°•33. BÖLÜM•°

5.2K 848 198
                                    

Arîn gözlerini açtığında hareket etmek için ellerini oynatınca bileklerine sıkı sıkıya vurulmuş zincirler izin vermedi. Bilekleri morarmış kafasın da ki sersemlik ile etrafa bakındı. Görüntü arada bulanıklaşıyor arada netleşiyordu. Aklına gelen görüntü ile taşlar yerine oturdu. Teröristler tarafından kaçırılmışlardı.

"Pişt Arîn "

Arînin gözleri Havini bulduğunda anlamazca baktı.

"Bizi kaçırmışlar "

"Ne gerçekten mi? "

Arînin cevabı ile havin gözlerini devirdi. Vatana ihanet edenler tarafından kaçırılmışlardı. Etrafa baktığında örümcek tutmuş bir mağarada olduğunu gördüler. Yerlerde ki yırtılmış Türk bayrakları. Sıra sıra dizilmiş silahlar. Ve mağaranın diğer ucunda ellerine zincir vurulmuş Havin. Onunda bilekleri mosmor olmuş vaziyetteydi. Yüzünün bazı yerleri kesilmiş aktığı kan olduğu yerde kurumuştu.

"Yüzün mahvolmuş"

"Senin de öyle. Aman ne yapalım canım düğünüm de fondoteni çok sürsünler "

"Bu durum da bile mi? "

"Umudumu kaybedemem Allah büyük"

"Allah büyük"

Arîn yüzünde ki yaraları anlamak için mimiklerini oynattığında kurumaya yüz tutmuş kaşı tekrardan açıldı. Elmacık kemiğinin üzerinde kesik sızladığında yüzünü buruşturdu. Mağaraya giren vatan hainine baktığında gözlerini devirdi.

"Yine mi sen? "

"He yine ben kimi bekliyordun? Vallaha anlamadım ben sizi bir haftadır elimizdesiniz size türlü türlü işkence ettik. Yine de canınızdan eksilmedi "

"Biz bir ölür bin diriliriz! Canımızı bir tek Allah alacaktır. "

"Öyle mi biraz daha eğlenelim o zaman "

Adam elinde ki kırbacı Arînin ayaklarına vurduğunda Arîn ses çıkartmadı. Adam bu sefer kırbacı daha sert vurduğunda ayaklarının altının kesildiğini hissetti. Arîn ses çıkarmayınca bu sefer aynı işlemi Havine uyguladı. Adam kırbacı her vuruşunda yaralardan kan sızsa da asla ses çıkarmıyorlardı. İkisi de Allah'ın yanında olduğunu bildiği için acılarını dile getirmiyordu.

Onlar Türk'ün askeriydi. Pes etmek yakışmazdı onlara. Üstlerinden eksilmeyen bayrak için savaşıyorlardı.

Adam bu kadar dirençli olmalarına şaşırmıştı. Adam kenara çekildiğinde başlarındayız olan adama baktı.

"Dirençlisiniz. Siz eskiden de böyleydiniz. Neyse hanım ağam Trabzon hasır setini beğendiniz umarım. Gerçi Demirhanlılar ile ortak olduğumuz için sana hediye göndermesem haberin olmayacak. Malum bizi Trabzonlu şirket işi ile uğraşan biri sanıyorlar. O da haklı. Senin de kocanın yanına gitmen için az bir vakit var gibi. Ha bu arada ben sana haberi söylemedim. Biricik kocan vurulmuş onunda ölmesi yakın desene. Bir aydır uyanmıyormuş. Bir de üç asker şehit olmuş. Nasıl üzüldüm anlatamam "

"Üzülmekte haklısın sonuçta siz asla vatanı için ölmeye göze alacak kadar cesur değilsiniz değil mi canım arkadaşım emre"

Emre inanamayan gözler ile Arîne bakmaya devam etti. Arîne yaklaşıp eliyle yanağını okşadı.

"Cesur yürekli ilk aşkım. Eğer polis olmak için diretmeseydin belki de evlenmiştir"

"Şuan da çok doğru bir seçim yaptığımın kanıtı oldun eyvallah"
Havinin kıkırdaması ile emre arkasına dönüp Havine yaklaştı.

KANUNSUZ TOPRAKLAR | RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin