Bölüm24 Sokak Kavgası

3.2K 338 22
                                    

Madam ile yaptığım iş birliği sayesinde gazeteleri başarılı bir şekilde kullandım.

Başa dönecek olursam toplantıda elde ettiğim başarı hızla yayıldı. Eh tabi ki çıkacak manşetleri tahmin edebiliyordum. 'Sosyetenin cadısı tüm halkı kurtardı' 'Dahi prenses kendini göstermeye başladı'

Eh ikincisini biraz ben uydurmuş olabilirim ama bunlar gerçek oldu. Halk elbette benim kötü itibarımı biliyordu ama babamın başarılı dedikoduları önleme operasyonları sayesinde benden o kadar nefret etmiyorlardı.

Ben de bunu yararıma kullanıp madamdan gazete manşetlerini gizlice satın alıp değiştirmesini istedim.

Aynı zamanda sosyete için de bir sürü hizmetçi de bu konuyu konuşmaya başlayınca toplantıda olmayan kesimde hızlıca olaydan haberdar oldu.

Bundan bir gün sonra imparator bir ferman yayınladı ve çözümümün uygulanacağını başarılı olması takdirinde bana ödül verileceğini bildirdi.

Bu ödülü almam çok önemli ki alacağım. Sonuçta bir kez aklıma koydum.

Şimdilik abime veraset yarışına gireceğim tarzında bir sinyal vermedim ama altyapı kurmadan meydan okumak sadece aptallık olur.

Medya ve halk manipülasyonu başarılı. Yani en azından ben öyle düşünüyorum.

Bir çok kişi özellikle virüsten korkanlar bu haberden oldukça minnettar olacaktır.

Bu nedenle çalışmalar hemen başladı. Malzemeler tüm soyluların katkısıyla satın alındı ve şekillendirildi.

Bir sürü işçi belirlenen noktalara çalışmak için gönderildi. Ben de her nokta için kendi ekibimden birini başlarına koydum.

Ama iyi biri olmak için bunlar yetmeyecek. Saha da bulunmam gerekiyor.

Bu yüzden hemen toplandık.

En yakın arıtmanım yanına gideceğim. Uzağa gitmeye gerek yok sonuçta.

Sözde 'çalışmaları bizzat denetliyor' olacağım ama gerçekte sadece yatacağım.

Zaten kimse ne yaptığımı bilemez. Hem teknik açıdan bir kaç şey katmış olsam da bir makinanın yapımından ne anlarım ne de yapabilirim.

Yanıma Harry'i alıp gideceğim. O çalışır ben de yatarım. Mükemmel bir plan.

Yolculukta yarın ama bu akşam gizlice dışarı çıkacağım. En son çıktığımda bayılttığım çocuk kimdi acaba?

Ah neyse.

Gece karanlık çöktüğünde dışarı çıktım.

Amacım madamı ziyaret etmek ve biraz hava almak. Ev çok büyük evet ama içeride baş belası bir abi ve her hareketini izleyen hizmetçiler var.

Hem artık bir kaç basit kendini savunma hareketi biliyorum.

Yürümeye başladım. Gece pazarı vardı ve sokaklar mumlar ve sihirli lambaların altında ışıklıydı.

Ama ara sokaklar sanki gece için doğmuş ve güneş batıncaya kadar bu anı beklemiş kadar karanlıktı.

Her şey olabilir.

Ama ironik olan bu karanlığın aslında bu ışıklı yolun ardında yatan halkın gerçeği olması...

Düşünsenize evinizin yan cephesi ışık almıyor ne kadar kötü değil mi? Ahem.

Ben karanlığa yakın yürümeyi tercih ediyorum. Kalabalıkta hırsızlık kolay olur ya da biri çarpıp yanlışlıkla pelerinimi açarsa farkedilmem saniyelerimi alır.

Karanlık sokakların yanından geçerken bir çığlık sesi duydum ama bu aydınlık sokakta kimse bunu duymuyor gibiydi.

Hadi ama bir çocuk çığlık atıyor kimse mi bakmayacak?

Ahh lanet olsun!

Tamam bu yaptığım aptallık aman bir şekilde yalnız başına olmanın ne kadar korkunç olduğunu biliyorum.

Çığlığı takip ettim. Üç haydut bir çocuğu tehdit ediyordu.

Hemen gizlice bir kenarı geçtim ve silahlarımı hazırladım.

Bayılmak için vuracağım.

Hedef aldım ve ilk acıma attım. İlki saniyeler içinde sarsıldı ve yere düştü

Sıra diğerlerinde. İkinci dartı attım ama adam bir anda ani bir hareket yaptı ve ayağı kalktı.

Bu nedenle dart boynuna değil de göğsüne geldi. Tsk etkisi yavaşlayacak.

İkinci adam dartı hissedince hemen bu yöne baktı. Ahahaha evet biz buna 'ayvayı yedi' diyoruz.

İkinci adamın baktığı yönü gören üçüncü adam da bu yöne döndü. İkincisi zar zor ayakta dururken üçüncüsü çocuğu bıraktı ve bana doğru koşmaya başladı.

Tam diğer dartı atacakken arkadan biri gelip beni tuttu.

Dört kişimilerdi!?

Üçüncü adam sırıttı.

-Haha. Bakalım burada ne var? Küçük bir hanım kahramancılık oynamaya karar vermiş.

Eh pek de haksız değil.

Böylece üçüncü adam pelerinime uzandı.

-Bakalım ne kadar edersin?

Hmm köle tüccarları mı? Ahh neyse bu önemli değil acilen kurtulmalıyım.

Bu durumlarda ne yapmalıyım?

Önce ağzımı tutan eli ısırdım ve sol elimi tutan bileğimi vücudumu döndürerek kurtardım.

Şimdi bir şekilde topuklamalıyım. Ama çocuk hala yerde.

Kurtulduğum an bağırdım.

-Hey çocuk ne bekliyorsun!? Koş ver yardım çağır!

Çocuk ani bir farkındalıkla koşmaya başladı.

-S*ktir! Bu günkü avımızı kaçırmayı başardın.

Dartlarım yere düştü bir şekilde onları atlatmalıyım. Dövüşe giremem.

Ve iki adam arasında sıkıştım.

Tam adamlar hareket edecekken bağırdım.

-Durun!

İkisi de şaşkınlıkla bana baktı.

-Siz para istiyorsunuz değil mi?

Hemen iç cebimden madam için hazırladığım para torbalarını çıkardım. İçleri altın dolu.

Eh dük para basıyor.

-Bence anlaşabiliriz.

__________
Yazar:Villainesssss

Peki Ya Bir KötülüksemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin