otuz bir

164 10 0
                                    

"Afra, iyi misin kızım?"

Aldığım cevap ve sesin sahibi derince yutkunmama neden oldu.

'°'

"Daha iyi misin?"

"Evet dedim ya! Vurulmadım, kovalandım Diyar. Herkes iyi misin diyip duruyor." dedim ve arkama yaslanıp kollarımı birbirine doladım.

"Babanla konuştuktan sonra daha bir asabi oldun sanki?"

Evet, biraz öyle olmuştu. Babamı severdim ama gizli işler yapması hoşuma elbette ki gitmiyordu. Hatta Alaz ve ben bunun için evde büyük bir kavga çıkarmıştık. Bu yüzden babam evde değildi, bu yüzden eve gelince çok durmazdı. Üstelik bu onun da işine geliyordu ve bizi herkese göstermemiş oluyordu. Ancak nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde babamın ailesinin yani benim, annemin ve Alaz'ın varlığı patlamıştı. Bu yüzden Diyar ile karşılaşmamızı bir yerden o istemişti ve Diyar da böyle saçma işlerle benimle tanışmıştı.

Halbuki gelip böyle böyle oldu dese ben tamam derdim. Niye bu kadar kastılar orasını hiç anlamamıştım.

Diyar avukat olabilirdi ama babamla aynı seviyede hatta üstünde sayılırdı. Babamın avukatı olmayı beraber olduklarını göstermek için kabullenmişti.

Babam Diyar'la tanışmamızı o yokken arayabileceğimiz birisi olmasını istediği içinmiş. Bunu benim üzerimden yapması da ilk Alaz'a karşı değil de bana karşı bir şey olacağını düşünmesinden.

Neymiş kız olduğum için savunmasızmışım, Alaz beyefendiciğimiz benim gibi bir duruma düşmezmiş, az önce yaşanana göre haklıymış.

Biraz kafamda tarttıktan sonra haklı olduğuna karar vermiştim ki son anda kendimi haklı çıkarmıştım.

"O hepsini dövmeye kalkar yardım isteyemezdi, sonra da paşa paşa kaçırılırdı!"

Babam dediğime hak verip Alaz'ı arayacağını söylemişti. Ben de en son zaferle gülümsemiştim.

"Bu olaylar ne ara bu kadar karıştı ya, ben en son anonim kim diye düşünen bir liseliydim."

Diyar ve yanındaki adam kahkaha attığında gözlerimi devirdim.

Acaba Sky ne yapıyordu. Bir bilse hoşlandığı kızın bugün az kalsın elden gideceğini kim bilir ne düşünürdü. Akşam anlatayım bari.

"O liseli kız büyümüş de mafyacılık oynamaya mı başlamış ne?" dedi adını bilmediğim adam.

"Ya ben aslında daha soft şeyleri seviyorum bir tık aştı sanki beni." dediğimde aynadan gördüğüm kadarıyla Diyar kaşlarını çatmıştı, yandaki adam ise gülüyordu.

"Sen çok güleç birisin yanındakinin aksine, adın ne?" dedim ortaya geçerken. Kafamı da ikisinin arasından uzatmıştım. Arkada oturmak ne kötüydü arkadaş.

"Umut ben. Senin de Afra öyle değil mi?" dediğinde başımı aşağı yukarı salladım.

"Acaba hoşuma gitmeyen şeyler söylediğin için gülmüyor olabilir miyim patron kızı?"

"Ne dedim ben avukat?" dedim kaşlarımı yukarı kaldırırken. Etkilenirse etkilensindi, sorularıma daha güzel cevap veriyordu böyle. Kısa bir süre sustuktan sonra cevap verdi.

"Seni bir tık aştık sanki." dediğinde göndermesini anlayarak bu sefer ben sustum.

İşleri pisti, hoşlanmadığımı ve beni aştığını söylemiştim. Bu adam gerçekten benden etkileniyordu ve ben resmen baştan reddetmiştim net bir şekilde.

Kabul etmeyeceğim belliydi ama sanırım bir tık fazla belli etmiştim.

'°'

Bir günde 2 bölüm???

Ve hâlâ büyümüyorum :')

Nasıl olsa büyümüyor diye saçmalayabilirim artık, depresif halimle eğlenceli bir karakter yazdım bu bölümde hatta aşırıya kaçtı gibi bile geldi KGŞSMGŞSMFŞSKCŞS

Cidden iyi değilim sanırım.

Gökyüzü | text ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin