8- Harabe (Ruined)

83 5 32
                                    

Tom'un Ağzından

Tori ile başbaşa kalmak istiyordum. En son iki hafta önce dışarı çıkmıştık ve onun da sıkıldığını hissedebiliyordum.

Benim ondan çekindiğini farkettiginde benimle uğraşmaya başlıyor, sinirlensem de hoşuma gidiyor. Kendi aramızda sakalasiyoruz ama Edd ve Matt ciddi ciddi kavga ettiğimizi sanıyorlar.

Geçen hafta sonu Edd'in açtığı bir çukurda -açma sebebi beni biraz ağlatsa da- bir hazine bulmak için maceraya çıktığımızda yol ikiye ayrıldı. Tord, Edd ve Matt'e çaktırmadan kulağıma bir şeyler fısıldadı.

- Karanlıkta bir gezintiye çıkacağız galiba .∆.? Hoşuna gidiyor mu, ha?
- N-ne kastettiğini anlamadım Hehe...😓

Tord'un imalı cümlelerinin ne demek olduğunu gayet de iyi anlamıştım. Tedirginliğimi belli etmemeye çalışıyordum. O yüzden her zamanki gibi her zamanki duygusuz ve bıkkın ifademi yüzüme yerleştirdim. Sonra Edd'in konuşması beni rahatlattı, Tord'unsa morali bozulmuştu.

- Görünüşe göre ayrılmak zorundayız. Yani Tom'u alacağım.
- Evet! Yüzünde patlasın Tord yüzünde!

Tord ise Edd ile gitmek istediği için morali bozulmamıştı, benimle gidemediği için bozulmuştu. Şapşal Matt ise herkesin Edd ile gitmek istediğini sanmıştı. Ve Tord'u kötülemeye çalıştı.

- Yani Tord ile takılıp kaldım mı? :(

Edd ile ilerlerken karşımıza tuzaklar çıktı ve her zamanki gibi bir oyuncak gibi kullanıldım.
_ _
- Senden nefret ediyorum '^ '

Biz yürümeye devam ederken arkadan müzik sesleri gelmeye başladı. Bu "Sunshine Lollipops" tu.

-Sanırım birileri işkence çekiyor xd
-Galiba :D

Edd'e çok komik gelmişti ama ortamın sessizliğini bozmamak için sadece titriyordu.

- Edd yeter.
- Ta-tamaaa hahahaha tamam.

Bağırarak gülüyorduk ve bir an korkup sustuk. Biraz daha ilerleyince Tord ve Edd ile karşılaştık. Yüzümde hala yaralar vardı ve Tord şaşırmıştı. Onu gördüğümde oyunculuğa devam etmem gerektiğini düşündüm.

- Yüzünde patlasın To- ahh neyse...

Biraz daha ilerledik ve karşımızdaki şeye bakakaldık. Önümüzde bir hazine sandığı vardı.

Tord'un Ağzından

Tom ile uzun zamandır (1 hafta xd) baş başa kalmamıştık ve yollarımız ayrılacağı zaman onunla aynı tarafa gitmeyi cidden çok istemiştim. O boktan tuzakları geçtikten sonra tekrar karşılaştık ve Tom'un heryerinde çizikler vardı. Tabi ki sihirli guclerimizle Selena yı çağırdık ve Tom u iyileştirdik.

Sonra bir hazine sandığı bulduk. İnceledik, vauv dedik falan -_-

Sandığın anahtarını koruyan mumyalar ortaya çıktı ve her gün yaptığımız bir şeymiş gibi -ki zaten öyle- savaşmaya başladık.

Her zamanki gibi ilk önce Tom'u dışladık, sonra ayı Matt kucağıma atladı, sonra Tom sehsü bir biçimde "içkiler" dedi, sonra her şey durdu ve Tom'a baktık, sonra havalı havalı savaşmaya başladık, sonra geberdik.

Eve döndüğümüzde Edd ile Matt televizyonun karşısına geçtiler, biz ise mutfakta oturuyorduk. Tom benimle sohbet etmeye çalışıyordu bense ona trip atıyordum, gıcık bir kız olmaya çalıştım, Tom allak bullak olmuştu,  hiç bir şey anlamıyordu.

- Yüzümde patlasın öyle mi?

- Şey hayır... Ben o an, umm

- Tamam ben anlayacağımı anladım Tom.

- Hayır Tori öyle değil. Ben sadece...

- Tamam Tom sen kendini yorma.

- Ama Tori...

- Bana Tori deme!

- Ben... sadece, özür dilerim...

Gözleri yaşarmıştı ve ellerimi tutuyordu. Sonra Edd'in yaklaştığını duyduk. Hem mutfağa geliyor hem de Matt e sesleniyordu.

- Sanırım yine kavga ediyorlar.

- Mhmm

Tom hemen yakama yapıştı, dövüş pozisyonuna geçmiştik, gerçekçi olsun diye cebimden silahlarımı çıkardım. Edd normal karşılayarak omuz silkti ve buzdolabına doğru yöneldi, kola alıp gitti.

O gider gitmez Tom yakamdan iyice çekti ve beni havaya kaldırdı, göz göze gelmiştik, sikecekmis gibi bir bakis attı ve beni çekti ve öptü. 

Sanki öpmedi, sanki beni alıp başka diyarlara götürdü, sanki ham yaptı beni, ham diye içine çekti, ham diye geti bıraktı ama ham diye de aldı kalbimi. Ben de dünyanın en lezzetli pastirmasini yer gibi ham yaptım onu, ananaslı dondurma yer gibi, pastırmalı kola içer gibi ham yaptım. Öyle bir ham yaptım ki kendi başlattığı şeyden utandı. Artık ham yapmıyordu, dilini kedi ham- pardon yemiş gibi bakıyordu.

Uzun zamandan sonra geri döndüm, umarım yeni bölümü keyifle okursunuz. 578 kelime 🌸🌸🌸

Aslında Ben #TomTordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin