Çınar'ın babasıEve gittiğinde çok yorgundu. O , eve gelinceye kadar gün doğmuştu. Evinin kapısını açtığında annesini karşısında beklemiyordu.
"Evet , Dolunay hanım. Bekliyorum..." dedi annesi kızgın bakışlarla.
"Özür dilerim." dedi Dolunay.
"Özür dileyerek bundan kurtulamazsın. Açıklama bekliyorum." dedi annesi sert bir sesle.
"Gitmem gerekiyordu. Ark..." dediğinde annesi sözünü kesti.
"Akşamın bir vakti?" dedi annesi.
"Kızım , ne oluyor? Bana söylemediğin şey ne?" dedi annesi.
Dolunay anlık bir cesaretle "Asıl senin bana söylemediğin şey ne?" dedi.
"Bana niye söylemedin? Madem özel olduğumu biliyordun niye söylemedin?" dedi.
"Aylin ve sen zaten benim özelimsiniz."
"Hayır , bundan bahsetmiyorum. Sen neyden bahsettiğimi biliyorsun anne , yoksa üvey anne mi demeliyim?"
"Üvey anne mi? Dolunay..."
"Evet , bekliyorum..." dedi annesini taklit ederek.
"Ben..."
"Sen ,ne?"
"Açıklayacaktım."
"Ne zaman? Altmış beş yaşlarımda falan mı?" dedi Dolunay öfkeyle.
"Bana sesini yükseltemezsin! Üvey annen olabilirim ama yine de senin annenim." dedi Annesi sesini yükselterek.
"Gerçek annem hala hayatta mı?" dedi sesi titreyerek.
"Bilmiyorum. Babanı da bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum. Sadece seni korumaya çalıştım" diyerek kadın hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
Soğuk bir sesle "Kimden , neyden?" dedi Dolunay.
Kadın hıçkırıkların arasından "Neyden korumaya çalıştığımı biliyorsun" dedi.
"Bilmiyorum."
"Biliyor olman gerekiyor. Bu kadar öğrendiğine göre kitapları , ruh emicileri , senin gibileri biliyor olmalısın." dedi
"Ruh emicilerden" dedi Dolunay kendi sorusunu cevaplayarak.
"Hayır , ondan değil."
"Neyden? Neyden beni korumaya çalışıyorsun?" dedi Dolunay sesi yine titremişti.
"K-kendinden"
Güçlüydü. Kendi gücü onu ve herkesi bitirecek kadar güçlüydü hem de.
Her şey tam şimdi farklı olacaktı. Onu bekleyen bir görev vardı. Bu iş bitince ne olacağını bilmiyordu. Artık onu zaman gösterecekti.************
Çınar'ın her evine gidişinde aynı şekildeydi. Soğuktu. Bazen Dolunay karşısındaki koltukta otururken Dolunay'a bakınca arada bir bakışları değişiyordu. Bazen korkuyordu , bazen üzülüyordu , bazen ise ona endişeyle bakıyordu.
Dolunay ona bakınca üzülmekten başka çaresi yoktu. Bazen Dolunay diye sesleniyordu Çınar. Kız ona efendim demesine rağmen karşısından cevap alamıyordu.
Bir gün gittiğinde Çınar'ı yerde yatarken bulmuştu. Bomboş tavana bakıyordu. Dolunay ilk başta korksada yanına gelerek oturdu.
Yakından bakınca Çınar'ın son bir kaç haftadır çöktüğünü farketti. Normalde de yüz hattı belli olan yüzü daha da belirginleşmişti. Yapılı vücudu zayıflamıştı. Aslında Dolunay yemek yediriyordu ama bu çöküntünün yemekle alakası yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doluçın
Fiksi UmumSıradan bir hayatı olan bir kızın , bir akşam gördüğü olağanüstü bir olaydan dolayı hayatı ne kadar etkilenebilir? Bu hikaye genç bir kızın bir akşam dünyasının , hayatının birden değiştiğini gösterir.