilir ama ileride sarması için çok çabalıyorum.  Yeni bölümü beklemede kalın, hoşça kalın.
    Sizleri seviyorum...

İntikamın Alevi - GÖKBÖRÜ- (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin