3 / Biz bakıştık

42 11 26
                                    

Ömer'in yanından ayrıldıktan yaklaşık beş dakika sonra zil çalmıştı. Nedense bir garip hissediyordum. Yarım kalmıştı sanki birşeyler... Öznur gelmese daha iyi olabilirdi belki. Hep böyle olurdu. Yani, arkadaşım Öznur; hep böyle yapardı. Kendini ön plana atma çabası vardı her zaman her konuda. Bu huyu çoğu zaman canımı sıksa da bir şey diyemiyordum. Arkadaşımdı Çünkü o. Ne diyebilirdim ki? Desem ne değişecekti? Hiçbir şey!

Aslında çoğu şey. Ama diyemezdim. Üzülürdü.

Oldum olası insanları kırmaktan çekinmiştim. Korkardım birinin derdi olmaktan. İçine sıkıntı olmaktan, aklına geldiğimde yüzünün asılma sebebi olmaktan.

Ama insanoğlu değil mi? Bazı insanlar, bazı insanları kırmaktan hiç çekinmezlerdi. Çünkü onlar sadece kendi hislerini önemserlerdi.

Mesela hiçbir zaman gerçek hastalar gitmez psikoloğa. Gerçek hastaların hasta ettikleri insanlar gider.

Yine de ne olursa olsun bu düşüncelerimi hiçbir zaman söylemedim Öznur'a. Ve yine ne olursa olsun seviyordum onu.
Arkadaşlıklar bazı şeylerden daha önemliydi. Mesela kötü hissettiğimizde kitap okuruz, müzik dinleriz, kimilerimiz kendine zarar verir, kimilerimiz ailesine sığınır, kimilerimiz sadece uyur. Kimilerimiz etrafi darma duman eder, kimilerimiz sadece bir noktaya bakar. Ama kendinin bir parçası olduğunu hissedenlerimiz arkadaşına koşar. Sıkıntısını onunla paylaşır ve arkadaş eğer gerçekten arkadaşsa onu sarıp sarmalar. Belki yanyana değillerdir. Belki yanyanalardır. Ama sarılmak birlikte olmadan da yapılan bir eylemdir.

İnsan sevmediği birisine sarılırsa bir an önce o anın bitmesini bekler. Ama sevdiği bir kişiye sarılırsa hiç bitmesin ister o anın.

İşte gerçek arkadaşlıklar da böyledir. Sarılırken veya sarıldığımızı düşünürken o an hiç bitmesin isteriz. Hep böyle kalsak, keşke zaman dursa!

Ama öyle olmaz. Zaman geçer, hayat biter.

Üç günlük dünya deriz. Bu üç günlük dünyanın ilk gününü aileye, ikinci gününü arkadaşa ve üçüncü gününü aşka ayırırsak anlarız ki, sonuna kadar yanımızda olanlar sadece ailemiz ve arkadaşlarımızdır.

Aşk son andır

Belki aile ve arkadaşlıkların önde gelmesi de bu yüzdendir; bizi koşulsuz sevecek insanların sadece ailemiz ve arkadaşlarımız olduğundan.

Ve benim de Öznur'a birşey söylememem de bu yüzdendi. Kusurlarıyla sevmiştim onu. Arkadaşımdı.
Arkadaş deyince aklınıza ne gelirse!

Ertesi gün yine aynı şekilde hazırlanmıştım. Okul formam, üzerimde kırmızı kapşonlum, saçlarım açık, siyah maskem yüzümde, kirpiklerimde hafif maskara, mavi çantam sırtımda ve aç olmama rağmen kahvaltı yapmadığım midem! Hazırız. Son olarak telefonumu ve kulaklığımı alıp odamdan çıktım. Babamı öptüm, anneme el salladım ve finish!

Servise bindim, kulaklığımı taktım ve şimdi yolu seyrediyorum. Aklımda Ömer, kalbimde aşkı, kulağımda Müslüm GÜRSES'in şarkısı.

"Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde
Bir türlü kendimi avutamadım" diyor Müslüm GÜRSES

"Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde
Bir türlü kendimi avutamadım" diyor dudaklarımdan çıkan sadece benim duyabileceğim fısıltılar.

"Kaç gece ağladım böyle gizlice
Ne yaptımsa seni unutamadım" diyor gönlüm

"Kaç gece ağladım böyle gizlice
Ne yaptımsa seni unutamadım" diyor kalbimin kanayan yeri

AŞKA MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin