3-ADALETİN ÖLÜMÜ

1K 80 1
                                    

Bir hafta sonra suçlular bulunmuştu. Bir milletvekilinin yeğeni ve oğlu yapmıştı. En azından deliller onları gösteriyordu. Kamera görüntülerini izlemiştim.
  Adamlar belli ki alkollüydüler. Balım ise sadece eve gelmeye çalışıyordu. Önce onu taciz etmişler Balım bibergazı sıkınca sinirlenip dövmüşlerdi.
  Daha büyük bir adam onları durdurup kollarından tutup götürmüştü. Hepsini mahkemede görür görmez tanımıştım. Aslan onları götüren kişi aynı zamanda ünlü bir avukattı. Şimdi onların avukatlıgını yapıyordu. Nedense kamera görüntüleri bir anda yok olmuştu. Birkaç kişi de onların lehine şahitlik etmişti. Medyada da yer alan bu olaydan Aslan sayesinde sıyrılmişlardı. Bana kimse inanmamıştı. Adamlardan biri milletvekilinin oğlu biri yeğeniydi. Bir başkomiser onların arkasındaydı. Üstelik medyada bile bazı insanalr çıkıp konuşmuşlardı. Ne işi varmış o saatte kız başına sokakta. Dershaneden erken bile çıkmıştı. Bibergazı kullanarak onlatı tahrik etmişmiş. Ne yapsaydı ölmeyi mi bekleseydi.
   Birkaç kişi dışında kimse bize destek olmamıştı. Sosyal medyadaki desteklerde yetmiyordu. Bir ay boyunca çabalamıştım. Ceza alamaları için herşeyi yapmıştım. Balım iki ay dayanabilmişti. Onu gömerken suçluları cezalandırmadığım için mahcuptum. Adaleti sağlamak için herşeyi yapmıştım ama satılmış savcılara gücüm yetmemişti. Sonunda Milletvekili Aydın Kıratın evinin önünde eylem yapmıştım. Beş ay sonra sonunda dava tekrar görüldüğünde bu kez bana saldırdılar. Doçent olan bir psikolog gelip benim deli olduğumu iddia etti. Babamın o çok güvendiği adalette bunu kabul etti. O andan itibaren gördüğüm bütün destekler de tek tek gitti. Yalnızdım.
Mahkemenin son günü hala umutluydum.  Annem salona girdiğinde  Görür görmez balıma çok benzeyen kadını tanımıştım. Neden buradaydı bilmiyordum. Balımın cenazesine bile gelmemişti.  Anlamam çok geç olmadı.

 " Hakim bey kızım Leyal Bulutun babası çok sert bir adamdı. Bana da sık sık şiddet gösterirdi. Leyalin psikolojisinin bozulmuş olamsı mumkün "

 " Ne ? Sen ne diyorsun? Babam harika biriydi."

 " Leyal hanım size söz verilmeden konuşmayın "

  " Hakim bey bu kadın on beş yıl önce bizi terkedip gitti. Söyledikleri de yalan dolan. Ona inanamazsıniz."

  Tabi kimse bana inanmadı. Iki sınıf arkadaşımda gelip bana karşı ifade verdi. Dengesiz davranışlarım olduğundan bahsettiler. Para ile herkesi satın almayı başarmışlardı belli ki . O gün tüm türkiye benim deli olduguma inanmıştı.
 
  Okulu bıraktım. Işten de kovuldum. Annem evi satışa çıkardığında bana karşı neden ifade verdiğini de anlamıs oldum. Babama ait ev ve birkaç mülk bana kalmışti ve ben deliysem bunlar tek vasim olan anneme kalıyordu. Ikinci eşinden şiddet gören annem onu da boşayınca parasız kalmıştı ve bir şekilde Aydın kırat ona ulaşmış olmalıydı.
 Bu kez cidden çıldırıp annemi evden kovmuştum. Kapımda ambulansla dayandığında Uzun süre kalacağım ve gerçekten delirecegım yere gittiğimi bilmiyordum.

   Akıl hastanesine geleli üç ayım doldu ve zorla verilen ilaçlar kafamı bulandırıyor. Çoğunu içmemek için kusuyordum ama çok ağır ilaçlar almıştım. Annem beni görmeye tabi ki gelmemişti. Bazen Balımın sesini duyuyordum. Suçluları cezalandırmadıgım için huzursuzdu. Ama babamın güvendiği adaletin çoktan öldüğünü ona söylememiştim. Bugün yine hastabakıcılardan biri beni taciz etmişti. Başta umursamasam da zamanla daha ileri gidiyordu. Bana dokunduğunu fark ediyordum ama ilaçlar yüzünden fazla tepki veremiyordum. Bu kez ilaçları içtikten yarım saat sonra gelmişti. Kendisi bir seksen boylarında cılız bir adamdı ama bu halimle ona karsı koyamıyordum. Kapının dışında bir hemşire ile konuştu.

 " Bana yarım saat ver tamam mı ?"

 " Hallederim " dedi hemşire .
 
   Benim üzerime konuştuklarını bilmek migdemi bulandırıyordu. Adam kolayca çıkmak için kapıyı kitlemedi ve  yavaşça yanıma yaklastı. Yuzüme dokundu . Aniden gözlerimi açıp kolunu bükünce şaşkınlıktan tepki veremedi. Belki de onu ve hemsireyi şikayet edebilirdim ama kimse bana inanmazdı. Bir deliydim sonucta. Adama bir kac kez yumruk attım. Adam bana tokat atınca yere düşmüştüm . O üstüme yaklasırken dizine tekme atıp onu yere düşürdüm ve üzerinde çıkıp dırseğimle ona vurmaya devam ettim. Adam hareketsiz kalırken kalkıp özel bölgesine sert bir tekme attım. Onu kenara çekerken hemşire geldi. Kapıyı hızla açıp onu da iceri çektim. On beş dakika sonra kendimi deli gömleği ile üç kişi tarafından tutulurken buldum.

    Belki biraz fazla kaçırmış olabilirdim. O gün odamdan iki sedye çıktı. Adam bir daha düzgün yürüyemeyecekti. Kadın ise ciddi bir beyin travması geçiriyordu. Ikisi bahceden çıkarılırken hastalar alkışlıyordu. Deliler tarafından haklı bulunmak da güzeldi. Belli ki adamın ilk vukuatı ben değildim.
  Beni daha güvenlikli bir akıl hastanesine götürdüklerini söylediklerinde gerçek bir hastane bekliyordum ama burası resmen hapishaneydi. Annem beni ilk kez buraya getirilmeden hemen önce ziyaret etmişti.

 " Neden geldin"

 " Baban sana terbiye verememiş belli ki karşında annen var "

 " Benim annem öldü. Sen yalnızca para göz bir pisliksin benim icin"

 " Biliyor musun kızım Balımın öldügünü duyunca gerçekten üzüldüm. Size geri dönecektim. Balımla konuşmuştum. "

 " Biliyorum" dedim oysaki haberim bile yoktu. Balım fazla duygusaldı . Ben annemi hatırlıyordum ama balım hiç hatırlamıyordu. Sürekli annemin eksiliğini hissettiğini biliyordum.

  " Beni affetmişti bile. O eve yerleşecektim. "

 " Sanki kabul edecekmisim gibi "

 " Etmeyeceğini biliyordum. Bu yüzden Aslan bey benimle konuştugunda kabul ettim. "

 " sen ne iğrenc bir insansın. Kızın öldü senin kızın"

  " Babanı hiç sevmemiştim. Sadece rahat yaşamak istedim. Ama baban ve onun prensipler adalet falan filan . Adalet seni buradan kurtarmıyor ama degil mi ? Baban kimseden para almadı ama "

 " Adalet suçlu değil. O satılmış savcilar avukatlar suçlu. Elbet bir gün cezalandırılacaklar . Babam asla onlar gibi olmadı."

  " Tabi tabi. Neyse işte Hikmetle kaçtıgımda hikmet çok zengindi. Beni her halimle kabul etmişti. Kumara başlayana kadar durumum çok iyiydi. "

 " Sonra o adam değisınce sen yine kaçtin. "

 " Evet. Aslan bey bana bayağı iyi para verdi. Alınma ama karşılığında seni çok daha güvenli bir yere götürecekler"

  " Sattın yani beni "

 " Bir daha karşıma çıkman riskini alamam. Muhtemelen bu son görüşmemiz "

  " Inan bana bu son görüşmemiz olmayacak"

 Annemin beni sattığını tahmin etmek zor değildi. Ama geldiğim yerin gerçek bir tımarhane olduğunu kabul etmek zordu. Aydın kıratı ve oğlunu sosyal medyada rezil etmiştim. Hala bizim için adalet için uğraşan insanlar vardı ve belli ki bu Aydın beyi kızdırmıştı.
 
  Burada cezalar ve sözde tedaviler fazlasıyla ağırdı. Geldikten iki hafta sonra ilk elektrik sokuna maruz kaldığımda beynimde tuhaf sesler duymaya başlamıştım. Ilaçlarımı almamamak için direniyor surekli aç bırakılıyordum.
  
  Akıl hastalarınının elektrik sokuyla tedavilerinin yüzyıllar öncesine ait olduğunu sanıyordum ama belli ki Aydın bey bana özel muamele istemişti.
 
 Odamda gizlice basit spor hareketleri yapıyor sürekli formda kalmaya çabalıyordum.

AKILLI BİR DELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin