4

42 6 4
                                    

İki katlı ranzalardan birinde oturuyorduk. Ben ve Hoesok. Ben elimdeki kitabın konusunu incelerken o da yanımda oturmuş bana bakıyordu. Hapishanede zaman çok yavaş geçiyor. Eğer Taehyung, Hoesok ve kitaplar olmasa burası asla dayanılacak bir yer değil. Yavaş ta olsa hayat ilerliyordu. Taehyung elinde küçük plastik bir tepsiyle geldi. Üzerinde üç adet kağıt bardak vardı, içlerinde ne olduğunu bardağı elime alınca öğrendim ki, bu kahveydi. Kahveyi severim fakat hava oldukça sıcak olduğundan içesim yoktu. Yinede kısa bir teşekkür edip bardağı aldım. Benim söyleyemediğimi Hoesok söyledi. "Taehyung sence de kahve içmek için biraz sıcak değil mi?"

Hoseok hep böyleydi. Açık sözlü. Taehyung bir tepki vermedi ve sağ tarafımdaki boşluğa oturdu. "Sizce bu adam neden her günkinden daha mutsuz görünüyor?" Ben kimden bahsettiğini anlamamıştım fakat Hoesok anlamıştı. "Bilmiyorum. Burdaki gardiyandan öğrendiğime göre buraya birini öldürerek girmiş." O zaman anladım kimden bahsettiklerini. Buraya geldiğimden beri iletişim kurmaya çalıştığım fakat bir türlü ağzından üç kelimeden fazla cevap alamadığım adamdı.

Ona ne zaman bir soru sorsam, ya "unuttum", ya "bilmiyorum" yada "emin değilim" derdi. Tuhaf bir adamdı. Orta yaşlarda, siyah saçlarının arasında birkaç tel beyazlamıştı. Orta boylu ve çökmüş görünen yaşlı bir adamdı. Yerinden pek kalkmaz, kimseyle konuşmaz, yalnızca duvara kazınmış tarihe bakardı. 13.03.2013

Tarih tam olarak üç yıl önce bugünü gösteriyordu. Yaşlı adam bugün her zamankinden daha mutsuzdu. Gözleri dolu görünüyordu. Yaşlı dediğime bakmayın, taş çatlasa kırk yaşlarındaydı. Üzerine bantla yapıştırılmış bir karanfil çiçeği olan, bej rengi kapaklı ve kimseye göstermediği defter, dizlerinin üzerindeki sarı renk battaniye. Yaşlı adam çok gizemliydi.

Pekala ona yaşlı adam demeyi kesip ismini söylemem gerek. Min Yoongi. Yaşlı adamın adı buydu. Yüzündeki kırışıklıklar hiçbir şekilde yüzünün güzelliğini örtmüyordu. Yaşlı da olsa, çökmüşte olsa yakışıklı bir adamdı.

Omuz silkip Taehyung'a döndüm. "Bilemiyorum. Epey yaşanmışlığı var gibi duruyor. Sorsak cevap ta vermiyor." Hoesok iç geçirdi. Yaşlı adama bakıyor, dudaklarını birbirine bastırıyordu. Hemen ardından bize döndü. "Bu sefer de şansımızı denesek mi? Dediğin gibi bugün daha kötü görünüyor. Belki anlatır derdini."

Taehyung gülümsedi. "Haklısın. Bilirsiniz, bir süre sonra insan derdini içine ata ata bombaya döner ve patlayacak birini arar. Bom!" Dedi ve gülerek kollarını geriye attı. Küçük bir çocuğa benziyordu bazen. Çok sevimli.

Başımı salladım bende. İç geçirdim ve ayağa kalktım. "Tamam o zaman. Gidelim." İkisi de gülümsedi ve ayaklandı. "Durun" dedi Hoesok bizde durup ona döndük. Ne olduğunu anlamamıştık. "Ona bi kahve götürelim. Yaşlılar küçük şeylerden mutlu olur."

"Hoesok" dedim. "O kadar da yaşlı değil en fazla kırk yaşında." Hoesok omuz silkti ve her zaman yaptığı gibi dudaklarını tek çizgi haline getirip dudaklarının üstündeki gamzeleri açığa çıkardı. "Olsun" dedi. "Ben yine de getiricem. Beni bekleyin." Biz daha cevap bile vermeden hemen arkasına dönüp tezgahın oraya gitti. Çok düşünceli olduğunu daha önce söylemiş miydim bilmiyorum ama, o çok düşünceli.

Hoesok birkaç saniye içinde yanımizdaydı, bizde birkaç adımda yaşlı adamın önünde dikilmiştik.

Karanfil ✓yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin