yirmi sekiz

169 10 6
                                    

sky: Ama bebeğim ev boş değil ki

sky: Yoksa gelirim yani beni bilirsin

sky: Ama annen de değil bu, evdeki kişi Alaz Alaz bulduğu yerde siker beni

toprak: Gelmezsen gelme

toprak: İstemiuorum wrtık

toprak: Gelsen de eve almam

sky: Hay da

sky: Trip yedik şimdi durduk yere

Görüldü

sky: Offf

sky: Git elini yüzünü yıka

sky: Ben sizin eve gelince yazıcam sana

toprak: Tamam

Görüldü

'°'

Oturduğum yatağımdan kalkabildiğim kadar hızlı kalkıp kendimi direkt banyoya attım. Resmen geliyordu! Şaka gibi! Hızlıca elimi yüzümü yıkadım. Ardından banyodan çıkıp kendimi dolabın önüne attım bisiklet taytımı alıp giydim, bir de bol beyaz bir tişört bulup üstüme geçirdim. Kalbim güm güm atıyor, heyecandan tüm üzüntüm uçup gitmişti. Bu hale geldiğimi bilse büyük ihtimal yanıma gelmekten vazgeçerdi.

Neyse ki bilmiyordu.

Telefona baktığımda henüz mesaj gelmemesiyle dudaklarımı ısırdım. Makyaj masama geçip parlatıcı ve birkaç şey daha kullandım. Hala mesaj gelmediğinde saçıma da biraz şekil verdim. Masanın üstündeki sürahiden bardağa su koyup dudaklarıma götürdüm. Suyu içerken gelen bildirim sesiyle az kalsın boğuluyordum ama ucuz yırtmıştım.

sky: Çabuk evden çık ve kimse binmeden her zaman bindiğin asansöre bin. Gözünü açarsan hayırlı şeyler olmaz ama :D

Alaz'a bir şey demeden evden çıktım. Asansöre doğru yürürken aynı zamanda parmaklarımı klavyede gezdirdim.

toprak: Hmm neymiş bu hayırlı olmayan şeyler

Görüldü 17.02

Yazıyor... 17.04

sky: Çok merak ediyorsan gözün açık kalabilir

sky: Şimdi telefonu ve gözlerini kapat bebeğim

Görüldü

Telefonu kapattım. Koyabileceğim bir cep olmaması sinirlerimi bozarken derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Umarım onun yerine başkası binmezdi asansöre. Yoksa feci şekilde rezil olurdum. Asansör durduğunda derin nefes alıp verdim ve yutkundum. Kuru dudaklarımı dilimle ıslattığımda gözlerimi daha da sıktım. Kapı açıldı, içeri birisi girdi. Birkaç saniye içinde yanıma yaklaştığını hissettim. Önce bir tuşa basmış olacak ki kapının kapanma sesi geldi.

Alaz cidden haklıydı, fazla kolay güveniyordum. Bir ay olmuştu alt tarafı. Üç yıllık sevgilimden kazık yemiştim ama akıllanmıyordum, aptaldım. Bana yaklaşıyordu ve korkuyordum. Ya cidden o da iyi biri değilse? O zaman ne yapacaktım?

Bana sarıldığında hiçbir şey yapmadım. Birkaç saniye sonra ihtiyaçla sıkıca sarıldım ve yüzümü omzuna bastırdım. Sıcacıktı, saçları yumuşacıktı. Üstünde hafif sigara kokusu vardı ve sanki onu bastırmak istercesine çok ağır olmayan bir parfüm vardı, bu kokuya has kokusu da eklenince çok garip ama aynı gariplikte hoş bir koku ortaya çıkmıştı.

Kesinlikle bu kokuyla yanımdan geçerse onu tanırdım. Ailemdeki herkesi kendi kokusuna göre ayırt edebiliyordum ve bence bu da gayet ayırt edici bir kokuydu.

Bir eli belimde bir eli ise sırtımdaydı. Sırtımda olan elini kaldırıp saçımı okşamaya başladığında mümkünmüş gibi başımı daha da bastırdım. Boynuna doladığım ellerimi kullanarak sağ elimle kendi koluma tırnaklarımı batırdım, istemsiz bir şekilde de sol elimle onun saçını çekmiştim. Ağzından çıkan küçük inlemeyle elimi hızla çekip tırnaklarımı avucuma bastırdım.

O incitmeden, yavaşça saçlarımla oynuyordu. Bense geldiği andan beri resmen işkence ediyordum.

Asansör durduğunda benden ayrıldı, gözlerimi açacağım sırada ellerini gözlerime kapattı. Başımı salladım, hala açmamı istemiyordu gözümü. Elini benden çekti. Adım sesleri ve kokusu uzaklaşıyordu. Asansör kapısı kapandığında gözlerimi açtım.

Sakinleşmiştim, baya aptal gibi olmuştum hatta. Kendime bir zarar vermeden tekrar hissetmeye başlamıştım. Çok garip geldi, resmen birine sarılarak yaşadığımı hissetmiştim.

Hayat bulmuş gibiydim.

'°'

Ne zararı Afra Hanım, neler diyorsunuz öyle???

Gökyüzü | text ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin