otuz dört

143 11 0
                                    

Güven, iki hece ve tek kelimeydi. Ancak keşke hayatımda kapladığı alan da o kadar olsaydı.

Birisine konuşurken anlatacaklarıma güvenemezken, diğerine canımı kaybetme ihtimalim varken geleceğine güvenmiştim. O kadar dengesiz bir şeydi ki bu! Kime neye göre güvendiğimi bilmiyordum ve bu beni çıldırtmak üzereydi.

Sky'a güvenmek istiyordum.

Güvenimi yıkacak tek bir hareket bile yapmamıştı. Hatta bende güven ağı bile örmüştü. Bana eski sevgilim ile ilgili gerçekleri anlatmıştı, onu yakalamamıza yardım etmişti. İki aydır konuşuyorduk ve tek bir yanlış davranışta bulunmamıştı.

Ama gidip de ona değil birkaç gün önce tanıştığım birisine güvenmiştim.

Güven hissinden artık kesinlikle nefret ediyordum.

Alaz'a yorum yaptıramayacağımı biliyordum. Bana akıl vermek yerine onun kim olduğunu öğrenmeye çalışacaktı ve ben bunu istemiyordum, şu anlık kendisinin gelmesini istiyordum.

Birkaç kez yattığım yerde derin nefesler alıp verdim. Fetüs şeklinde küçük bir yastığa sarılarak yatıyordum. Üstümdeki pikeyi ittirerek kendimden uzaklaştırdım. Yataktan kalkıp şarjdaki telefonumu aldım, ardından tekrar yatağa atlayıp fetüs şeklini aldım. Bu şekilde yatmak huzurlu hissettiriyordu.

Siz: Bize gelebilir misin?

Siz: Konuşmak istiyorum

Aylin: Ne oldu Alaz mı bir şey yaptı

Siz: Yok

Yazıyor...

Çevrimiçi

Yazıyor...

Siz: Sadece gel işte

Siz: Gelince konuşalım

Aylin: Tamam geliyorum

Yataktan tekrar derin bir nefes alarak kalktım. Etrafa bakındığımda cansız eşyalarıma hüzünlü bakışlarımı yolladım. Oda fazla dağınıktı. Ayağa kalkıp el mecbur Aylin geleceği için odayı toplamaya başladım. Normalde olsa toplamazdım ancak bugün pazardı ve annem akşama kadar evdeydi. Akşam ise bir davete gidilecekti.
Uyuzlana uyuzlana odayı toplayıp üstüme düzgün bir şeyler geçirdim. Saçımı da taradığımda kapı çalmıştı. Odamdan çıkıp kapıya doğru giderken annem çoktan kapıya bakın dediği için olmalı ki Alaz kapıyı açmıştı.

Alaz ve kapı açmak?

"Hayırdır sen kapı açar mıydın ya?" dedim gülerek. Alaz göz devirip odasına doğru gitti. Onun arkasından ben de gözlerimi devirdim, kanser olmamak için. Davranışlarına tepki vermezsem içimde birikip kanser olacaktım yoksa.

Kapıyı kapatıp Aylin'e hoşgeldin dedim ve odamı gösterdim. O odama giderken ben de mutfağa gidip dolaplardan birinde bulduğum cipsi ve birkaç bisküviyi aldım. Onları tabaklara koyup tepsiye yerleştirdim. Buzdolabından da ananaslı meyve suyunu alıp iki bardağı doldurup etrafı hızlıca topladım. Tepsiyi alıp odama doğru ilerledim. Kapı hafif aralıktı, ayağımla itip açılmasını sağladım.

"Gel, balkona geçelim."

Aylin başını sallayıp balkon kapısını açıp önce benim geçmemi bekledi, ardından girip kapıyı kapattı. Balkonuma camekan yaptırtmıştım, böylece yağmurlu havalarda balkondaki eşyalarımı koruyabiliyordum. Bundan destek alarak yere daire şeklinde yumuşak bir halı sermiştim. İki tanede puf koltuk vardı, ortasında ahşaptan küçük bir sehpa yerleştirmiştim. Odamla balkonu bağlayan camın önüne de birkaç çiçek koymuştum. Sağ tarafta kalan, yani duvara yakın olan pufun arkasına da hasır iple süslenmiş bir abajur vardı. Geceleri ve yağmur yağdığında çoğunlukla balkonumda olmayı seviyordum.

Aylin'le oturduktan sonra her şeyi birbir anlatmıştım. Bittiğinde arkama yaslandım. Bunlar cidden beni psikolojik olarak yoruyordu ve psikolojik yorulmam demek birkaç gün yataktan çıkmamak demekti benim için.

"Acaba diyorum, Karan'dan sonra başkasına o anlamda güvenmeye korkuyor olabilir misin? Çünkü sonuçta Diyar'a güvenmemeni gerektiricek bir olay daha önce yaşamamıştın ama daha iki ay önce Karan çok kötü bir şey yaptı."

"Biliyor musun? Ben hiç böyle düşünmemiştim." dedim ve yaslandığım yerden doğruldum.

Haklıydı. Karan benim ilişkilere olan güvenimi altüst etmişti.

'°'

Sıkıldınız öyle değil mi?

Ben de sıkıldım, öbür bölüm bomba gibi eski Afra geri geliyo ndlgmslfmslckpskd


Oy ve yorum istiyorum, lütfen.

Gökyüzü | text ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin