-Hiç- Sayfa 9

5 2 0
                                    

fakat arkalarına bile bakmadan, bir özür bahşetmeden geçip gidiyorlardı. Ne çok kolay incitiyorlardı.

Omzundan kayan çantasını düzeltmek için dirseğini yukarı kaldırdı. Çantasını omzuna çekerken dirseği bir kadının etli baldırına çarptı. ''Affedersiniz, kusura bakmayın.'' Kadın çatık kaşları ile şöyle bir süzüverdi. İğneleyici bakışlarına rağmen bir gülümseme bahşetti. Geri dönüt alamadığında başını yeniden cama çevirdi.

Elindeki dosyayı sallaya sallaya kapıdan içeri girdi. Yalnızca dört dakika gecikmişti. Bugüne hastı. Yolda insanları seyretmeye fazlasıyla kendini kaptırmıştı.

Arkadaşıyla ortak kullandığı masaya ilişti. Sevecenlikle günaydın dedi, benzer samimiyeti karşıdan görememişti. Dahası işe girdiğinden bu yana hiç kimseden göremese bile gülümseyerek günaydın demeyi ihmal etmiyordu. İyi insan ve iyi ahlaktı yegâne temennisi. Amacı kimseye yük olmadan şu dünyadan geçip gitmekti.

Burak Bey'in kendisini seyre dalan bakışlarını görmezden gelerek işlerine koyuldu. Okuması, düzenlemesi gereken poliçeler ve daha birçok işi vardı. Kafasını kaldırmadı. Karakteri, işini iyi yapması gerektiğini fısıldıyordu. Etraftan birkaç arkadaşı kendilerine ait dosyaları onun masasına iliştirdiler. Ses etmedi. Çalışmayı, öğrenmeyi seviyordu. En azından zihni biraz olsun duruluyordu.

''İnsanlar iyi niyetini suiistimal ediyorlar.'' Burak Bey jilet gibi takım elbisesiyle tam karşısında duruyordu. ''Yardım etmemi ister misin?'' Başını yana eğmişti ki masasındaki fazla dosyaları kaptığı gibi arkasını döndü. Masaların arasından dolanıp az evvel ki mesai arkadaşlarının yanına vardı. Burak Bey'in ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.  İşaret parmağını masaya bıraktığı dosyalara ritimle vuruyordu. Çok geçmeden masasına geldi. Şaşkın bakışlarla süzdü. ''İnsanların seni kullanmasına izin verme. Bir sınırı aşan sıradaki sınırını mutlaka zorlar.''

Boynunu geriye gerip dişlerini sıktı. Arkadaşlarına kendisini mahcup hissetmişti. ''Sizden yardım isteyen mi oldu?'' Bir an duraksadı. Kabalık yaptığını anladı. ''Anladım, bu konuyu düşüneceğim.'' Dedi psikoloji dersinde öğrendiği gibi ve devam etti. ''Fakat sizin de yaptığınız hoş olmadı.''

''İş hayatında daha çok yenisin ve sen fazla iyi niyetlisin.''

Demek Burak Bey de onu aptal görüyordu. Boğazı sızladı. Burak Bey ona babasını anımsatmıştı. Kesinlikle uzak duracaktı. İnsanlar kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Rahatsız olmuştu.

''Yetiştirmem gereken işler var.''

Dosyaları okudu, maile aktarımlar yaptı ve daha birçok iş sonrası günü tamamlamıştı. Masayı toparlayıp çantasını eline aldı. Saatte göz gezdirdi. Gece erkek kardeşini yolcu edeceklerdi. Yeni bir tartışma evde hazır bekliyor olmalıydı.

Ofis kapısından dışarı adım attı. Serin rüzgâr eteğini okşayıp tenine zarif bir dokunuş bıraktı. Durağa kadar yürüyecek sonra bir durak evvel inecek ve eve yürüyerek gidecekti. Düşündüğü gibi yaptı. Ne kadar geç giderse evdeki tartışmadan, gürültüden o denli uzakta kalırdı. 

Durakta indi ve evin yolunu tuttu.

HİÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin