Esila
Uzun bir yolculuktan sonra taştan yapılmış bahçeli evin karşısında durmuşlardı.
Dolunay, Çınar ve Esila her zamankinden daha çok gergindiler. Çünkü adamın söyleyeceklerinden üçüde korkuyordu.
"Çınar inşallah bizi yanlış yere getirmemişsindir. Çünkü burası çok sessiz ve ıssız bir yere benziyor." dedi Esila etrafında dönerek.
"Dora'nın verdiği adres burası. Yanlış olmasın diye iki kere baktım." dedi.
Vakit kaybetmeden hemen evin dış kapısındaki zile bastılar.
Kapı hemen otomatik bir şekilde açılmıştı.
Üçüde evin içine girdiklerinde göründüğünden daha büyük bahçeyle karşılaştılar.
Ev sahibinin renkli renkli çiçeklerinin kokusu şimdiden burunlarına ulaşmıştı.
"Hadi gidelim" dedi Çınar karşısındaki taştan balkonlu eve doğrularak.
Kapıyı ulaştıklarında Dolunay zile bastı. 2. Zil basınçlarında kapıyı kır sakallı yaşlı bir adam açtı. Adamın mavi gözleri direk Dolunay'ın gözlerine yer aldı.
"Gelmişsin" dedi yaşlı adam inanmaz gözlerle.
Dolunay cevap vermeye zamanı olmadan adam içeriye sokmuştu.
Hepsi bir koltuğa oturarak adamın diğer koltuğa oturmasını beklediler.
"Çocuklar çayı yeni demledim. İçer misiniz?"
"Yok , teşekkürler amca. Biz almayalım." dedi Esila.
Adam yerinde rahat bir pozisyon alarak teker teker karşısındaki çocuklara baktı. Dolunay'da gözü daha çok kalıyordu.
"Evet , çocuklar. Bu ziyareti neye borçluyum?" dedi adam.
"Bilge amca ziyaretimin sebebini az çok biliyorsun."
"Evet oğlum. Biliyorum. Konu R.E tabakası." dedi adam.
"Evet"
"Öncelikle seni küçüklükten beri tanırım Çınar. Severim , sayarım. Ama sen beni bilmezsin. Çünkü sen çok küçükken tanıştık senle. Amcanıda bilirim. Babanla amcan elimde büyümüş sayılır. Hep küçüklükleri benim yanımda geçerdi. Ben onları çok çalıştırmadım değil. Seni de benim yerime amcan çalıştırdı. Aslında hepinizi. Tabi şu küçük hanımı işin içine katmazsak (Dolunay'ı göstererek). Aslında seni de tanıyorum. Kitaplardan tanıdığım kadarıyla tabi. Güzelliğin ve zerafetinden öyle bir bahsetmişti ki kitaplar , bir gün seni ölmeden önce göreyim diye ne dualar etmiştim. Ve işte şimdi tam karşımdasın! Kitaplar doğru söylüyormuş. Güzel ve farklı bir zerafetin var. " dedi adam.
Dolunay şaşırarak adama baktı.
"Hangi kitaplar?"
"Ooo... Kızım senin dünyadan haberin yok." dedi adam.
"Kitaplardaki ben olduğum ne malum? Belki başka biri?" dedi Dolunay.
"Kızım sen laf anlamaz mısın? Büyük kitaplardan bahsediyoruz. Senin bildiğin hikaye kitaplarından değil. Senin kaderin baştan yazıldı. Sen doğmadan önce. Annen seni ne güzel büyütmüş."
"Annemi tanıyor musunuz?" dedi Dolunay daha çok şaşırarak.
"Evet. Anneni ne çok severdim. Tıpkı gerçek annene benziyorsun. Onun kadar güzel ve akıllı bir kıza benziyorsun. Tabi üvey anneninde hakkını yiyemem. Bu yaşa kadar seni o getirdi sonuçta."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doluçın
General FictionSıradan bir hayatı olan bir kızın , bir akşam gördüğü olağanüstü bir olaydan dolayı hayatı ne kadar etkilenebilir? Bu hikaye genç bir kızın bir akşam dünyasının , hayatının birden değiştiğini gösterir.