GİRİŞ

418 112 56
                                    

Merhaba uzun zamandır kafamda kurguladığım bu kitabı yayımlamak benim için en güzel seçimdi.
Kendi çapımda yazıyorum,anlam kaymaları ya da zıtlıklar olabilir.Açıkcası bu kitabı yazma nedenim bir şeyleri başarabileceğimi bilmeyi istememdi.Şimdiden çok teşekkür ediyorum her birinize sizi seviyorum...

Ben FERDA KAÇMAZ, 

  Babam ben ortaokul yıllarımdayken kendini asarak intihar etmişti ...Sebebini asla öğrenemediğim bir intihardı bu.. Babamın zamansız ölümü beni kötü etkilemişti , uzun süre kendime gelememiştim .Sürekli evden kaçıp babamın mezarlığına gidip saatlerce ağlayıp istemeyerekte olsa yine eve dönerdim.Annem bu olaydan memnun değildi .Zaten babam öldükten dört beş ay sonra başka birisiyle evlenmişti...Derslerim başını almış gidiyordu. Normalde çalışkan bir kişiliğe sahiptim. Sorumluluk sahibi bir öğrenciydim .Babamın ölümü ,annemin başka bir adamla evlenmesi benim hayatımın dengesini alt üst etmişti. Evde bir üvey baba...Bu olaylar beni çok etkilemişti ,hayatım kaymıştı sonuçta daha ergenlik dönemlerindeydim...Bir gün annem beni odasına çağırıp üvey babam denilen o şahısın iş yerinin batmakta olduğunu ve iş yerini kurtarabilmek için iş ortaklarının çocuğu ile beni evlendirmek istediğini bu sayede işinin batmayacağını ve para kazanabileceklerini anlattı.Anlattı anlatmasına da annemin söyledikleri başıma kaynar sular dökülürmüşçesine hissettirdi.Anneme bu evliliği istemediğimi ve okuyup hakim olmak istediğimi defalarca izah ettim .Ama kaddar annem ikinci kocası için beni sokakta oyun oynuyacağım yaşta evlendirmek istiyordu ....Günler hızlı geçti. Sonunda ortaokul bitmişti ve ben lise sınavına girecektim .Yaz tatilinde annem beni dedemin yanına yollamıştı. Dedemin evinde ne test kitabı ne de internet vardı.Sadece milli eğitimin dağıttığı ders kitabı ve okulda yazdığımız notların olduğu bir defter...Dedem beni evinde sanki bir köleymişim gibi kullanıyordu .Her gün sabah ,öğlen ve akşam yemeği hazırlardım .İki günde bir temizlik yapıyordum .Yaklaşık günün neredeyse yarısnı dedeme ayırır geri kalanı ise çatı katında hakim olmak için çalışıyordum...Gece gündüz yorulduysam bile azimle ders çalıştım. Nihayet sınav gününe son bir gün kala annemi aramak için  dağın tepesine çıktım .Sadece dağın başında hatlar çekiyordu çünkü .Anne mi defalarca aradım ama cevap alamadım sürekli annem reddeddi .Korkularım bacaklarıma kadar sızlamıştı .Sınav gününe son bir kalmıştı ama ben kimselerin olmadığı bir dağlık alanda idim...Hava kararmaya gök gürlemeye başlamıştı biraz sonrada yağmur yağmaya başladı. Şimşek çakıyor bir yandan da Allaha yalvarıyordum.Kaçamıyordum yağmurdan kaçsam ne olacaktı? Her yerim ıslanmış soğuktan tir tir titriyordum .Etrafımda ne bir insan hatta bir canlı kul yoktu .Hava kendini beli etmiş kırk yılın hükmünü bugüne sığdırmış misali yağıyor sanki artık benim esirimsiniz der gibi şimşeklerini çakıyordu.Yağmur daha sert yağmaya başlamıştı.Hareket dahi edemiyordum.Artık anlamıştım sınava giremeyeciğimi ve çabalamaktan vazgeçmiştim.Kaderim benim peşimi bırakmamaya yemin etmişti .Ya burada durarak kaderime tesir olacaktım ya da eve gidip sürenecektim .İki seçeneğim vardı ve birisinin sonunda yaşam diğerinde ölmek .Ölmek için daha çok küçüktüm ,fakat sürünmek için de küçüktüm.Algılar algılar ...Beynimi uyuşturuyordu .Nihayetinde yağmurun altında ölmekten ise sürünmeyi tercih ettim .Zor bir yol olsada evin yoluna tuttum .Bir yandan ağlıyor diğer yarım titriyordu .Eve geldiğimde dedem kapıyı açmadı .Sanırım kapıya vurduğum sesi duymamış olacaktı ki pencereden içeri girmeyi denedim olmadı boyum ulaşmadı .İçeri girmeye çalışırken yağmur daha da arttı .Bahçede bulduğum odunları pencerenin altına koydum ve tırmanmaya başladım ve başardım .Pencerenin kehinden tutunarak içeri girdim .Dedem yatağının içinde ağzı açık bir şekilde yatıyordu .Dedemin yanına giderek elimi alnına koydum ve alnı buz kesmişti .Sonra kollarına dokundum kollarıda aynı şekilde buz kesmişti .Yaş üstümü değiştirmeden dedem daha da üşümesin diye biraz önce içeri girmemi sağlayan odunları dışardan alarak sobayı yaktım. Üstümü değiştirmek için rahmetli anneannemin yatak odasına gittim .Üstüme kalın bir kazak geçirdim altıma ise anneannemin bir eteğini giydim .İçerisi ılıman olmuştu dedem daha uyanmamıştı ve bende onun için dolapta ki kışın için hazırlanmış tarhana çorbasını ısıttım ,yanına da cay yaptım ve dedemi uyandırmak için yattığı odaya gittim .Dedem normalde gündüzleri fazla uyumazdı nolmuştu ki acaba diyerek odaya girdim .Dedemi kontrol ettiğimde ise nefes almıyordu ve buz gibiydi .Önce inanmadım tekrar kontrol ettiğimde nefes almadığı kesinleşmişti .Lütfen Allahım düşüğündüğüm şey olmasın dedem ölmesin diyerek bağırarak ağlamaya başladım .Bu bir adaletsizlik Allahım ben ne günah işledim ki bunların cezasını çekiyorum .Ağlıya ağlıya bayılmıştım küçük bedenim bunları kaldıramamıştı .....

5 YIL SONRA

Artık 17 yaşındayım ve üç yaşında kızım var .İsmi ise Defra ...Zorla evlendirildim ...5 yıl önce ki kabusum 3 yıl önce gerçekleştirildi .Sınavıma gireceğim günün gecesi annem eve gelmişti ve babasının öldüğünü o gece öğrenmişti ve dedemi benim öldürdüğümü iddia etti ama umursamadım ya da karşı çıkmadın sadece içime  attım çünkü ben bir anneydim "çocuk anne" idim .

Çok zor zamanlar geçirdim ama sabrettim .Sonunda o evden ve kocam denilen o adamdan kaçtım çok uzak diyarlara gittim .Ama sonunda beni buldu .Yüzümde ve tüm vücudum kanlar içinde kalmışcasına dövüldüm üç yaşında ki kızımın önünde...Sonum hastane köşelerinde geçti, günlerce yoğum bakımda kaldım .Ve şuanda da hastanede ölümün kıyısına atıldım doktorlar bir iki güne kadar öleceğimi ve çocuğumu bir aileye sahiplendirdiklerini söylüyordu .Bu satırlar benim son cümlelerim belki bir daha gözlerimi acıya ve işkenceye açmayacak idim bu durum hem güzel hem kötüydü çünkü ben kendi çocuğuma sahip çıkamamıştım .

"Ben bir anne olmayı beceremedim kızım özür dilerim"

Sessiz Çığlıklarımın Cehennemi -Devam Edecek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin