kayınvalide evi

665 78 4
                                    

Kasıklarımdaki derin sızılarla aralamıştım gözlerimi. Karşımda pudra rengi saten sabahlığıyla annem, solumda ise mor saçlı bir eleman dikiliyordu, Minho.

''N'oluyor ya, öldüm mü?''

Minho'nun cıklayışını duyduğumda ona döndüm.

''Henüz değil, ama birazdan Bayan Hwang senden çok fena hesap soracak gibi duruyor.''

Bu cümleden sonra anneme, onun keskin ve tehditkar bakışlarına doğru döndüm. Çoktan kollarını göğsünde birleştirmiş, bana bakıyordu. Dağınık saçları birçok şey anlatıyordu ancak anlamamayı her şeye tercih ederdim.

''Hyunjin,'' annemin sesi kulaklarıma doluştuğunda yutkunmuştum. ''Ben seni babana benzemen için mi yetiştirdim?''

Annemin kurduğu bu cümle bende yıkım etkisi bırakmıştı. Sanki kafama irice bir çekiçle vurulmuş gibi hissetmiştim. Uzandığım koltukta toparlanıp ayaklanacağım esnada annemin sesini yeniden duymamla hareketsiz kaldım.

''Soruma bir cevap istiyorum. Ben seni babana benzemen için mi yetiştirdim?''

''Hayır, ben ne oldu bilmiyorum.'' diyebildim ancak. Yüzümü ellerimin arasına sıkıştırıp kendime gelmeye, aklımı toparlamaya çalıştım. Minho sessizdi.

''Kafamı toparlayamıyorum.''

''Ne kullandın sen?''

Dehşete düşmüş bir yüz ifadesine büründüğümü az çok tahmin edebiliyordum. Ellerimi olumsuz manada sallarken sesimi kontrolsüzce yükselttim.

''Hiçbir şey kullanmadım! Sadece biraz içtim, o kadar.''

''Bu hâle gelene kadar mı? Tanrım, gerçekten de ona benziyorsun..''

Annem ürkekçe örttüğü dudaklarının arasından çıkardığı son kelimeleri söylerken içimde bir şeylerin kırıldığını hissetmiştim.

Resmen çökmek üzereyken aniden Minho'nun sesini işittim. Ben de, annem de ona dönmüştük.

''Yalnızca iki bardak içti. Yemin edebilirim, yanındaydım Bayan Hwang.''

''Buna nasıl inanmamı bekliyorsun? Yalnızca iki bardak onu bu hâle sokmazdı.''

''Onu daha önce içerken gördünüz mü?''

''Hayır, ama içtiğini elbette biliyorum. Ne marka içtiğini bile. Hyunjin yalnızca bira içiyor.''

İkisini dikkatle dinliyordum. Ta ki ufak bir kıkırtı duyana kadar. Minho gülüyordu.

''Hyunjin, sen söyle. Sadece bira mı içersin?''

''Evet.'' diye onayladım. Diğerleri damak tadıma uymaz, hoşuma gitmezdi. Annem yeniden araya girince daha fazla konuşmadım.

''Bu sorularla nereye varacaksın, merak ediyorum doğrusu.''

''Sizi hiç bekletmeyeyim. Hyunjin bu gece bırakın bir şişe birayı, neredeyse on şişelik bira etkisi bırakan kokteyllerden iki tanesini tek seferde içti.''

''Ne yaptı dedin?'' Annemin yakıcı bakışları yeniden bana dönmüştü.

''Haberi yoktu, elimde iki bardakla yanına gidince ikisini de aniden içiverdi.'' Minho hızlıca annemin kızgınlığını söndürmeye çalışmış, az çok başarılı olmuştu.

Ayağa kalkıp annemin karşısına geçmişti. Kesinlikle yürek yediğini falan düşünüyordum.

''Olay tamamen bundan ibaret. Hyunjin'in babasına benzediği falan yok. Ani bir kızgınlık yüzünden kalbinin kırılmasını hak ettiğini de sanmıyorum Bayan Hwang.''

Anneme karşın gülümsedi. ''İzninizle dışarıya çıkayım.'' Ve yanımızdan geçip gitti.

Annem ile birlikte oturma odasında yalnız kaldığımızda dolduğunu ancak şimdi fark ettiğim gözlerimi ona çevirmiştim.

''Üzgünüm tatlım..''

Yanıma oturup bana sarılmıştı. Saçlarıma sıcak bir öpücük bıraktı. Her ne kadar babama benzediğimi söylediği anda epey kırılsam da o benim annemdi. Anneme küsmez, onu yok saymazdım. Ben de ona sarıldım.

Burnumu çekerken annem biraz geri çekilip saçlarımı yüzümden almış, yanağımı okşarken konuşmuştu.

''İstersen yine atölyeye gidebilirsin. Onu yalnız bırakmak doğru olmayacaktır.''

Gözleriyle sürgülü kapıdan görünen Minho'yu işaret ettiğinde başımı sallamıştım.

Annem benden önce ayağa kalktığında hemen ardından ben de kalkmış, ona yeniden sarılmıştım.

''Uykunu güzelce al doğum günü çocuğu. Yarın da birkaç saatliğine eve uğramayı unutma ki sana hediyeni verebileyim.''

''Tamam, unutmam.''

Sürgülü kapıya doğru ilerlerken anneme güzel geceler dilemiş; onun da bana güzel geceler dilemesiyle dışarıya çıkmıştım.

Üzerimdeki bana ait olmadığına emin olduğum deri ceketle Minho'nun yanına gitmiş ve onu ittirip geldiğimi belli etmiştim.

———
gecis bolumu falan filan

yok korkularım, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin