14. Bölüm

1K 134 3
                                    

Sen o bildiğim bütün aşk bahçelerinin, en nadide çiçeğisin. Ta ilk bakışta vurdun mührü kalbime, sen ezelden vazgeçilmezimsin (Aşk – Tarkan)


"Bak bakayım şuna."

Alper yoğurmakta olduğu çiğ köfteden bir parça koparıp uzattı. Bir Vedat Milor edasıyla ağzımdaki çiğ köfteyi uzunca bir süre çiğnedikten sonra başımı onaylarcasına sallayarak yuttum. Baş parmaklarımı havaya kaldırarak onay verdim.

"Sen her seferinde bu işte bir basamak daha yukarı çıkıyorsun, bence sen mezun olunca bir çiğ köfteci aç. Çok ciddiyim."

Alper son bir kez elinin altındaki çiğ köfteyi yoğuracakken sözlerimle aniden duruverdi. Düşünceli bir halde önüne bakarken yavaş yavaş yüzü aydınlanmaya başladı. Başını kaldırıp heyecan ve hevesle bana baktı. "Oğlum! Neden ben bunu daha önce düşünemedim? Çok iyi fikir lan bu!"

"Alpeer! Annenin yanında olduğunu unutuyorsun, ayrıca yanında başka bir hanımefendi var. Lanlı manlı konuşma burada."

"Özür dilerim anne."

Alper, annemin azarına çok fazla takılamadı bile. Aklına yatan bu fikir birden enerjiyle dolmasını sağladı. Oturduğu sedirden ayaklanarak omuzuna attığı havluya elini sildi. Beyaz atleti, o atletinin yakasından görünmekte olan eser miktardaki açık kumral tüyleri, omuzundaki havlusu ve kıpkırmızı elleriyle tam bir çiğ köfte ustası gibi görünmese de, az buçuk tarzıyla o havayı yakalamayı başarmıştı. Ellerini yıkamak için tuvalete giderken "Benim neden aklıma gelmedi bu?" diye söyleniyordu hala.

Elif'le beraber gülerek Alper'in arkasından baktıktan sonra göz göze gelince daha çok gülüştük. Bakışlarımı tenceredeki yemeği karıştırmakta olan anneme çevirdiğimde onun da güldüğünü gördüm.

"Aman bir işin ucundan tutup sana yük olmayı bıraksın da, ne yaparsa yapsın. Yaşı kaç oldu artık," dedi annem Alper'in duyamayacağı, sessiz bir tonda. Gülümseyerek anneme bakmayı sürdürdüm.

"İnan bana, on tane daha Alper olsa yine bana yük olmaz anne, sen sıkma diyorum canını. Lütfen bak."

Elif kendi önündeki tabaktan çok da fazla uzaklaşmadan anneme doğru hafifçe eğilerek "Salatanın görüntüsü oldu değil mi? Tutturdum illa ben yapacağım diye, umarım sizin yaptıklarınıza benzemiştir?" diye sordu ürkek bir ses tonuyla.

Normalde Elif'e, annemin mutfağa karışılmasına pek izin vermeyeceğini söylemiştim, lakin Elif'le alışverişten eve döndüğümüzde Alper'i mutfakta çiğ köfte yoğururken bulunca sitem etmiştik. O bir şeyler yapabiliyorsa biz de yapabilmeliydik. İşlerin çoğunu çoktan bitirmiş olan annem, Elif'in aşırı ısrarı karşısında salata yapma hakkını ona vermişti. Bana yapacak iş kalmadığı için salata malzemelerini doğramada Elif'e yardım edebilmiştim ancak. Ama harmanlama kısmına gelindiğinde yine işi tamamen Elif devralmıştı.

"Çok güzel görünüyor kızım, ellerine sağlık. Bundan başka daha nasıl olacaktı ki zaten?" diyerek gülümsedi annem tabağa bakarken.

"Doğru diyorsunuz. Keşke daha fazla işe yarasaydım, böyle çok tuhaf oldu," diyerek surat astı. Birikmiş bulaşık bile bulamayınca iyice tadı kaçmıştı Elif'in. Anneme yardım etmek için yanıp tutuşuyordu ama annemin hızına yetişmek pek mümkün değildi. Üstelik annemin normalde çalışan bir kadın olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu. Bu kadar hamaratlık ve iş hayatını bir arada götürdüğü için gıpta ediyordu.

"Aman be kızçem, şurada üç gün tatile, eğlenmeye gelmişsin onda da iş yapacağım diye tutturuyorsun. Sen yorma kendini! Hadi siz çıkın dışarı, yeter mutfakta olduğunuz hem! Yemeğe kadar Elif'e evi gezdir, ne bileyim. Eski fotoğraflarını falan göster!?"

YILDIZLARA DOKUNMAK (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin