Sabah mıydı yoksa akşam mıydı bilmiyordu. Tek bildiği bacağından ve belinden bir kolun tuttuğu
"Kimsin sen?" zorlukla sesini duyurmaya çalışmıştı. Gözlerini açamadığı için kimin onu taşıdığını göremiyordu.
Ses yok... Sadece soluk alıp vermeler duyuluyordu.
"Hey!" diyerek bağırmaya çalışmıştı ama kedi miyavlamasından farksızdı sesi.
Yine ses yoktu. Yorulmuştu. Kendini uykuya teslim etti.
*********
"Uyanıyor mu?"
Genç bir kız sesiydi bu. Ama ne annesinin sesi ne de kız kardeşinin sesiydi. Tanıdığı bir kızın sesiydi. Ama kim olduğunu çıkaramadı.
"Yavaş yavaş kendine gelmeye başlar. Merak etme."
Bir erkek sesiydi. Bu sesi bir yerden tanıyor gibi gelmişti.
Gözlerini ağır ağır açmıştı. Bir yatak odanın içindeydi. Çift kişilik yatakta yatıyordu. Beril'in, yanındaki koltukta oturuduğunu gördü. Bir şeyler düşünüyor gibiydi. Karşısında kitaplık ve dolap vardı. Sesinden tanıdığı erkeğe baktı. Sirkte çarptığı kaykaylı çocuktu. O da ayakta bi ileri bi geri gidiyordu.
"Beril" dedi boğuk bir sesle.
"Uyandın mı? Aç mısın? Aç olmalısın , bir gündür uyuyordun. Ben sana bir şeyler hazırlayayım." dedi kız yerinden kalkarak heycanla kapıdan çıktı. Dolunay şaşkınlıkla Beril'in arkasından baktı. Burası Beril'in evine benzemiyordu.
" Seni tanıyorum. Sen bana çarpan çocuksun." dedi erkeğe bakarak.
"Evet , doğru. Kusura bakma. Orada sana bağırmış olabilirim." dedi erkek.
"Sorun yok. Neredeyim ben? Burası kimin evi? Beni sen mi buldun? Nasıl buldun? Beril'in burada ne işi var?" dedi merakla sorularını ardarda sıraladı.
"Evet. Sesini duydum. Astım ilacında burada." dedi yan taraftaki komidini göstererek.
Sorgulayarak"O sokakta ne işin vardı?" dedi Beril.
Beril'in geldiğini ikiside farketmemişti.
Dolunay Beril'in sorgulamasına şaşırdı.
" Bilmiyorum. Eve gidiyordum ve yolumu kaybettim. Sonrada olan oldu nefes alamamaya başladım. Asıl senin ne işin var burada? Burası kimin evi?" dedi Dolunay Beril'e. Bazı bölümleri atlamıştı. O akşamı hatırlamak bile istemiyordu."Bunu daha sonra konuşalım. Şimdi yeri ve zamanı değil." dedi Beril. "Genelde o sokak çok ıssız olduğu için fazla geçen olmaz. Ondan sordum. Neyse ki tam zamanında kurtarmış seni Çınar." diyerek gülümsedi.
Kaykaylı çocuğun ismini öğrenmişti. Birden panikle "Telefonum nerede?" dedi kız. "Annemler merak etmişlerdir."
"Telefonun orada yoktu." dedi Çınar.
"Yok muydu? Nasıl olmaz? Her zaman yanımda taşırım. Bir yerde düşürmüş olmalıyım."dedi kız. Yataktan hemen çıktı.
"Dolunay , yerine yat. Zaten çok yorgunsun."dedi Beril Dolunay'a doğru giderek.
"Eve gitmem gerekiyor. Annem ve Aylin çok merak etmişlerdir." diyerek astım ilacını pantolonunun cebine sokuşturdu.
"Dolunay, o konuyu ben hallettim. Meltem teyzeye dün bizde kalıcağını söyledim." dedi Beril. Çınar odadan çoktan çıkmıştı."Şimdi bana hemen doğruları söyle bakalım. Seni bilmediğin sokaklara girmeyeceğin kadar iyi tanıyorum. Ne oldu? Niye kayboldun? Yolda bir şey mi gördün?" dedi Beril. Dolunay'ı yatağın üzerine oturtarak şefkatle Dolunay'ın sırtını sıvazladı.
Panikle "Görmedim. Ne görecekmişim? Sadece dalgınlığıma gelerek başka sokağa girmişim. Hem olur böyle. Seninde başına hiç gelmedi sanki." gülerek Beril'e baktı.
"Onlar başka konular." dedi Beril.
"Sen beni sorguya çekiyorsun ama" diyerek aşağı katı göstererek gülümsedi Dolunay.
"Kesinlikle hayır. O benim kardeşim gibidir. Hem bana diyene bak siz nereden tanışıyorsunuz. Kıvanç'ı ne zaman unuttun." diyerek dalga geçerek omzuna vurdu. "Sen benden de çapkın çıktın." dedi Beril gülerek.
"Çapkın mı? Tanımıyorum bile. Sadece sirkte kayarken bana çarptı. Öyle tanışmış olduk. Burası onun evi mi?" dedi Dolunay.
"Hayır. Burası hepimizin evi."dedi Beril.
"Hepimizin derken. Başka insanlarda mı bu evde yaşıyor."dedi Dolunay garip bir yüzle Beril'e baktı.
"Evet yani hayır. Çok karışık Dolunay. Burası bizim toplandığımız yer." dedi Beril.
"Toplanmak mı? Toplanıp ne yapıyorsunuz? Aile toplantısına gidip beni ektiğin yer burası mı?" dedi Dolunay gülerek.
"Ekmek mi? Ben seni ekmek istemedim. Sadece zorunluydum Dolunay" diyerek ciddileşti.
Dolunay , Beril'i sinirlendirdiğini düşündü.
Aniden aşağıdan gürültü patırtı oldu. Sanki biri merdivenden yuvarlanmış gibiydi bu ses. Kızlar birbirlerine baktılar.
"Ne oldu?" dedi Dolunay.
"Bilmiyorum." dedi Beril. "Aşağıya gidip öğrenelim." dedi Beril.
İkisi aşağıya indiler. İlk salona sonra mutfağa baktılar. Kimsecikler yoktu.
"Çınar" diye bağırdı Beril. Sonra bir daha bağırdı ama Çınar'dan ses seda yoktu. Endişeyle "Dolunay baksana balkon kapısı açık." dedi Beril.
İki kız korkmaya başlamışlardı. Yağmur yağıyordu , şimşek çakıyordu ve rüzgar başlamıştı. Balkon kapısını kapattıkları sırada arkalarından "Hey , burdayım." dedi ürkütücü bir ses geldi.
Bu sesi duyunca ayakları yerden kesiliyormuş gibi hissetti. Başı döndü, midesi bulandı. Bu sesi duymak istemedi. Bu ses sihirbazın sesiydi. Ama yaşlı adam onu öldürmüştü. Gözleriyle görmüştü. Arkalarına döndüklerinde Dolunay haklıydı. Karşısında duran capcanlı adam sihirbazın ta kendisiydi.
Parmağıyla onu göstererek "Ama sen öldün." dedi Dolunay. Ağzından bir şeyler kaçırdığını farkındaydı ama umursamadı.
Şaşkınlıkla "Öldü mü? Sen öldüğünü nereden biliyorsun?" dedi Beril.
"Şuanda ölü gibi mi görünüyorum? Tabi zombi olduysam o ayrı." dedi adam alayla gülümseyerek.
Dolunay anlamıyordu. Onun çıkardığı iniltiyi ve dizlerinin üzerine yığılışını görmüştü. Aklı almıyordu. Hiçbir şeye aklı almıyordu. Mantığı artık devre dışıydı o da anlamıuordu. Artık eskisi gibi hayatı normal olmayacaktı bunu hissetmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doluçın
General FictionSıradan bir hayatı olan bir kızın , bir akşam gördüğü olağanüstü bir olaydan dolayı hayatı ne kadar etkilenebilir? Bu hikaye genç bir kızın bir akşam dünyasının , hayatının birden değiştiğini gösterir.