Library-27

341 40 23
                                    

6 Ay Önce...

"Bunun olmaması gerektiğini biliyorum ama işe yaramaz kardeş kategorisi de bana göre olmazdı. Bu yüzden, lütfen, kapını aç Ria." Diye tekrar konuştu Harry.

Derin bir nefes verdim. Kapının arkasında oturduğumu ve onu dinlediğimi biliyordu. Depresyon benzeri halim onu endişeye düşürüyordu aynı zamanda. Annem ve Peter'dan sonra, beni düşünecek başka birinin olacağına inanmıyordum. Ancak kesinlikle ön yargıları yıkan biriydi.

Ayağa kalktım ve kapının kilidini açarak yatağa ilerledim. Oturduğumda çoktan yanıma gelmişti. Gözleriyle, muhtemelen, hasar tespit yapıyordu. "Eksik uzvun yokmuş."

"Çok komiksin."

"Depresyon kızları sağ olsun."

"Hâlâ çok komiksin ve bu bende, sana yumruk atma isteği uyandırıyor."

Ellerini teslim olurcasına kaldırdı. Sıkıntıyla nefes alarak yanıma oturdu. "Berbat bir kardeş ve iyi bir aile üyesi olmayabilirim ama bir haftadır odasına kapanmış bir kıza neyin iyi geleceğini biliyorum."

Hafif bir tebessümle ona döndüm. "Neymiş bakalım?"

Gururla sırıttı. "Bolca çikolata, dram filmleri ve Titanik izlemek."

"Bu işler böyle yürümez ama hadi bakalım." Diyerek ayağa kalktım. Hızla salona ilerlemeye başladığımda arkamdan söyleniyordu. Fikrini eleştirdiğim için bana kızgındı muhtemelen ama bunu kendisi de çok umursamıyordu.

Çoktan hazırlanmış ortama gülmemek için dudaklarımı ısırdım. "Ben olmasam kendin bu ortamı kuracaktın, değil mi?"

"Bu tamamen yalandır, Bayan Romanoff."

Bana Osborn demeyişi ve Romanoff değişi ile sıcacık olan içim ile gülümsedim. Ancak içimde bir tedirginlik de vardı. Natasha Romanoff eğitimleri mi yoksa kendi insanî hislerim mi emin değildim ancak, işte oradaydı. Beni resmen kemiriyordu.

"Yaşın küçük olduğu için sana Capri-Sun getirdim." Dedi Harry yanıma otururken. Ona göz devirdim. Somurtarak pipeti kutuya daldırdım.

"On yedi yaşındayım." Dedim keskinlikle. "Kendi Capri-Sun'ınımı kendim alabilirim."

"Çok tatlıydı."

"Biliyorum." Dedim cipsi ağzıma atarken. "Bu arada, cidden Titanik izleyecek miyiz?"

"Hayır. Kendimi kesmek istemiyorum. Sen odadan çık diye yalan söylemiştim." Kumandayı bana uzattı. Elimi ona uzattığım şurada duyduğum tıkırtı ile kaşlarımı çatarak ayağa kalktım. Meyve kesmek için konulmuş bıçağı masadan aldım ve pantolonumun kenarına sıkıştırıp üstünü kıyafetim ile gizledim. "İyi misin?"

"Biri var Harry."

Tedirginlikle ve sessizce ayağa kalktı. "Bu mümkün değil. Hizmetliler babam ile aynı saatte çıkıyor. Ve o da asla bu saatte dönmez." Dedi fısıldayarak. Korktuğu için olan bir refleks olduğunu anlamıştım. Bu tür durumlara alışkın değildi. Ben de değildim ama kendimi her türlü korumak için eğitim almıştım. Hazırlıklı olmaya alışkındım.

"Sadece sakin ol. Ve eğer birisi ya da birileri gelirse, binayı terk et. Beni arkada bırak, ben başımın çaresine bakabilirim."

"Bu söyleyeceklerim gururdan değil ve vicdandan olacak. Bak, istediğin kadar üst düzeyde eğitimin olsun, seni arkada bırakamam. Belki ölürüm ama şerefli bir şekilde ölürüm en azından."

Yüzümü buruşturdum. "Bir daha duygusal konuşma yaparsan sana yumruk atarım."

O da yüzünü buruşturdu. "Haklısın. Bu iğrençti."

Library🌠Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin