duygu patlaması falan

563 81 48
                                    

Minho yüzümün her bir yanını öperken ben ağlıyordum. Deli gibi ağlıyor, resmen Minho'nun karşısında çaresizce sızlanıyordum. En sonunda kollarına sarılıp onu durdurmaya cesaret edebildim.

''Neredeydin Minho, neredeydin sen?'' diye sordum hiddetle. Sanki her yerim titriyordu.

''Üzgünüm,'' dedi. Bağırarak 'üzgün müsün?' diye soramadım ona. Sessiz kaldım, cümlesinin devamını getirmesini bekledim ağlarken. ''Ailem, sorun onlar.''

''Seni bir şekilde öğrenmişler.'' dediğinde ona nasıl gözlerle baktım, hiç bilmiyorum. Ailesi kimlerdi, ne iş yapıyorlardı, dahası aileden kastı yalnızca anne-baba mıydı bilmiyordum. Ben ailesi hakkında hiçbir şey bilmezken onlar beni nasıl öğrenebilir  diye düşündüm birkaç saniyeliğine.

''Beni, öğrenmişler. Erkeklerden hoşlandığımı biliyorlar. Ve bu onları nasıl deliye çevirdi tahmin bile edemezsin. O sabah eve gittiğimde bizi halihazırda öğrenmiş bir halde buldum onları. Geri gelmeme izin vermeyip eşyalarımı toparlamamı söylediler. Sonrasında da evi satılığa çıkardılar ve şehir dışına taşınmak zorunda kaldık.''

Minho o yokken sorup soruşturduğum ve sonucunda hüsrana uğradığım her şeyi açıklamıştı konuşmasının devamında.

''Ben, aradım seni, kaç kere.. Okuluna gittim, evine gittim hiçbir yerde yoktun Minho. Bana neden söylemedin, neden söylemedin gideceğini?''

''Söylerdim! Söyleyebilsem, söylerdim.. Babam telefonumu kırıp attı.''

Ona iğrenen bir yüz ifadesiyle baktım. Neden böyle yapıyordum, hiçbir fikrim yoktu. Sanki onu karşımda dikilirken görmek, onu görmemekten daha çok hasta ediyordu beni. Islak saçları, hatları gerilmiş yakışıklı yüzü, her şeyi istemsizce midemi bulandırıyordu.

''Şimdi neden geldin? Nasıl geldin, neden buradasın?''

''Seni son kez bile olsa görebilmek için hayat boyu özgürlüğümü riske atarak buraya kadar geldim Hyun.''

''Öyleyse kendini daha fazla riske atmadan evine dön. Git buradan.''

Oldukça sert bir şekilde gitmesini söylediğimde kendime inanamamıştım. Zaten, Minho da inanamamış gibi görünüyordu.

''Hyunjin, ben-''

''Git dedim sana. Kendi götünü kurtar. Beni görmek sana bir şey katmıyor Minho. Çünkü seni görmek de bana bir şey katmayacak artık.''

Arkamı dönmüş, Minho'nun arkamdan seslenmelerine cevap dahi vermeden gözlerimden yaşlar süzüle süzüle yürümeye devam etmiştim.

Ta ki arkamdan gelen kırılma sesini işitene kadar. Tüm sokak resmen bu ses ile inlemişti. Arkamı döndüğümde Minho'nun atölyenin camlarını parçaladığını gördüm.

———
abooo

yok korkularım, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin