morlu işte

1.1K 134 20
                                    

Koltukta otururken mor saçlının bana seslenmesiyle ona odaklanmıştım. Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırdığımda yüzümü ele geçiren bir bıkkınlığa sahip olduğuma emindim.

''Sınıftaki seste uyuyamamaktansa burada bir şeyle yardım ederim, daha iyi.'' dediğimde gülümsedi.

Burada bulunduğumuz süre içerisinde ilk defa içten ve samimi bir şekilde gülümsüyordu, sanırım. Oturduğum yerden kalkıp elimdeki soda şişesini gözüme kestirdiğim bir çöp kutusuna attım ve sahneye 3-5 basamaklı merdiveni kullanmayı es geçerek atlayıverdim.

''Evet, ne yapıyoruz?''

''Bateristimiz ve gitaristlerden biri sınavlara yetişmek durumunda oldukları için birazdan çıkacaklar. Eşyalarını burada bırakacaklar, onlarınkileri de biz halledeceğiz.''

Parmaklarımı pantolonumun ceplerine iliştirmiş, Morlu'yu dinliyordum. Ufak izahını dinledikten sonra kenarda duran gitar çantasını almak için arkaya adımladım.

''Kafanı kurcalayan bir şey olursa da sorarsın.''

''Sanmam, ben de bu işin içerisindeyim.''

Morlu, bu söylediğime şaşırmış olacaktı ki gitarının gövdesini yere dayatıp sapını eliyle kavramış, eğilip durduğu için dağılan saçlarını düzeltmişti.

''Hayda, tam olarak neresindesin?''

''Gitaristim.''

''Bak bu anlaşılabilirdi, az önce herkes konuşurken bir dikkat ettim de, susan tek kişi sendin.''

''N'apalım, müzisyenin müzisyene saygısı olur.''

Deyip göz kırpmış, yerden aldığım gitar çantasına amfinin üzerine bırakılmış olan gitarı yerleştirmiştim.

''Sevdim seni çocuk.''

''Aynısından, Morlu.''

Aramızda ufak muhabbetler geçiyorken sahnede yalnızca üç kişiydik ve malzemeleri toparlama işi bitmek üzereydi.

''Bana iki saniye içerisinde lakap mı taktın?''

''İsmini söylediğini hatırlamıyorum.''

''Sorsan söylerdik herhalde. Minho ben, Morlu değil.''

''Hyunjin.''

Önümdeki son işi de bitirdiğimde ellerimdeki görünmez tozları silkelemek adına birkaç kez birbirine vurmuş, sonrasında alnımdaki hafif teri silerek Minho'ya dönmüştüm. Benim için hâlâ Morlu olsa da ona Minho diye hitap etmek en iyisi olacaktı.

''Tamamdır herhalde, ha?''

Minho da elindekileri sahnenin sonuna götürmeyi hallettiğinde bana dönmüştü. Etrafı gözleriyle hafifçe bir kolaçan edip başını salladı.

''Tamamdır tamamdır.''

Onayını aldıktan sonra sahneden inmek üzere kenara yanaştığımda Minho beni yakalamış, sırtımı sıvazlayıp bir iki kere vurmuştu.

''Sağ ol, yardımın olmasa üşenmekten hiçbir boka dokunmazdım.''

''Rica ederim, Morlu.''

Gülerek koltukların önüne atlamış, kapıya doğru neredeyse koşmuştum. Arkamdan gelen coşkulu ıslık sesi Minho'ya aitti.

''Dersin başlamasına az kalmıştır, az hareket ettir şu bacaklarını, sikmesinler!''

''Siktir oradan!''

Kapıdan çıkmış, fakat arkamdan gülen Minho'yu duyacak uzaklıktayken biraz soluklanmıştım. Sonrasında merdivenlere yürüyüp sınıfa çıkmak için ikişerli basamakları atlayarak hızlı davranmaya çalıştım.

——
BEBEEGGGGGIIIIM BENIIIM HAYAAALEEET SEVGILIIIIIIIIIIM

yok korkularım, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin