otuz beş

139 11 3
                                    

toprak: Beni affediyor musun?

toprak: Ya da şöyle sorayım

toprak: Beni affedilecek misin?

sky: Seni tabiki de affedeceğim

sky: Küsmedim bile çocuk değilim ben

sky: Sadece sinirliydim ve geçmesini bekledim

toprak: Geçti mi

sky: Geçti bebeğim

sky: Sana olan sinirim nasıl geçmesin ki

toprak: Şımarırım bak öyle deme

sky: Şımar

sky: Ama başkasına şımarma

toprak: Bi gözden geçirmem lazım ona göre şey ederim dkflsjclsjf

sky: Anlaşılan birisi yine sinirlendirmeye çalışıyor

toprak: Yoo ne münasebet

toprak: Ben kim seni bir daha sinirlendirmek kim

toprak: Asla

sky: MGLQMGLSMVŞAMFŞSK

sky: Sakin

toprak: Sakinim ben

toprak: Ay dur annem çağırıyo

toprak: Görüşürüz

sky: Görüşelim

"Efendim anne?" dedim salona girerken. Annem tekli koltuğa oturmuştu, önünde minik bir sehpa vardı ve sehpanın üstünde Türk kahvesi. Birbirinin üstüne attığı dizlerinin üstünde de parfüm dergisi vardı, gördüğüm kadarıyla.

"Aylin gitmeseydi diyecektim. Ama Alaz az önce gittiğini söyledi ve kendisi de gitti. Ben de davete gideceğim, geç gelebilirim. Evde yalnız kalmak istemiyorsan sen de gel." dedi ve kahvesinden içti.

Evde gece yalnız kalmak istiyor muydum? Hayır. Peki annemle sıkıcı bir davete gitmek istiyor muydum? Kesinlikle hayır. İkisi birbirinden kötü seçenekti.

"Evde kalayım, bir şey olmaz diye düşünüyorum." dedim. Annem başını sallayıp dergisine geri döndüğünde ben de odama geri dönmüştüm. Birkaç gündür ders çalışmayı ektiğimi fark ettiğimde gidip masamın başına oturdum.

'°'

Birkaç saat geçmişti, annem çoktan gitmişti. Üç günün ödevlerini bitirdiğimde şükrederek masadan kalktım. Saat sekiz buçuk olmuştu. Hava büyük ihtimal yağmur yağacağı için kapanmıştı. Mayıs ayındaydık sonuçta, bu saatte bu kadar havanın kapalı olmasını buna yormuştum.

Ki zaten yaklaşık on beş dakika sonra başlayan yağmurla bu dediğimin doğruluğu kanıtlanmış oldu.

Tek sorun ise çok fazla yağmur yağmasıydı. Durmadan yağıyor, gök gürlüyor ve şimşek çakıyordu.

Gök gürlüyordu.

Evde yalnızdım.

Elektrik de gittiğinde odamda attığım çığlıkla hızlıca yatağımın üstüne atladım ve bulduğum telefonumun ışığını açtım. Bu odadaki gölgelerin artmasına ve daha korkunç şeylerin ortaya çıkmasını sağladığında birkaç küfür savurdum. Telefonuma odaklanmaya çalışarak Sky'la konuştuğum uygulamaya girdim.

toprak: Çok karanlık

toprak: Gök gürleyip duruyor

toprak: Korkuyorum

sky: Şşşş

sky: Sakin ol

sky: Birazdan jeotermal devreye girer

toprak: Girmiyor ama

toprak: Geçen bir sorun olduğu söylenmişti

toprak: Nefes alamıyorum

sky: Buğralara gidebilir misin

sky: Size en yakın o var

sky: İstersen seni alması için ona yazayım beraber çıkın

sky: Olur mu bebeğim

sky: O kadar katı asansörsüz benim çıkmam biraz olası değil gibi

toprak: Sadece yalnız kalmak istemiyorum

toprak: Etraf çok korkunç

sky: Yazdım Buğra'ya gelir şimdi yanına

sky: Telefonunda ışık yanmıyor mu

toprak: O ışık sadece daha çok korkmama neden oluyor

sky: Karanlıktan mı korkuyorsun

sky: Yoksa

sky: Gölgelerden mi korkuyorsun güzelim

toprak: İKİSİNDEN DE

sky: KGLSMVŞSMVŞSMVP

sky: Tamam sakinim

toprak: Kapı çalıyor

sky: Buğra gelmiş olabilir mi

toprak: Sus dalga konusu oldum sana da

toprak çevrimdışı

sky: JVLSMVŞAMVLSM









Gökyüzü | text ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin